Öylece dururken hızlı düşünmem gerektiğini biliyordum. Bu benim hayatım değil miydi, istediğimi yapamaz mıydım? Akışına bırakmak, bana eskiden sırf söylemek için söylenen bir söz gibi gelirdi. Ama şimdi anlıyorum ki, şu an akışına bırakmam lazım idi.
Normal bir liseli kız olamaz mıydım? Sevgilisi olan, ailesi ile sorunlar yaşasa bile seven, arkadaşları ile çılgınca şeyler yapan, eğlenen ama aynı zamanda üzülen.
Her kelimede, her davranışta bir anlam arayıp, K-drama dizilerindeki salak kızlardan olmak istemiyordum. Eren'den hoşlanıyorsam, ona karşılık vermemde bir sorun yoktu.
Bacağımı beline dolayıp üst dudağımı kıpırdattım, karşılık verip diklendi ve belimden tutup beni öpmeye devam etti.
İlk çekilen taraf olup ondan uzaklaştım.
"Benden hoşlanıyorsun değil mi?"
"Evet."
"Ben artık eski Eren'im" diyen bir sırıtma ile bana baktı. Bu halini sevdiğim kadar nefret de ediyordum. Kucağından kalkacakken eli ile belimi sıktı. Eren ile masum bir öpüşme yapıp geri mi çekileceğimi düşünüyordum?
"Eve gitmem gerekiyor."
"Kim demiş?"
"Geç kalırsam sorguya çekilirim, bırak."
Ellerini belimden çekip eteğimin altına atacakken elini ittirip kalktım.
"Ben eve gidiyorum, cehenneme kadar yolun var. İki adım yürü yeter."
Evime doğru adımlar atarken, her şeyin çok hızlı geliştiğini fark ettim. Eğer sokağın ortasında olmasaydık Eren'i durdurmazdım, kendi aptallığımı biliyorum çünkü. Az önce olanlar hoşuma gitmedi değildi, Eren ile anlaşmamız neredeyse bitse bile okullar yeniden açıldığında onu görünce ne olacağını merak ediyordum.
Olanları görmezden mi gelecekti, yoksa bu davranışlarına devam mı edecekti?
Sonraki bölümde biraz cinsel içerik olacak galiba, bu arada sıklık ile bölüm atmaya çalışıyorum. Ayrıca ilerleyen bölümlerde Ai'ye Eren konusunda hakaret etmenize gerek yok, adı üstünde kitap liseyi anlatıyor ve lisede iken böyle şeylere kapılması normal. Bölümlerin başlıklarında hata yapmışım güncelledim bu arada, kitapta değişen bir şey yok. <3