14. BÖLÜM

1.2K 220 168
                                    

İçimden gelen son bir bölümle MENÜMÜZDE AŞK VAR Wattpad macerasına nokta koyuyor.

Kitabımız matbaa sürecine girdi ve raf tarihi belli olduğunda büyük bir hazla desteğinizi istemek için yine burada olacağım. O zaman şirin mi şirin, içime sinen kapağımız da burada olacak. O gün gelene dek size keyifli okumalar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Gecenin devamında Reyhan'ın aklında kalan dört şey vardı. Birincisi yemekli düğündeki yemeklerin tadına bakamamış olması (çünkü dağıtım yapıldığı esnada onlar takı toplamakla meşguldü, masaya döndüğünde ise yemeklerin iç sıcaklığı tadına bakılamayacak kadar düşmüştü), ikincisi Seyhan'la yaptıkları bin altı yüz elli sekizinci geleneksel dans...

"Gerdan kırma, çok kıvırtma yok mu?"

"Yok." diyen Seyhan ona muzipçe gülümsedi.

"Azıcık ucundan, bu kadar hoplama ya da ne bileyim herkes sana bakıyor da mı demeyeceksin?

"Yok güzel kardeşim, demeyeceğim. Bugün senin günün. Ve inan bana bugüne dek gördüğüm en güzel gelin sensin."

"Azra'dan bile mi güzelim? Bir aile faciasına sebep olmak istemem, bu dediklerini duymasın."

Seyhan başını göğsüne çektiği Reyhan'ın duvağın açıkta bıraktığı saçlarından usulca öptü. Tekrar göz göze geldiklerinde kendini dünyanın en şanslı ağabeyi hissettiren kız kardeşine sıcacık baktı ve az önceki sorusunu öyle yanıtladı.

"Azra da güzeldi elbette. O benim cananım ama sen benim canımsın. Hep mutlu ol, tamam mı?"

Reyhan bir an düşünür izlenimi verecek kadar esin ardından Seyhan'ın temennisini soru sanacak kadar ciddiyetle yanıtlamaya başladı.

"Niyetim o yönde bakalım. Gerçi şimdi şu final sunumu beni strese soktu. Üstelik daha yedi ay falan var. Bir de yedi gün yedi saat kaldığını düşünsene. Eren'in bu geceyi kronometre tutarak beklemesine hak vermeye başladım. Düğünde oynamak yerine menümün üstünde çalışmalıydım. Daha balayı var. Nasıl yetişecek hepsi? Seyhan benim için dua et olur mu? Amaç dereceye falan girmek değil, özgün menüyü oluşturmak ve atmaca gibi tepemde dönen rakiplerim beni konuşturamasın diye ağzımda un kurabiyesiyle geziyorum. O zaman ağzım dolu oluyor ve konuşsam da dağılan kurabiye parçacıklarından ne dediğim seçilmiyor. Ya ama dediklerinle beni çok mutlu ettin, biliyor musun? Eren beni mutlu eder, değil mi?"

"Valla seni alacak kadar aklını kaçırmış olduğu gerçeğini es geçerek hemcinsime acısam da bizi mutlu etmeye başladı ne yalan söyleyeyim. Seni de eder herhalde." Kardeşine bakarak onun burnunu sıktığında laflarının arasından bir cümle kopup geldi kaynağından. "Bu arada cümlede geçen düğün seninki. Farkındasın, değil mi? Sanki komşunun düğününe katılmışsın da katılmasan da olurmuş gibi konuşuyorsun."

"İşte katılmasam olmazdı. Davetiyenin üstünde adım yazıyordu."

"He yazmasa... sadece meraktan soruyorum cevaplamana gerek yok. Kardeşim senin aklın nasıl çalışıyor? Cidden bu kadar kullanma. Arada dinlendir. Emekliliği yaklaşmış, yaşa takılacak bak demedi deme."

Düğün herkesin eşsiz figürleriyle iştirak ettiği dans şölenine dönmüşken ortamın bir anda sessizleşerek pistin boşaltılması ve Eren'in kollarını kaldırmasıyla gölgelerden ansızın çıkarak zeybek oynaması hafızasında uzun süre yer edinecek üçüncü şahane detaydı. Haberi olmadığı gerçekleşen dans karşısında yalnızca ağzı açık kocasını izleyebilmişti. Pistin ortasına oturması için bırakılan sandalyeye oturmayı akıl edememiş, bir saniyesini kaçırmamak için Eren'le birlikte dönüp durmuştu. Gözünü bile kırpmadan...

Menümüzde Aşk VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin