BÖLÜM 22

98 5 4
                                    

3-4 kilometre yol gittikten sonra bir benzinlikte durduk.

"Bir ihtiyacın varsa gider sarı çocuk."

Tuvalete gidip ihtiyacımı giderdim bir de su alıp tekrar arabaya döndüm. Çok tedirgindim. Raşit uzmanın nerede olduğuna baktığımda telefonla konuştuğunu gördüm sürekli gülümsüyordu. Tekrar arabaya döndüğünde de sırıtmaları devam ediyordu.

"Komutanım nereye gidiyoruz söyleyin artık."

"Kes sesini fazla uzattın."

Başımı önüme eğip gideceğimiz yere kadar da ses çıkarmadım.

"Bir şey söyleyin komutanım nereye gidiyoruz sebebi ne bunu yapmanızın?"

Yüzüme sert bi tokat atıp. "Bir daha soru sorarsan seni öldürürüm. Ne diyorsam yapacaksın ya da dönüp askeriyeye gideceğiz."

"Tamam dönelim askeriyeye ne olacaksa olsun ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum"

"Çok geç evlat."

Kafamı geriye yaslayıp yolun bitmesini bekledim. Bir süre sonra ormanlık yola girip bozuk bir patikada 5 dakika boyunca yol aldık. Yolun sonunda eski tip bir yazlık evle karşılaştık. Önünde 2 araba park etmiş şekilde bekliyordu. İyice korkmaya başlamıştım. Raşit kolumu sıkıca tutup eve doğru götürdü. Hâla bir karşılık vermiyordum. Eve girdiğimde ayakkabımı çıkarmama gerek olmadığını hemen anladım. Ahşap evin zemininde toz ve pislik birikmiş uzun yıllar hiç de temizlik yapılmamış gibiydi. Çok tiksindim ama yine de sesimi çıkarmadım. Her adım attığımda gıcırtılar çıkıyordu.

Birlikte bir odaya yöneldik. İçeriye girdiğimde en genci 35 en yaşlısı 65 yaşlarında duran ve gözlerinde maske olan 5 adam ellerinde içkileriyle oturmuş beni süzüyorlar, aralarında konuşup gülüşüyorlardı.

En yaşlı, esmer ve bıyıklı olan Raşit'e bakıp. "Yeni mağdurumuz bu mu?"

"Evet abi ama bu kez tarife farklı olur"

"Farketmez Raşit sen böyle bir çıtırı getirdiysen karşılığını kat kat alacaksın meraklanma."

Ben şok olmuş biçimde konuşmaları dinliyordum. Bir anlığına raşit uzmanın gözlerine baktığımda. "Bedel bir şekilde ödenecekti sarı çocuk." Dedi fısıldayarak.

Raşit son kez konuşup. "Abi 2 saate tekrar almam gerekecek ona göre"

"2 saat çok az Raşit. Bu gecelik ayarlayabilirsen istediğin parayı sana veririm"

Raşit bir kaç saniye düşünüp kafasıyla onayladı ve odayı terk etti. Ben hiçbir şey düşünemiyor, konuşamıyor, hareket edemiyordum.

'Raşit uzman 2 senedir bulunduğu askeriyede eline düşen ve çareleri tükenen askerleri burada bulunan zengin insanların eline bırakıp karşılığında para almaktadır. Başından beri bu anı kollayıp bütün gelişmelerden bir şekilde haberdar olmuştu. Ve Mete'yi en gafil anında yakalayıp bu adamların eline bırakmıştı.'

Aralarından yaşlı olan bana doğru yaklaştığında ben geriye doğru yürümeye başladım ama o durmuyordu. Git gide yaklaşıyordu ve sonunda da sırtımın kapıya dayandığını hissetmiştim. Kapıyı açmaya çalıştığımda arkadan kilitlendiğini fark ettim. Ben korkumun en zirvelerini yaşarken o adamın gözü bile kırpmıyordu. Gözlerimin içine bakıp çenemi yakaladı. "İsmini söylemedi bana. Sana sarı çocuk diyecekmişim. Daha çok hoşuna gidiyormuş öyle dedi raşit. Gözlerin o kadar güzel ki bakmaya doyamıyorum." Sesi tok ve kalındı. Diğerleri koltuktan bizi izleyip aralarında konuşup kıkırdaşıyorlardı. Genç duran arkadan seslendi. "Senin yaşlı kalbin bu güzelliğe dayanmayabilir. Dikkatli ol"

Herkes bu çirkin sözlere ortak şekilde gülüyordu. Korkum git gide artıyordu. Yaşlı adam yavaşça yüzüme doğru yaklaştı. Kafamı geriye doğru yaslayıp kaçınmaya çalıştım ama izin vermedi. Ağzı yoğun şekilde alkol kokuyordu. Vücuduma dokunduğunda ellerimle onu itekleyip yere düşürdüm. Arkamı dönüp kapıyı zorlamaya başladım ama açılmıyordu o sırada genç olan arkamdan gelip beni kollarıyla sardı ve yere düşürdü. Yüzüm yere yapışık şekildeyken diziyle sırtıma bastırdı. Yerdeki tozlar yüzüme yapışmıştı. Tekrar direndim ve onu sırtımdan attım. Bu kez hızlıca cama yöneldim ama gittiğim yönde de adamlar vardı ve beni yakalayıp hırpalamaya başladılar. Sonunda 4 kişi beni tuttuğunda yaşlı adam tekrar yaklaştı. "Böyle direnince daha tatlı oluyorsun." Dedi ve cebinden iğne çıkarıp bacağıma sapladı. 5 dakika sonrasında bilincimi tamamen kaybetmemiştim ama hareket edemiyordum. Ben aşırı halsiz durumda koltuğa oturtup aralarında gülüşüyorlardı.

Yaşlı olan adam dibime girip ceplerimi karıştırdı. Telefonu cebimden çıkarıp sinirli bir ifadeyle "Raşit!" Diye bağırdı.

"Gerizekalı herif neden üzerini aramadan neden buraya getiriyorsun. Aklına soktuğumun aptalı."

"Abi hakaret etme. Yol boyunca telefonu çıkarmadı zaten cebinden. Hastaneye gittiğinde yanında telefon yoktur diye düşündüm ama merak etme problem yok."

PEMBE TESKERE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin