Hüseyin'in yaptığı saçmalıklar bir gün askerliğimizi yakacaktı..
Serkan astsubay bizim uyuduğumuz köşeye gelip seslendi.
"O numaradan horlayanı bulursam uykusunda sikerim onu"
Serkan astsubay gerçekten zeki ve otoritesi sağlam bi komutandı emrine uymayanı sikecem dediyse sikerdi yani.
Biz uyuyor numarası yaparken Serkan astsubay da köşeyi terk etti sağlam bi oh çekip uyudum.
Sabah 7:30
Yedek koğuşçu bizi uyandırıp kahvaltı içtimasına gönderdi.
İçtima sayım anlamına geliyor kahvaltıda, kahvaltıdan sonra, öğlende ve günün ilerleyen zamanlarında 7-8 tane içtimaya gireriz..
Uyandığımda Mete'yi aramaya koyuldum büyük ihtimal içtimaya gitmişti. Ben de içtimaya gitmek için yemekhane'nin yolunu tuttum. İçtima bölgesine geldiğimde Mete'nin en önde gördüm arkaya çağırmak istesemde şafak sırası (Şafak sırasında en önde en alt devre en arkada en üst devre bulunur) olduğu için tepki çekebilirdim.
Meteye kafamla selam verip arkaya geçtim.
İçtima tamamlandıktan sonra Mete'yle birlikte kahvaltı yapıp koğuşa döndük. Çarşıya gitmek istemiyordum yatağıma geçip öğle içtimasına kadar uyumak istesemde, Mete 10 da uyandırıp.
"Bişeyler alıp parka gidelim oturalım canım sıkıldı uyuyamadım" Dedi
"Bu gece görevliyim Mete sal da uyuyam yav"
"İyi tamam tek giderim ben"
"Trip mi atıcan şimdi de"
"Ya kalkta gidek işte"
"Tamam 2 dakka bekle geliyom ben"
"Tamam kapının önündeyim"
Yataktan çıkıp üzerimi giyindim kapıya çıktığımda Mete ve Barış sohbet ediyordu.
Yanlarına gidip selam verdim.
"Napıyonuz bakem burda"
Barış: "İyi ya sohbet ediyoduk ben de seni arıyodum iki dakika bişey konuşalımmı"
"Olur konuşalım"
Ayağa kalkıp birlikte yürümeye başladık.
"Hayırdır Barış bi sorun mu var"
"Sorun yokta sorum var"
"Buyur sor kardeşim"
"Uzatmak istemiyorum.. Mete'yle aranızdaki ilişki bana fazla samimi geldi"
"Eee ne var bunda adam sivilden yakın bi arkadaşım normal değil mi?"
Barış galiba mevzuya ayıkmıştı..
"Birlikte tuvalete gidecek kadar mı?"
Duraklayıp.
"Ne saçmalıyon la sen bilmiyonmu en tilt olduğum konular"
"Orası beni ilgilendiren nokta değil uzman koğuşunda köpek gibi yiyişmenizde cabası"
Tüm bu söylediklerinden gayet emindi.
"Suratına bi tane çakmadan önce bu saçmalıkları nerden uydurduğunu bilmek istiyorum"
"Lan gerizekalı herif, hepsini Hüseyin anlattı gece azman azman konuşmalar kalkıp birlikte tuvalete gitmeler ben de emin olmak için uzman odasına kamera bıraktım."
Telefonunu çıkarıp videoyu gösterdi..
"Al bak hepsi burda az daha beklesem sikicen çocuğu."
Yakasından tutup duvara yasladım.
"O videodan birinin haberi olursa bacaklarını kırarım senin"
"Ya ya kırarsın bilmez miyim"
Gözüm dönmüştü dizinin altındaki kemiğe sağlam bi tekme atıp.
"Sil lan o videoyu" Dedim.
Gülümseyip.
"Silerim ya ayıp ediyon kardeşimsin sen benim" Dedi ama samimiyetsizlik akıyodu suratından.
"Ne istiyon lan söyle para mı?"
"Yok canım parayla pek bi işim olmadığını bilirsin"
"Ne olum derdin koğuşa kamera yerleştiriyon"
"Çocuk çok hoş"
Tekrar yakasına sarılıp
"Senin o ağzını sikerim barış laflarına dikkat et"
"Oo hem suçlusun hem güçlü hiç bi hak iddia edemezsin"
"Yav benim sabrımı sınama çocuk, söyle ne istiyosan"
"Dedimya çocuk çok fena"
Kendimi kaybetmek üzereydim ama kendimi tutmam gerekirdi sonuçta haksız olan taraf bendim..
"Sanane yarrak kafa fenaysa"
"Tek bir şey istiyicem senden"
"Öt"
"Şuna iki saatliğine bineyim"
"Açık konuş barış"
"Meteye diyorum bi tur bineyim"
Bunu kaldırabilecek bi insan değildim sözünü tamamladığında dudağına bi yumruk patlattım dudağını baş parmağıyla silip tehtid etmeye başladı.
"Sana yarın geceye kadar mühlet ya da ikinize birden pembe kaşeyi vurdurturum"
DEVAM EDECEK.
Arkadaşlar hikaye hoşunuza gittiyse bir kaç yorum yapın ben de uğraşlarımın boşa gidip gitmediğini anlayayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEMBE TESKERE (Tamamlandı)
Ficção AdolescenteHikaye ve isimler tamamen hayal ürünüdür.