BÖLÜM 1

1.6K 31 7
                                    

2 Sene öncesi'ydi askerliğimin bitmesine 90 gün kala bölük kepi ilan edilmiştim. Bölük kepi bölükteki düzeni tertibi ve disiplini sağlayan kişidir komutanlar dahil saygı gösterir (En azından karışmaz yani)

Bölük kepi olduktan 10 gün sonra yeni tertip bölüğe giriş yapmıştı. Yeni devre geldiği zaman ilk gece konuşma yapılır bölükteki düzen anlatılır ne yaparlarsa iyiliklerine ne yaparlarsa kötülüklerine olacağı söylenir.

Yeni devre akşam 4 civarlarında bölüğe giriş yaptı. Gece koğuşçusu olduğum için yatakları ve dolaplarını ben belirliyordum.

Koğuşun içinde ufak bi sıra halinde yeni tertibi toplayıp yataklarını ve dolaplarını gösterdim.

"Arkadaşlar öncelikle hoş geldiniz burda hepimiz aile gibiyiz kimsenin kimseye zararı dokunmaz ama herkes işini düzgün yaparsa. Akşam zaten konuşucaz bunları şimdilik dışarda bekleyin içtimaya girmezsiniz büyük ihtimal."

Diyip herkesi dışarı gönderdim ben de yatağıma geçip uyumaya devam ettim.

Akşam 8 olduğunda yat içtiması alınacaktı bölük çavuşumuz Hüseyin aynı zamanda en yakın arkadaşımdı. Hemen aşağıya inip Hüseyine fısıldadım.

"Söyle çöksünler"

Bağırarak;
"Bölük çööök"

"Olmadı kalk, Aynı anda çööök"

Herkes ip gibi aynı anda çökmüştü disiplin çok hoşuma gidiyordu..

"Beyler eskiler beni zaten tanıyor en üst devreler ayrılabilir istiyorlarsa"

İçtimalarda en arkaya en üst devreler, en öne de alt devreler geçer bunun amacı da öndeki alt devreler disiplinli bi şekilde bekleyip bölüğü düzgün gösterir eski devreler de arkada muhabbetine bakar.

Üst devreler koğuşa çıkınca bölüğün varislerine yani alt devrelere düzenin nasıl işlediğini anlatmaya başladım.

"Uzatmaya hiç gerek yok öncelikle hoşgeldiniz. Burada belli bi sıra var herkes de o sıraya uymak zorunda, yok ben uymam diyen varsa da koşsun bölük komutanına söylesin o sizi sıraya sokar."

Bazı kurallardan bahsettikten sonra konuşmayı bitirdim.

"Sorusu olan varmı?"
Dediğimde ilk sıradan birisi elini kaldırıp söz hakkı istedi.. Kala kaldım hiç birşey söyleyemedim. Yeşil gözlerine dalıp gitmiştim.

Bişey söylemeyince konuştu.

"Ben bişey sorabilirmiyim"

O anı atlatıp cevap verdim.

"Tabi sorabilirsin"

"Bugün bazı üst devreler bi süre telefon kullanamayacağımızı söyledi ne zaman kullanabiliriz?"

"Dokunmatik telefon evet kullanamazsınız, bi süre tuşlu telefonlarınızla idare edeceksiniz sonrasında söylerim ben size kullanabileceğiniz zaman... Dağılabilirsiniz bu kadar"

Bölükten ayrılıp tuvalete gidip klozete oturdum, tek bakışta kör olmuştum resmen. Yeşil gözleri, acemi birliğinde esmerleşmiş sarı ten rengi inanılmaz birisiydi, konuşma tarzı, dudakları kaşları her birşeyi kusursuzdu. Tuvalette yarım saat oturup yalnızca onu düşünmüştüm. Telefonuma bakıp saati gördüğümde hemen toparlanıp koğuşa çıktım.

Bölüğümüz 100 kişilik olduğu için iki koğuş vardı bunun için de 2 koğuşçı vardı birisi ben diğeri ise alt koğuşun görevlisi Barış idi.

Koğuşa çıktığımda barış koğuşun önünde bekliyodu.

"Şahin nerdesin amına koyim 1 saat oldu"

"Sıkıntı var mı"

"Yok komutan geldi de hallettim"

Barışı tekrar alt koğuşa gönderip masama oturdum. Saat 10 da bölükteki çömezlerin uyumuş olması gerekiyordu. Masam tam kapının dışında duruyordu.

İçeri girip ışıkları söndürdüm.

"Hadi beyler ışıkları açık görmek istemiyorum herkes yataklara saat 10:30 oldu"

Tekrar dışarı çıktığımda arkamdan birisi geldi tam kapıyı çekip kapatacekken birisi de arkadan çekiyordu. Kapıyı bırakıp dışarı çıkmasına izin verdim.. İçeriden çıkan oydu. Yeşil gözlü çocuk.

"Abi aşağıya inebilirmiyim?"

"Napıcan aşağıda"

"Sigara içicem uyku tutmadı"

"Beraber gidelim ben de inecektim zaten"

Birlikte aşağıya inip kapının önüne çıktık bir sigara uzatıp.

"Yak dostum çekinme"

"Sağolasın abi"

"Abi demene gerek yok muhtemelen aynı yaştayızdır"

"Ne bileyim, usta falan desem olur mu?"

"Direk Şahin diyebilirsin"

"Resmiyeti bozmayalım Şahin"

"Ahahah yok lan resmiyet kimin sikinde"

Onunla konuşurken kalbim küt küt atıyordu heyecandan yerimde duramıyodum ve bu durumu ilk kez yaşıyodum.

"Senin ismin neydi bu arada?"

"Mete"

"Memnun oldum"

"Ben de"

"Ee nerde yaşıyon"

"İzmir"

"Bu ne tesadüf arkadaş ben de izmirde yaşıyorum"

Memleketlerden biraz bahsedip güzel bi konuya değindim.

"Ne yaşadın 12 ay askerlik yapacak kadar"

"Sıkıldım hayattan ya her gün aynı bok biraz aksiyon katayım hayata dedim sonra burdayım işte"

"Burdaki en güzel aksiyon su basmak"

"Acemi birliğinde yaşamıştım hava soğuk olduğundan ayaklarımız dondu amına koyim"

15-20 dakika muhabbet edip tekrar yukarı çıktık, samimiyeti kurmuştum.

"Ben yatayım artık Şahin saat 11 oldu malum sabah erken kalkcak mışız"

"Tamam Mete iyi geceler"

"İyi geceler"

Çok hoş birisiydi hayatımda ilk kez bi erkeğe aşık olmuştum..

Saat 2 olmuş ben de havalar soğuk olduğu için saatte bir koğuşa girip üstü açılanların üzerini örtüyordum. En köşe uç taraf dolaba en yakın olan yatağa gittiğimde Mete'nin üstünü açık gördüm. Salaş pijaması dizine kadar inmişti pürüssüz bacakları beni tahrik etmişti çok kısa bi süre dokunup hemen üzerini örtüp koğuştan çıktım.

Tekrar dışarı çıkıp düşünmeye başladım..

PEMBE TESKERE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin