3. Bölüm: Siyah Konak

812 85 58
                                    

İyi okumalarrr...

Yağızın güncesinden

Hala dün birden bire gelen kızı düşünüyordum. Kızdan oldukça şüphelenmiştim. Bir his vardı içimde, onda bir şeyler vardı. Çok garip davranmıştı. Ondan sonra karşımıza çıkan ölü ceylanın da bununla alakası olduğuna emindim ama çaktırmamaya çalışmıştım. Bu kızı ilk defa görüyordum. Omuzlarına kadar gelen siyah-gri saçları, ela gözleri ve taş çatlasa 165cm boyu vardı. Sade bir güzelliği vardı ama oldukça şüpheli hareketleri vardı. Gece o saatte; o incecik ve hiç spora uygun olmayan kıyafetlerle koşuya çıkması oldukça saçmaydı. Başkasının hayatı beni ilgilendirmez diye kendimi telkin ederek Arda'ya döndüm. Tam o anda telefonumun çalmasıyla cebime uzanmıştım. Kimin aradığına baktım, ekranda 'Ufaklık' yazıyordu. Başımın belası arıyordu.

"Alo, Ne oldu abicim?" dediğim gibi Sıla taramalı tüfek gibi konuşmaya başladı. "Abi bir kız... bir kız vardı. Siyah Konak'ın girişindeydi. Bizden olmadığına eminim, ilk defa gördüm. Garip bir tip, kaçtı. Bir süre takip ettim ama kaybettim, ormana girdi. Giderken telefonunu düşürdü ama şifreli. Arda kırabilir mi?" diye bilgilendirdi. 

"Tamam geliyorum ben. Sen karışma böyle işlere!" diyerek onu dinlemeden telefonu kapadım. Arda'ya olanları anlatıp bizim çocuklara haber vermesini istedim. O da tamam diyerek orada buluşmak üzerine ayrıldı. Yine görev bizi çağırıyordu. 

Oraya vardığımda Sıla oradan oraya dönüp duruyordu. Ne kadar meraklıydı alengirli işlere. Ona dönüp "Kızım senin burada ne işin var? Annemin bundan haberi var mı?" dedim. Annem burada olduğunu öğrenseydi kim bilir ne yapardı. Sıla'yı hep uslu tutmaya çalışsa da, o hep çok hareketliydi ve bunu bir türlü engelleyememişlerdi.

"Abi şimdi ben evde olsaydım, o kızı görebilir miydim? Lütfen ama hakkımı yiyorsun." gene yağ gibi üste çıkmıştı. "Nasıl biriydi, onu görebildin mi bari?" dedim, bir yandan da bana bakıp sırıtıyordu. "Tabii ki gördüm. Valla çok güzel kızdı..." deyince ilk anlayamadım sonradan lafa girdim. "Kızım öyle demiyorum, dış görünüşü nasıldı??" deyince benimle dalga geçtiğini belli eder gibi kıkırdadı. "Tamam abi ya, işte garip gri saçları vardı. 1.60 boylarında, genç bir kızdı." deyince aklıma direk dünkü kız geldi sonuçta her gördüğüm kızın saçı gri olmuyordu. Başka kim olabilirdi ki?  Hem dün, o kızdan büyük bir güç dalgası yayılıyordu. Bunu hissetmiştim, yanlış bir his olmadığını biliyordum. Bizim gibi olan her insandan belirli özel güç dalgaları yayılırdı. Ve biz bunları hissedebilirdik, yani birbirimizin güçlerini hissedebiliyorduk. Zaten Siyah Konak'a girebilmesi için özel güçlere sahip olması gerekirdi. Öbür türlü buraya kimse giremezdi.

"Tamam abicim. Bulduğun telefonu ver, ben bir bakayım. Bizimkiler kızı aramaya çıktı zaten. Sen de eve gidiyorsun, hadi bakayım!" telefonu elime uzattı ve dudaklarını bükerek gözlerini kıstı. "Her şeyi ben yapayım, sen git beni eve yolla. Gidiyorum ben ya. Kurtlar kaçırsın beni belki onlar benim iş yapmama izin verirler." diyerek gene kendini acındırmaya çalışıyordu. Bu sefer bu acıtsyona düşer miydim? Hiç sanmıyorum.  

"Tamam Sıla, git kurtların yanına ama onlar sana iş vermek yerine seni yemeyi tercih edeceklerini ikimiz de biliyoruz." gözlerini devirdi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Sıla'nın verdiği telefona baktım ama dün o kızın yanında telefonu yoktu sanırım. Kızın elinde hiç telefon görmemiştim, eğer görüp hatırlamıyorsam bile bu telefonu ilk defa görüyordum. Telefonda tuş kilidi vardı, şekil olduğu için birkaç şey denedim ama açılmadı. Yapacak tek şey Arda'nın gelip telefonu açmasıydı.

Yarım saat kadar sonra Arda ve Emir gelmişti ama Efe'yi etrafta görememiştim. "Efe nerde gençler?" deyince elinde telefonla yürüyen Arda bana baktı "Kanka kız meselesi biliyorsun, gene kaçtı. Hayır yani yanında bi kere bile bi kız görmedik ya, bu garip geliyor. Sizce de öyle değil mi ama?" Bu arada kendi telefonunu cebine koymuştu ve bana bakarak konuşuyordu. O ara Emir söze girdi "Cidden abi, koşmaktan ayaklarım ağrıyor. Yok yani gidip Sıla'dan da hesap sormak gerek. Kendisi kız kaçarken neyle meşgulmüş acabaa??!!" bir yandan kızıyor, bir yandan da haline gülüyordu. "Hiç bir şey çıkmadı mı? Sıla yerde telefon bulmuş, kaçan kızınmış sanırım." dediğimde Arda'nın gözleri büyümüştü. "Abi kızı bulamadık ama eğer onun telefonuysa büyük tongaya getiririz." dedi ve elini uzatarak 'telefonu ver' der gibi kafasıyla işaret etti.

Taç VarisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin