2.Bölüm "Düşünce Hapisi"

876 54 8
                                    

Günlerdir hayat mücadelesi veriyorum.Anneme ne yaptıklarını bilmeden yaşamaya devam ediyorum.Ve emin olun ki bu her şeyden  çok daha fazla canımı acıtıyor.

Dünya bu kadar sakin ve huzurluyken neden cehenneme dönüştü ki ? İşte bu sorunun cevabını biri bana vermeli.Biz hayatımıza devam ederken goblinler geldi ve her şeyi mahfetti.Annemle ben bi bakıma şanslıydık cünkü; kaçabilmiştik.Binlerce insan ölmüştü ve biz hayatta kalabilmiştik.

Annemi kaçırdıklarından sonra bu ormandan uzaklaşmaya karar verdim.Çünkü biliyordum ki burası artık güvenli değildi.Ve benim annemi kurtarmam için hayatta olmam lazımdı.Yada birilerinden yardım almam.Lanet olsun! ne yapacağımı hala bilmiyorum.Tek başımayım ve karşımda koca bir goblin sürüsü vardı.Elim kolum bağlı ve ben düşünmekten başka hiçbir şey yapamıyorum.Kendimi koca bir düşünce hapsindeymiş gibi hissediyorum.Ve buradan kurtulacağımı da zannetmiyordum.

                            ***

Güneş battıktan sonra ormanın dışında güzel bir barınak bulmuştum.Bulduğum yer iki büyük ağacın arasında oluşan bir çukurluk tu.Çok güvenli değildi belki ama bu bölgede bundan daha iyisini bulamamıştım.

Yanıma aldığım erzakları yere bıraktım ve uyumak için yere bir örtü serdim.

Sabah kalktığımda çok büyük bir açlık hissediyordum.Annemin avladığı iki tavşan günler öncesinden bitmişti.Dün hiçbir şey avlayamamıştım ve bütün günümü sadece su içerek geçirmiştim.Bugün kesinlikle güzel bir şey avlamalıydım.

Ayağa kalktım ve yanıma avlamak için sapanımı aldım.Ve bir müddet sonra da, yola koyuldum.Uzun bir süre hiçbir şey bulamadım.Ama sonra büyük bir geyik gözüme takıldı.Onu avlamam için sessiz ve dikkatli olmalıydım.Geyik nehrin kenarından su içerken,yavaşça yanına yaklaştım ve sapanımı atmak için harekete geçtim.Tam o anda geyik beni fark etti ve kaçmaya başladı.

Bu geyiğe gerçekten çok ihtiyacım vardı ve ben bunu kaçıramazdım.Ne kadar yakalayacağımı düşünmesem de arkasından koşmaya başladım.Geyiğin peşinden koşarken ayağıma bir ip takıldı ve bir tuzağa düştüm.

Çok güzel zaten açtım şimdide bir kapana kapandım.Herşey in benim başıma gelmesi ne zaman duracak gerçekten çok merak ediyorum.

                            ***

Uyandığımda şöminesi olan bir odada idim.Dün akşama kadar birilerinin gelmesini bekledim,kimse gelmeyincede uyumaya karar vermistim.Ve şuan  nerde olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Odanın kapısı açıldığında kafamı o tarafa doğru çevirdim.Orta yaşlarında sarı saçlı,yeşil gözlü bir adam vardı.Bana doğru yaklaştı;

-"Şey merhaba ben Mark,dün akşam koyduğum tuzaklardan birine yakalanmışsın.Bende ne yapacağıma karar veremedim.En sonunda seni buraya getirdim."

-"Peki beni nereye getirdin.Şuan neredeyiz??"

-"Ormanın kenarlarında küçük bir evdesin."

-"Ne zamandır uyuyorum ?"

-"Çok fazla olmadı, sanırım 3 veya 4 saatir uyuyorsun."

Tanrım! eşyalarım ormanda kaldı.Ve ben burada uyuyorum.

-"Benim oramana geri dönmem lazım."

-"Tamam sakin ol.Dışarıda yağmur yağıyor.Hava biraz düzelsin birlikte gideriz.Benimde yarın için yemeğim kalmadı tuzaklarıma bakmam lazım."

-"Bu arada ben John.Kusura bakma sanırım kısa bir şoka girdim kendimi tanıtmayı unuttum"

-"Sorun değil.Havanın düzelmesi biraz zaman alır.Sana yemek getireceğim,yemeğini yersin sonrada yatarsın.Çok yorgun görünüyorsun."

-"Peki teşekkür ederim."

-"Sonrada bana hikayeni anlatırsın."

-"Efendim"

-"Hikayeni anlatırsın diyorum.Hikayen varmış gibi duruyorsun."

Hikayemi gerçektenmi ?? Daha inandırıcı olamazdın.Benim mi bir hikayem vardı.Bu yaşta tek başıma kalmış, hayat mücadelesi verirken,insanlar benden bir hikaye mi bekliyorlardı.Sanırım benim hikayem fazlasıyla acıklıydı.Ve insanlar acıdan nefret ederlerdi.

                          ——-

Multi:Mark

Son Ejderha YumurtasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin