"O BENİM ÇOCUĞUM DEĞİL."

8.4K 344 66
                                    

Medya:SALİH

Yorum atmayı unutmayın.

Dediği gibi olmuştu. Okuldan kaydımı almıştı. Ama ben sesiz kalmamıştım. Eğitim için gelen öğretmenlerin hepsini çıldırtıp istifa etmelerini sağlamıştım.

Susmuyordum bağırıp, çağırıyordum çünkü bu adama beni 5 ay boyunca bu evden hiç dışarı çıkartmamıştı. Hapisaneden daha kötü hayat yaşıyordum. En kötüsü ise annem 1 ay önce doğum yaptı. Ve ben kardeşimin yüzünü 1 kere bile göremedim.

5 ay boyunca gördüm yüzler, Salih, hizmetli görevlileri ve de benim için gelen birkaç öğretmenler.

Kararımı verdim buralardan kaçacaktım. Yoksa burada kafayı yerdim. Yatakta uzanmış kaçma planları kuruyordum. Saat gece 8 olmuştu, Salih bu saatlerde geliyordu.

Kapıdan kilit sesleri geldi. Salih gelmişti. Yataktan kalkıp pencere kenarına geçtim. Bu sayede onun iğrenç yüzünü görmüyordum.

İçeri girmiş ama ses çıkarmıyordu, muhtemelen yine beni izliyordu.

"Hazırlan."

Hazırlan? En sonunda bana acıyıp burdan çıkaracak mı?

Nasıl?" Meraklı bir şekilde yüzüne baktım.

"Seni kardeşinin yanına götürücem."

Onca zaman sonra neden aniden bunu söylüyor? "Neden şimdi?"
Soruya şaşırmış olacak ki yüzüme anlam veremediğim bir ifadeyle baktı.

"Bugün senin doğum günün."

Bugün benim doğum günüm mü? Burada takılıp kaldığım günden beri tarihe bakmadım. Demek bugün benim doğum günüm. 18. Yaş doğum günüm.

"Hadi oyalanmadan hazırlan."

...

5 ay sonra ilk defa bu kapıdan dışarıya çıkacaktım. Salihin annesi ve babası beni görünce endişelendiler. Daha doğrusu benim bu halimi görünce endişelendiler.

Biraz solgun gözüktüğüme eminim. Sonuçta burada kalmaya başladığım günden beri hiç gülmedim.

Kapıdan çıkacağım sırada Salih birden ellili tutu. Bana olan Aşkı anlaşılan bağımlılık olmuştu. Elimi ondan çekmeye çalışsam da daha çok sıkıyordu.

Yavaş adımlarla evime gelmiştim, acaba kardeşim nasıl görünüyordu? Kız mıydı erkek mi? Bu konu hakında bir bilgim yoktu. Salihte hiçbir şey anlatmıyordu zaten.

Ali amcam kapıyı çalmıştı, kapı açıldığı zaman hizmetliler bana şok içinde bakıyordu. Acaba annemler nasıl tepki verecekti?

Oturma odasına girdiğimizde hizmetli kadın babamları çağırmaya gitmişti. Babamı merdivenlerden inerken gördüm. Annem yanında yoktu.

"O damadım ve dünürüm de gelmiş." Dünürüm demesi çok saçmaydı sonuçta ikisi kardeşti.

Ali amcam gülümsedi. Salihin ise yüzünde hiçbir oynama olmadı. Babamın gözleri bana kaydı.

"Salih sende mi geldin oğlum." Dedi umursamazca.

Gerçekten bana böylemi davranıyor. Ben 5 aydan beri kafayı yiyerek onları düşünürken babamın tek yaptığı "Sende mi geldin" demek oluyor.

Gözlerim hafiften dolmaya başladı. Salih göz ucuyla bana baktı. Sonra aniden elimi tutu, elimi öyle bir tutuyorduk sanki ben buradayım demek istiyor gibiydi.

Babamlar konuşmaya dalmıştı. Yengem annemin yanına gitmişti annem bebeği emziriyordu. Salih ise elimi asla bırakmıyordu. Öyle bir tutmuştu ki sanki bu eli TANRI dan başka kimse ayıramazdı. Nefes alışım hızlanıyordu.

Salih bana yardım etmek istese de onun yaptıkları babam kadar vardı. Ayağa kalktım. "Nereye." Salihin konuşması ile babamlar bize baktı. Ben ise elimi salihten ayırarak. "Lavaboya." Dedim.

Salihlerin yanından yavaşça ayrılarak üst kata çıktım. Lavaboya girecekken konuşma sesi duydum. Bu ses evin yatak odasından geliyordu.
Adımlarımı odaya yönlendirdim.

"Hay maşallah. Çok güzel bu."

"Öyle deme abla nazar değecek güzel kızıma."

Kız? Benim kız kardeşim mi olmuştu. Benim bir kız kardeşim vardı. Mutluluktan gözümden yaş düştü.

"Abisine de pek çok benziyor." Yengemin kullandı cümle beni güldürmüştü. Demek bana benziyordu, burdan kardeşimi göremiyordum. Acaba içeri mi girsem.

"Kaderi benzemesin inşallah!

"Nasıl yani?"

Annem derin bir nefes aldı. "Berk doğdu zaman ondan nefret ettim. Onunla hiç ilgilenmedim. Ilgilenmek istemedim ona karşı hep anlam veremediğim bir nefretim oldu içimde.(yutkunma) sonra bu yaptığımın yanlış olduğunu farkettim, onu kendi evladım olarak görmeye çalıştım ama yapamadım. O asla benim çocuğum olmayacak."

"O BENİM ÇOCUĞUM DEĞİL."

Yengem şok olmuştu. "Şey...öyle deme sonuçta o da senin çocuğun. Sen doğururdun."

Annem gözlerini devirdi. Beni ise Lavaboya ilerledim kapıyı yavaşça kapatıp kilitledim.

Hahhah ne komedi ama, beni hiçbir zaman çocuğu olarak görmemiş." Kahkaha atıyordum "Beni hiç bir zaman sevmemiş. Benden tiskinmiş." Gözümden yaş süzüldü. Hem ağlayıp hem gülüyordum. " Ben çaresizim.
Ben kimsesizim." Bütün duyguyu aynı anda yaşıyordum.

Burnum akmaya başlamıştı, peçete almak için dolabı açtım. Gözüme jilet takıldı. Elime aldım. Acaba burada bulamadığım huzuru orada bulabilir miyim?

Elim titriyordu bunu yapmalımıydım?
Benim hayatım altust olmuştu. Zaten kaybedecek birşeyim yoktu.
Jileti koluma değil boynuma tutum. Bu işi hızlıca bitirmeliydim.

Sonra bir ses duydum bebek ağlama sesi. Bu benim kardeşimin sesiydi. Artık gülmüyordum sadece ağlıyordum. Ailemin hissetmediği acımı daha birkaç aylık kardeşim hissetmişti. Ne trajedi.

Jileti elimden bıraktım.
merdivenlerden yavaşça aşağıya indim. Salihi göremiyordum. Esinti hissettim kapı açıktı dışarda pek kimse görünmüyordu. Ruhsuz bir şekilde kapıdan dışarı çıktım, salihi dışarıda gördüm arkası dönük telefon konuşması yapıyordu.

Onu umursamadan avlu kapıyı yavaşça açtım korumlar yoktu. Dinlenme saati gelmişti. Bu benim buralardan kaçmam için işaret miydi.

Hızımı arttırdım. Koşmaya başladım, sanki attığım her adım ile hayata isyan ediyordum...

Merhaba arkadaşlar👋

Uzun bir süre yoktum, üzgünüm.
Sınavlardan dolayı çok yoğundum. Ama artık sınavlarda bittiğine göre her gün veya 3 güne bir düzenli olarak bölüm atıcam.
Görüşmek üzere.

TAKINTILI -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin