TUTSAK

9.6K 362 169
                                    

Medya:Berk 22 yaşındaki görüntüsü

Sonunda geldim.

Sınavlar yüzünden pek bölüm yazamıyorum ama bu şimdilik böyle.

Yorum yapmayı unutmayın

Salih abi kolumu hiç bırakmadan beni odasının içine getirdi. "Bundan sonra benimle aynı odada kalacaksın.

Böyle bir şey olamazdı. Bu benim için kabustan farksız olurdu yoksa. Buna itiraz edeceğim sırada Salih abinin garip bir şekilde davrandığını gördüm.

Bana bakmıyordu. Ama gözleri odanın her yerini gezdiriyordu. Bir şey sayıklamaya başladı.

"Koruyamadım. Koruyamadım. benden başkası dokundu. Bunu yapanı Öldüreceğim!"

Korkmaya başladım. "Salih abi iyi misin?" Olayı yaşan bendim ama iyi misin sorusunu soran o değildi.

Sorduğum soru ile Salih bana baktı. "Bunu sana kim yaptı?" Yine aynı sorular. Ona her şeyin yağız abinin yaptığını açıklamak istedim ama o manyak kardeşime bir şey yaparsa.

Gözlerine bakamıyordum. Yavaş bir şekilde kafamı salladım. "Bunu sana söyleyemem."

"Neden ?" Bana bağırıyordu.

"Bana bunu sormanın bir anlamı yok onu bulsan bile... bana dokunması gerçeğini değiştirmeyecek."

Odada 5 sn sesizlik yaşandı. Bir anda yüzümde bir acı hissettim, Salih bana tokat atmıştı.

Benim arkadaşlarım dışarda gezip tozup eylenirken benim burada kıyamet azabı çekmem normal mi? Artık dayanamıyordum gözümden yaş süzüldü, kendimi tutamadan ağlamaya başladım.

"Yeter artık, ben bunları yaşamak istemiyorum. Neden bunlar benim başıma geliyor?" Hıçkırıklarımın arasından konuşmaya başladım.

Salih abi yüzümü tutu. " Sana son kez soruyorum ya bunu yapanı söylersin ya da bundan sonra sana yapacaklarıma katlanırsın."

"Söyleyemem." Salihin yüzü gevşemişti, bana uzunca baktı. "Bu sana son şansındı... yazık oldu."
kapıya yöneldi bana son bir kez daha baktı. Dışarı çıkıp kapıyı yüzüme kilitledi.

Donakalmıştım. Odanın içi sessizliğe bürünmüştü artık ağlamıyordum. Dışarıdan babam ve amcalarımın bağırış sesi geliyordu. Yere uzandım. Bu yaşadıklarımı kendi içinde sorgulamaya başladım.

Bunu düşünmek başıma öyle yorucu geldi ki yorgunlukla yumdum gözümü. (Saat 10.00)

(Saat öğlen 3.25) Gözü yaşlı bir şekilde uyandım. Göz yaşlarım kuruması gerekiyordu. Anlaşılan uyurken bile ağlamıştım. bu olanlar beni çok kötü etkilemişti.

Kalkmaya çalışırken üzerimde bir örtü olduğunu gördüm. Bunu salihin üzerime örtmesini düşünemezdim. İlk işim kapıyı kontrol etmek oldu, elimi kapıya uzattım ve kapı açıldı. Acaba burdan kimseye görünmeden gidebilir miyim.

Kapıdan dışarı çıkıp yavaşça etrafa baktım. Kimse gözükmüyordu adımlarımı merdivene yönlendirdim. Olabildiğince sesiz bir şekilde aşıya inmeye başladım.

Kahretsin aşağıda Salih ve ailesi vardı. Gürültülü biçimde bir şeyler tartışıyorlardı. Onları dinlemeye başladım.

"Onu burada tutma hakkına sahip bile değilken, sen aynı odada kalacağını mı söylüyorsun?" Bu ses Salihin annesi sultan teyzenin sesiydi.

"Berki burada tutma hakkına sahip değil miyim?" hafifçe güldü, "Siz böyle konuşurken berkin eşyaları çoktan odama taşındı bile."

Ali amcam dişlerini sıkıyordu "istediğin gibi berki yanına alıp odanda yaşamaya başladınız. Ya dayanamayıp çocuğa dokunursan? Çocuğun ırzına geçersen bunun vebalini nasıl alacaksın?

Salih abi duraksadı. "Berk istemediği sürece ona dokunmayacağım."

Amcam ve yengem sesiz bir şekilde salihi izliyorlardı. "Sorgulamanız bitiyse berkin yanına gidiyorum."

Hızlı bir biçimde merdivenlerden çıkmaya başladım. "Berk burada olduğunu biliyorum." Ne! Bunu nasıl anladı ki hızlıca arkama döndüm.

Ayağım bir anda boşluğa geldi. Dengemi kaybettim, merdivenden yuvarlanmaya başladım.

Başımda bir sıvı hissettim. Kafama dokununca elime kan geldi, Salih abi ha bire Berk! Berk! Diye bağırıyordu...

Uyandığımda başımda ve kolumda bir alçı vardı. Salih abinin odasındaydım. Odanın içinde ise bütün avludaki insanlar yığılmıştı. Ama Salih yoktu, yağız abide konaktaydı ama yanıma gelmedi. Gelseydi zaten yanımda istemezdim.

Derin abla iyi olup olmadığını sorup duruyordu. Onur abi yalandan benim için endişeleniyordu. Amcalarım benim Salih ile aynı odada kalmamı uygun olup olmadığını tartışıyorlardı. Yengelerim Salihin bana yeni aldığı kıyafetleri odaya yerleştiriyordu. Annem ve babam ise boynundaki izler hakında soru soruyorlardı.

Bana gelecek olursak hiç kimseyle göz teması kurmamaya çalışıyordum. Yoksa bana sormadıkları soru kalmayacaktı.

Odaya Salih girdi. Herkes birden sustu, "saat gece 11 oldu gidin evinize artık." Amcalarım sinirlendiler ama salihe cevap veremediler, yengelerim hızlıca son eşyalarıda koyup dışarı çıktılar. Odada Salih ben ve babam kadı. Babam salihe bakarak gülümsedi. " Salih oğlum Berk hep seninle birlikte mi kalacak?"

Salih babama biraz bakıp "Evet." Dedi. "Ama oğlum daha Berkin yaşı küçük değil mi, yani-" "Sen ne saçmalıyorsun? Eyer berk ile ben nişanlanmasaydım sen berki belki de kimlerle evlendirirdin?"

Babam ve ben ağızı açık bir şekilde salihe baktık. Babam şok olmuştu bu lafına "En iyisi ben gideyim." Babam hızlı adımlarla kapıdan dışarı çıktı.
Salih sinirini alamamış olacak ki babama gidesiye kadar baktı.

Artık odada yalnız kalmıştık. Salih dolaptan büyük bir yorgan çıkardı. Bana "uzan." Dedi. Lafını ikiletmemek için dediğini yaptım. Yorganı üzerime örtü. Bu inanılmaz şekilde rahat gelmişti.

Dolaptan birkaç kıyafet çıkardı, sonra banyoya yürüdü. Su sesi geldi banyo yapıyordu.

Gözlerimi kapatım, uyumaya çalışıyordum. Ama bu pek mümkün gözükmüyordu, Salihten korkuyordum. Bana yağız abi gibi dokunmayacağını biliyorum ama içimde bitmek bilmeyen bir endişe var.

Bir andan kapıda belirdi, saçları ıslaktı, altında beyaz bir eşofman, üzerinde siyah bir atlet. Onu incelediğim anlamasın diye kafamı yan tarafa çevirdim.

Yorganı açıp yan tarafıma uzandı. Telefonu eline aldığı anda çalmaya başladı. Telefondan sert bir insan sesi geliyordu ama ne söylediğini duyamıyordum.

"Yarın gelsin başlasın." Birkaç konuşmanın ardından Salih abi uzatmadan telefonu kapattı.

"Ben hep burada mı kalacağım?" Artık bu soruyu sormanın vakti geldi.

"Evet."

"Bir gün buralardan kaçacağım. Senden, ailemden, bu konaktan." Düşündüklerimi sesli bir şekilde aktardım. Artık susmayacaktım.

Elini yavaşça yüzüme getirdi. "Benden kaçmam imkansız." Güldüm.

"Bu neden imkânsızmış peki?" Eliyle yüzümü okşuyordu.

"Bundan sonra bu konaktan çıkmayacaksın. Yarından itibaren okulunu evden devam edeceksin."

"Sen neyden bahsediyorsun?" "Sana dokunanın kim olduğunu sormuştum. Sen de söylememek konusunda ısrar etmiştin." Elini yanağımdan çekip başıma koydu beni kendine yaklaştırdı.

Aramızda 5 cm gibi mesafe vardı. Nefesini yüzümde hissediyorum. " Eyer bunu yapanın kim olduğunu bilmiyorsam, seni ondan en iyi şekilde koruyacağım." Yutkundum.

"Seni bütün herkesten koruyacağım, hatta ailenden bile."

Elini başımdan çekti. "Uyu artık." Arkasına dönüp uzanmıştı. Ona şu an ne demeliydim. Bu adam beni burada hapsetmeyi düşünüyordu. Derim düşüncelerle Sesiz bir şekilde yatağa uzandım...

Yorum yapmayı unutmayın.

TAKINTILI -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin