Kız bayıldığında Mark'la hemen müdahale ettik.Mark kızı içeri taşıdı ve onu yatağın üzerine bıraktı.Bende üzerine birşeyler örttüm.Hava ne kadar sıcak olsada,akşamları ayaz esiyordu ve o büyük ihtimalle üşümüştü.
Kız yaralı görünmüyordu,bu yüzden ya açlıktan yada yorgunluktan bayılmıştı.
Bir süre Mark'la kızın uyanmasını bekledik.Bu süreç sandığımızdan çok daha fazla sürdü.Gizemli kız neredeyse beş saatir uyuyordu.
Sonunda gözlerini açabildiğinde.Bir süre nerede olduğunu kavramaya çalışır gibi etrafına baktı,sonra hatırlamış olucak ki bize mahçup bir ifadeyle bakmaya başladı.En sonunda bize bir açıklama borcu olduğunu kavradı ve konuşmaya başladı;
-"Kusura bakmayın sizi bu saate rahatsız ettim.Çok çaresizdim üç gündür adam akıllı hiçbirşey yememiştim.Sonunda açlığa daha fazla dayanamadım,ve etrafta yaşayan birileri aramaya başladım.Sonra burayı buldum.Yardım istemek için kapınızı çaldım.Ama bünyem daha fazla dayanamamış olucak ki bayıldım.Ayrıca beni evinize aldınız, gerçekten çok teşekkür ederim."
Kızın haline baya üzülmüştüm.Oda benim gibi hayatta kalmaya çalışıyordu.Benim yanımda Mark vardı.Ama o yanlızdı,hayata karşı yanlız...
Kıza yemek yemesini teklif edicekken Mark bunu benden önce yaptı;
-"Tamam bize anlatacakların varsa sonra söylersin şimdi yemek ye birdaha bayılmak istemezsin değil mi ?"
-"Tabikide, bayılmak; yaşarken ölmek gibi birşeydi bunu birdaha yaşamak istemem.Yemek teklifi içinde ayrıca teşekkür ederim bu teklifi geri çeviremem gerçekten çok açım."
-"Ne demek siz yeterki iyi olun.İnsanlara yardım etmek hepimizin görevi."
Kız toplamadığımız masaya oturdu ve koyduğumuz yemeklerden yemeğe başladı.Aç olduğu her halinden belliydi,ama o bunun yanında,yemeğini bir prenses kadar kibar yiyordu.Gizemli kız herşeyiyle insanı büyülemeyi başarıyordu.
***
Yemeğini yedikten sonra yatağa geri döndü,ve yatağın kenarına oturdu.Bende Mark'ın yanına oturdum.Kız etrafı inceliyordu,bakışları sanki ilk defa böyle bir yer görmüş gibiydi.Neden anlamadım ama bu kadar şaşırmış olması bana garip geldi.
Tamam bu ev biraz eski olabilir,ama bu bölgedeki her yer böyleydi.Bir süre düşündükten sonra kızın uzak yerlerden gelmiş olabileceğini tahmin ettim.Emin olmak için de sordum;
-"Buralı mısın? yoksa başka biryerden mi geldin?"
-"Hayır buralı değilim.Ama nereden geldiğimi söyleyemem kusura bakmayın."
-"Tamam anlıyorum bizi tanımıyorsun,ama biz kötü insanlar değiliz.Yardıma ihtiyacın varmış gibi duruyorsun. Sana zarar vermeyiz aksine sana yardım ederiz.Yaşadıklarını bize anlatabilirsin."
-"Hayır hayır konu size güvenip güvenmemem değil.Sadece anlatamayacağım şeyler var.Siz iyi insanlara benziyorsunuz bunu gözlerinize baktığımda anlayabiliyorum.Ama olmaz sizi tehlikeye atamam."
Tam ağzımı açacağım sırada Mark sözümü kesti ve konuşmaya başladı;
-"Tamam John üsteleme kız anlatmak istemiyor olabilir.Fazla üstüne gitme,yorgun gözüküyor.Bu arada ismini bilmediğim için sana kız demek zorunda kalıyorum.Senin için bir mahsuru yoksa bize adını söylermisin?"
-"Tam adımı söyleyemem ama bana kısaca Ally diyebilirsiniz."
-"Peki seninle tanıştığımıza memnun olduk.Belki adlarımızı konuşken öğrendin ama ben kafanın karışmaması için tekrardan söyleyim.Ben Mark buda arkadaşım ve öğrencim John."
-"Bende tanıştığıma memnun oldum.Bu arada öğrencim derken? Ögretmen misiniz?"
-"Ögretmen demeyelim.Sadece John'a Kılıç kullanmayı öğretiyorum."
-"Gerçektenmi,kılıçlara her zaman ilgi duymuşumdur.Bence her insanın öğrenmesi gerken bir sanat.Tabi bunu kötü yerlerde kullanmaması taktirinde."
-"Bizimde böyle bir amacımız yok zaten, sadece birisini kurtarmam gerekiyor.Bunun içinde hem kendimi savunmam hemde kendimi korumam gerekiyor.Mark'ta bana bunları öğretiyor."Araya girip bunları diyorum.
Gizemli kız,yani Ally anlattıklarım ilgisini çekmiş gibi gözlerime baktı.Bir süre sonra gözlerini benden kaçırdı.Ve birşeyi düşünmeye başladı.Bunu gözlerinin istemsizce dalmasından anlayabilmiştim.
Ally bize yük olmak istemiyordu.Ama bizden başka gideceği bi yer de yoktu.Gece yarısında,Mark'a gidebileceğini başka yerde kalabileceğini söyledi. Ama Mark Ally'nin ısrarlarına rağmen,onu burda kalması için ikna etmişti.
Ally Mark'ın sözlerine karşı yenilmişti.
***
Bugün her bakımdan uzun bir gündü.Hayatıma yeni bir insan girmişti.Yeni maceralar atlatmıştık.Ama en önemlisi de ilk defa annemi düşünmediğim saatler geçirmiştim.Bu benim için hem iyi hem kötüydü.Annnemi düşünmek beni çok fazla yıpratıyordu.Ama bununla birlikte onu düşünmek, onun nefes aldığını bilmek beni mutlu da ediyordu.Hayatın okadar farklı davranışları varkı aynı zamanda benim buna alışmamı bekliyordu.Annemi bu kadar düşünürsem kendimi geliştirmeme veremezdim.Hazır olduğum zamana kadar onu unutmam gerekiyordu.Hayatı için bir süre ondan vazgeçmem gerekiyordu.Bir süre yatağımda yuvarlandım uzun süre düşündüğüm için uykum kaçmıştı.Sonra susadığımı fark ettim ve yatağımdan kalktım.
Mutfağa doğru giderken,Ally'yi uyurken gördüm.Üzeri açılmıştı,yanına doğru gittim ve üzerini örttum.Bir süre onu izledim adeta melek gibi uyuyordu.Çok masumdu,
ve çok güzeldi...Kendimi uzun bir zaman onu izlerken buldum.Yanından ayrıldıktan sonra su içtim ve yatağıma geri döndüm.
Gözlerimi yumduğumda ise aklımdan şu sözler geçiyordu;
Düşüncelerinden kurtul,bugünde veya geçmişinde yaşama.Sadece yarın için olacakları bekle.Çünkü sen geçmişinde yaşamıyorsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Ejderha Yumurtası
Fantasyİnsan,kaderini kendi yazamazdı.Tamam belki çabalayıp,bazı şeylerin kendi isteyiyle yön verilmesini sağlayabilirdi.Ama yapabilecekleri bu kadarla kalır,daha fazlasına gücü yetmezdi.Çünkü O sihirli kalem, kaderi yazdıysa eğer,geri dönüşü olamazdı.Belk...