6•

792 88 7
                                    

"Kırmızı bir bıçak ha..."
iç çekmişti Freddy.
"Kırmızı tornavida, kırmızı bıçak... sanırım adamımız tuhaf bir şekilde kırmızı saplantılı."

"Aynı kişi olduğunu bilmiyoruz, bu sadece bir varsayım." Dedi Levi, pizza diliminden bir ısırık alıp çiğnerken notlarına bakarak.
Lokmasını yuttu.
"Şuna bak, kız birkaç gündür tuhaf davranıyormuş. Arkadaşlarıyla sosyalleşen bir kızken evden çıkmamaya başlamış, aile zoruyla liseye geliyormuş."

"Yani öldürüleceğini biliyordu." Dedi Freddy, koltuğunda geriye yaslanarak.
"O hâlde neden bunun hakkında bir suç duyurusunda bulunmadı."

"Genelde korkan insanların böyle şeyler yapmaya cesareti yetmiyor. Şikayet ederse sürecini hızlandıracağını düşünmüş olabilir, nitekim her türlü ölecekti ona göre."

"Pekâla kızın uyuşturucu, alkol gibi şeylere yatkınlığı var mı?"

"Hayır, temiz çıkmış. Zaten arkadaşları böyle bir şey kullanmayacağını çünkü katolik bir aileden geldiğini ve küçüklüğünün bir manastırda geçtiğini söyledi."

"Küçük rahibe..."

"Yani..."
Levi iç çekerek masasından kalktı ve kasabadaki evlerin olduğu haritaya ölen kişilerin fotoğraflarını koydu.
"Anlamıyorum, ortak bir özelliğe de sahip değiller."

"Katil olmak için bazen sebebe ihtiyaç yoktur evlat, insanlar artık bunu hobi olarak bile yapıyor."

Levi, kaşlarını çatarak haritaya bakmaya devam etti.
"Bu durum çok sinir bozucu."

"Kariyerinin başındasın ve şimdiden ün yaptın, çok takılma. Her zaman davalar çözülemeyebilir, üstelik bu kasaba da."
Freddy iç çekerek laptobuna döndü.
"Yıllardır buradayım ve insanların neden öldüğünü anlamak için zorlanıyorum. Senelerdir devam ediyor."

"Ne zaman başladı?" Diye sordu Levi, Freddy'e dönerek.

"17 sene evvel." Diye yanıtladı Freddy." Belki de 18, emin değilim. Ancak ilk cinayet petrol ofisinin patlatılmasıyla oldu. Birisi bilerek çakmak atmış."

"Atan kişi?"

"Öldü tabi ki. Canı pahasına oradakileri öldürmek istemiş."

"Bunlar canlarını oyuncak zannediyorlar galiba." Dedi Levi, kendisini koltuğa atarak." Artık ben varım, kesinlikle bu davayı çözeceğim."

"Tabii, ben de bu sürede burada oturup kart oyunumu oynayacağım."

"Şerif!"

"Moladayım." Dedi Freddy, homurdanarak." İnan bana bir süre sonra alışıyorsun, kasabadaki herkes artık bunu normal karşılıyor."

"Ama bu normal değil!"

"Kesinlikle." Diye yanıtladı Freddy.

"Neden buradaki kimse korkmuyor?"

"15 yıl önce bir yaşlı kadınla karşılaşmıştım. Kızı ölmüştü, ancak hiçte mutsuz gözükmüyordu."
İç çekti.
"Aileden en küçüğü ölünce, bir daha aileye musallat olunmayacağına inanıyorlar. Bu sebeple iki çocuk doğuruyorlar, birisini kurban edebilmek için."

"Peki bu doğru mu?"

"Hayır, sadece kadın çılgın bir manyak. Çünkü tek çocuğu olanlarında çocukları ölüyor. Bazen ölen bir çocuk değil, ebeveyn oluyor. İnsanlar kendilerini rahatlatmak için sebepler bulmaya çalışıyor."

"Burası ne tür bir kasaba böyle?"

Freddy, kart oyununu oynarken derin bir iç çekti.
"İflah olmayacak bir kasaba. İstersen gitmek için hâla çok geç değil."

"Hayır, kalacağım. Buradaki bu lanet oyunu bozmadan gitmeyeceğim."

"Umarım çözersin."

"Çok umutsuz konuşuyorsun."

"Dediğim gibi..." dedi Freddy, oyununu bitirip arkasına yaslanarak." Bu senelerdir devam ediyor, önüne geçilmiyor."

"Bir yolu olmalı."

"Tabi...umarım vardır."

* * *

"Korkmuyor musun?" Diye sordu Mikasa, bacaklarını kendisine çekip Eveleyn'e bakarak." Bir cinayete tanıklık ettin."

"Küçüklüğümden beri olan bir şey biliyorsun, sanırım artık alıştım."
Gözlerini kaçırmıştı.
"Üstelik kendi ailemin cayır cayır yanışına ve çığlıklarına tanıklık ettim."
Derin bir nefes alıp Mikasa'ya tekrar bakıp tebessüm etti.
"Mısır patlatayım mı?"

"İyi misin?" Diye sordu Mikasa, içten bir şekilde." Gözlerin...dolmuşlar."

"Sadece dalmıştım. Neyse, mısır?"

"Olur..." diye mırıldandı Mikasa.

Eveleyn, yerinden kalkıp mutfağa doğru ilerledi.
"Hepsi geçmişte kaldı Eve..."

Mutfağa girip dolap kapağına uzandı ve açtı. İçerisindeki mısırları çıkarıp tezgaha koydu ve kapağı kapattı...

"Baksana, şerif yardımcısı şimdiden ilgiyi toplamış gözüküyordu."

"Ne demek istiyorsun?" Diye sordu Eveleyn, kabındaki mısırdan alıp ağzına atarak.

"Olivia ve arkadaşlarından söz ediyorum, Eve. Şerif yardımcısına bakıp kikirdiyorlardı, yüzlerine yumruğumu geçirmemek için kendimi zor tuttum."

Eveleyn, omuz silkti.
"İlgilenmiyorum, küçük sürtük eğlenmeye devam edebilir."

"Nasıl yani? Peter'dan sonra bir de şerif yardımcısı mı yani sence?!"

"Hayır elbette," dedi Eveleyn, iç çekip arkasına yaslanarak.
"Şerif yardımcısı soğuk bir odun, üstelik pervasızda. Çizgileri olan birisi, bu sebeple imkansız olduğunu düşünüyorum."

"Ve Peter'da sözde senden hoşlanıyordu." Dedi Mikasa, Eveleyn, ona alıngan bir şekilde bakarken Mikasa derin bir nefes verip onun ellerini tuttu.
"Sadece bazı şeylerden çok çabuk emin oluyorsun, bunu istemiyorum. Tekrar hayal kırıklığına uğramamalısın."

"Mikasa," dedi Eveleyn, gözlerini devirerek." Bir erkek beklediğim yok, özellikle de 'söz de' ağabeyimi."

"Ağabey mi?" Diye sordu Mikasa şaşkınca." Ağabey de nereden çıktı?"

"Bana böyle söyledi, bu yüzden yapacak bir şey yok. Yüzü kadar ince de olabilseydi keşke." Diye homurdandı Eveleyn." Zaten daha dün tanıdığım birinden hoşlanmam zordu, artık iyice imkansız oldu teşekkürler şerif yardımcısı!"

"Oh Levi mi? Levi n'aptı?"

"AİYY!"
Eveleyn, ürpererek elindeki mısır dolu kabı fırlattı. Mısırlar havada saçılıp yere dökülürken, Mikasa'da ister istemez irkilmişti.

Eveleyn, hızlıca arkasını dönerek babasına baktı.
"FREDDY!"

"Bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim!!" Dedi Freddy hızlıca kendisini savunarak.
Mikasa'ya baktı.
"Sahiden!"

"Şerif, insanlara böyle sinsice yaklaşmamalısınız."

"Korkuttuğum için üzgünüm."

"Hayır ben özür dilemeliyim."

"Huh?"

"Neredeyse sizi öldürebilirdim."

Stay with me.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin