~John~
Liam odadan çıktığı zaman,üzerime büyük bir yorgunluk çökmüştü.Yaralarım yüzündende biraz ağrım olmuştu,ama bu son olanlardan sonra ağrı kendini arttırmıştı.Her ne kadar uykumu alsamda, biraz gözlerimi kapatıp dünyadan uzaklaşmaya ihtiyacım vardı.Öylede yaptım.Dakkikaların saniyelere dönüştüğü o kısacık anda uykuya daldım ve kendimi herşeyden soyutladım.
***
John bunları yaparken Liam ise,onu korumak için iyi bir yol arıyordu.O kızı biliyordu.O bir prensesti.Ama onu tanımıyordu.John her ne kadar ona çok güvendiğini söylese de, kimseye güvenilmeyecek bir çağda yaşıyorlardı.John'un kendini güvence altına alması lazımdı.Çünkü o hepimizden farklıydı ona birşey olsa, elimizden,kaderimize boyun eymekten başka hiçbirşey gelmezdi.Liam biraz daha düşündü ama aklında tek bir şey vardı,bu tehlikeliydi.John'un ve kendisinin güvenliğinden emin değildi, ama aklına başka bir çıkış yolu da gelmiyordu.
Bir müddet sonra zihnini boşaltmak için dışarı çıkmaya karar verdi.Evde sadece yaşlı bilge vardı.Allison ve Patrick kendisi John'un yanından döndüğünde etrafta yoktular.Beraber kaybolmaları onu şüpelendirmişti, ama şüpelense bile elinden ne gelirdi ki.Onlar John için önemlilerdi.Hayatları için onları öldüremezdi.
Hızlı adımlarla ormana doğru yürürken,bunları düşünüyordu Adam.John onun için değerliydi.Çünkü o bir komutandı ve ona emanet ettiklerini-koruyucular- koruyamamıştı.Bunu John'u koruyarak telafi etmek istiyordu.
Biraz daha ilerledikten sonra, kulağına fısıldaşmalar geldiğini anımsadı.Emin olmak için dikkatli adımlarla sesin geldiği yöne doğru ilerledi.Görüş alanına tanıdık iki simâ gelince yerinde durdu ve içini kavuran merak yüzünden onları dinlemeye başladı.
-"Ally biran önce yumurtayı alıp kaçmamız lazım.Eski plan iptal oldu.İşin içinde Liam yoktu.O eminim ki yapmak isteyeceğimizi anlamıştır.John'a birşey anlatmadan işimizi bitirmemiz lazım.Bugün yumurtayı gizlice alacaksın ve kimseye belli etmeden dışarıya çıkacaksın.Ben evin etrafında biryerde seni bekliyor olacağım.Anladın mı beni.Duygusallığı bırak ve krallıktaki arkadaşların için yap bunu."dedi Patrick ve konuşurken kızın omuzuna koyduğu elleri indirdi.
- "Yapamazsam, yakalanırsam ne yapacağız peki?"dedi.Sesinde büyük bir endişe saklıyordu.Ama gözlerine baktığında endişesini rahatlıkla anlayabiliyordun.
-"Yapacaksın.Yapamazsam diye birşey yok tamam mı?"dedi Patrick.Ally anladım dercesine kafasını öne arkaya salladı ve gitmek için öne doğru bir adım attı.
Liam onlar eve varmadan,olanları John'a anlatmak için adeta uçarcasına eve doğru koştu.Eve vardığında John'un kaldığı odaya gitti ve çalmadan hızlı bir şekilde kapıyı açtı.
***
John uyandığında kendini o kadar dinç hissediyordu ki.Adeta yeni doğmuş bir bebek kadar enerjikti.Uyumanın bir insana bu kadar iyi geldiğini ilk defa farketmişti.Yavaşca yatağında doğruldu ve sırtını duvara yasladı.Ayağındaki yaraya hiç bakmamıştı, ne kadar derin olduğunu merak ediyordu.Biran önce merakını gidermek için örtüyü üstünden çekti ve ayağındaki sargıyı açmaya başladı.İşi bittiğinde gördüğü manzara, nefesini kesmişti.Yaranın kesildiğinden emindi.Peki bu pürüzsüz bacak neydi? Koca bir çizik olan yaram nerdeydi?Sonra kollarına baktı.Uyumadan önce çizik içerisindeki kollarıda bacağı gibi pürüzsüzdü.Hiçbir yara yoktu.Yaşadığı şaşkınlıktan kurtulduğu zaman.Var gücüyle bilge Luis'i çagırdı.
Kapı açıldığında yüzündeki korkuyla Bilge içeriye girdi.John içinden çok mu bağırdım diye geçirdi, sonra bu düşünceden de kurtuldu ve olan biten herşeyi Bilgeye anlattı.
Sözünü bitirdiğinde Bilge;
-"Endişelenme John bu Ejder ruhu olmanla alakalı.Kim bilir ilerde yaşayacakların seni ne kadar da şaşırtacak.Biz insanlar bu kutsal varlığın yapabileceklerini anlayamayız.Ben bile ne kadar çok şey bilsemde anlayamam o yüzden şaşırma.Alışmaya çalış.Bunlar güzel şeyler.Seni birkaç hafta yatakta yatmaktan kurtardı.Bence buna sevinmelisin."dedi ve güldü.John"Tamam."dedi.Ve aklındaki birkaç soruyu daha sordu.Bilge biraz daha kaldı, sonra ise işlerinin olduğunu söyleyip odadan ayrıldı.
John yatakta uzanıp öylece düşünürken,kapı sert bir şekilde açıldı ve Liam hızlı adımlarla içeriye girdi.
-"John sana anlatmam gerekenler var."dedi.Ve işittiği herşeyi anlattı.John büyük bir hayal kırıklığıyla dinledi karşısındakini.Kalbinin parçalandığını hissetti o an.Ve sonra kafasına birşey koydu.Ally'le konuşacaktı.Ve Liam'ın az önce anlattığı gibi yumurtayı alıp ustasıyla gidecekti buralardan.
***
~Ally'nin ağzından~Patrick'le eve döndüğümüzde,hemen üzerimi değiştirdim ve John'un odasına doğru gitmeye başladım.Birazdan yapacaklarım kendimden tiksinmemi sağlasa da, seçme şansım yoktu.Beni büyük birşeyle tehdit etmişti George.Ona olan nefretimden ona amca bile diyemiyordum artık.Ama yapacak birşey yoktu.Ya yapacaktım,ya yapacaktım.
Kapıyı acıp içeriye girdiğimde John bir oraya bir buraya hızlı adımlarla ilerliyordu.Ve suratı,Aman Tanrım bu çocuğun suratı yaralarla doluydu, şimdi neden bu kadar temizdi?Ve o ne zamandır yürüyebiliyordu?
-"John...Sen...Sen iyileşmişsin.Nasıl oldu bu.Tanrım noldu sana.?"dedim.Uzun bir süre sonra yüzüme baktı.Gözlerinde hüzün, ve pişmanlık vardı.
Hızlı adımlarla yanıma geldi ve yüzüme bakarak şunları söyledi;
-"Ally sen ne zamandır arkadaşlarına ihanet etmeye başladın.Ne zamandır bu kadar iğrenç bir insan oldun.Artık seni tanıyamıyorum.Yumurtayı çalıp insanları ve beni yarı yolda mı bırakacaktın.Senin derdin ne ha! Ne istiyorsun benden! Ne yaptım ben sana!"dedi ona sorduğum soruyu es geçerek.
Tanrım öğrenmişti işte.Artık onun gözünde aşağlık bir insandım.Gözlerinde gördüğüm öfkeyle daha fazla dayanamadım, ve ağlamaya başladım.
-"Elimde değildi, yoksa yapmazdım.Yemin ediyorum ki yapmazdım.Ben...Çok üzgünüm John."dedim.Hıçkırıklarım artıyordu, ve ben onları saklayamıyordum.
-"Anlat o zaman! Dinlerim seni.Neden böyle birşey yapacaktın?"dedi.
-"Anlatamam.Üzgünüm."dedim.Ve başımı öne eğdim.Daha fazla gözlerine bakamazdım.Buna gururum yoktu.
-"Bende üzgünüm, şimdi yapacaklarım için.Şana konuşma şansı verdim ama kabul etmedin.Sana başka yapabileceğim hiçbirşey yok kendine iyi bak Ally."dedi ve farkedemeyeceğim bir hızda omzumun biraz yukarısındaki boynuma vurdu.Sonrasında hissettiğim ise; Koca bir boşluktu.
***
Sonunda bölümü yazabildim :D.Suan cok mutluyum okuyucumuz günden güne artıyor ve hikâyemiz fantastik siralamasinda #150.cı oluyor.Bolum tum okuyuculara gelsin.Umarım beğenmişsinizdir.Yorum yapmayı unutmayın.Birdaki bölüm geç gelebilir.Hoscakalin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Ejderha Yumurtası
Fantasyİnsan,kaderini kendi yazamazdı.Tamam belki çabalayıp,bazı şeylerin kendi isteyiyle yön verilmesini sağlayabilirdi.Ama yapabilecekleri bu kadarla kalır,daha fazlasına gücü yetmezdi.Çünkü O sihirli kalem, kaderi yazdıysa eğer,geri dönüşü olamazdı.Belk...