"İyi misin?" Diye sordu endişeyle Eveleyn, uzanan Jean'a yutkunup bakarak.
"Jean, emin misin? Bunu yapmak zorunda değilsin.""Eminim." Diye yanıtladı Jean." Beni kullanan bu şeyi tanımak zorundayım."
Her ne kadar cesur dursa da, titreyen gözlerini Levi'ya dikti.
"Onu bu dünyaya çekmeyeceğim, henüz değil.""Durumun kötüleştiğini gördüğüm ân adrenalini göğsüne vuracağım." Dedi Levi." Dikkatli ol."
Jean, diliyle dudağını ıslatıp başını salladı.
Levi, elindeki düşük dozdaki morfini ona aşılarken Eveleyn, arkadaşının elini sıkıca tutuyordu.
"Buradayım Jean, hiçbir yere gitmeyeceğim. Onu gördüğün ân..elimi sık, uyanmak istediğin ân sadece elimi sık."Jean, hiçbir yanıt vermedi.
Belli bir süre sonra ise göğsü düzenli nefes alış verisi sayesinde yavaş yavaş inip yükseliyordu."Her şey iyi olacak, Eve." Dedi Freddy, korkan kızının omzuna elini koyarak." Ne ben ne sen ne de Jean ölecek, hepimiz hayatımıza mutlu bir şekilde devam edeceğiz."
Eveleyn, üzgünce başını salladı.
Bu sefer bir sınıftaydı, Jean.
Tahmin ettiğine göre bir anaokuluydu.
Küçükken gitmiş olduğu bir anaokulu.Yutkunup, sessizce adım atmaya başlamıştı.
"Ayağını değdirme, ayağını değdirme, ayağını değdirme!"
Jean, gelen sesi takip etti.
Bir kadın sesiydi ve bu sesi tanıyordu.Omzunu dikleştirip, anaokulunun mutfak bölümüne girmişti.
Küçük bir çocuk, öğretmeni tarafından azarlanıyordu.
"Ayağını değdirme!" Diye tekrar bağırdı, öğretmen.Çocuk, ağlarken burnunu çekip sustu ve ayağını yere değdirmemeye çalıştı.
Sınıf arkadaşları, sessizce onu izliyordu.Jean, tamamen mutfağa girdiğinde hiçkimsenin onu fark etmediğini fark etmişti.
Ağlayan, kahverengi kumral çocuk korkudan ayağını dik tutmak için kendini çok zorluyordu.
Ancak ayağı istemsizce yere yorulduğundan değdiğinde, öğretmeni hiçbir şey dememesine rağmen ona ellerini açtırmıştı.Jean, başını iki yana salladı.
Öğretmen, arkasında sakladığı elini çıkarıp, elindeki uzun tahta cetveli hiç acımadan çocuğun eline çat diye vurdu.
Çocuk acıyla bağırırken, Jean da ağlayarak 'HAYIR!' Diye bağırmıştı.
Oraya doğru hızlıca giderken, öğretmen kadın tekrar çocuğa vurdu.Çocuk, ağlamaya devam ederken Jean kadını itmeye çalıştı.
Ancak başaramadı.
Çünkü eli içinden geçmişti."VURMA ONA, VURMA!"
Korkudan altına yapan çocuğa, öğretmen daha sert vurmuştu.
"SANA VURMAMANI SÖYLEDİM!"
"Seni duyamaz Jean..."
Işıklar gelip giderken, Jean hem çok uzakta hem de çok yakında hissettiren sese döndü.
"Seni duyamaz..." ses yaklaşırken, sesin geldiği noktalar kararıyordu.En son anaokulunun mutfak bölümü de karanlığa ulaştığında, Jean yutkunarak karşısına çıkacak olan şeyi umutsuzca bekledi.
Işıklar bir ânda tekrar geldiğinde, karşısında kimseyi görmemişti.
Arkasını döndüğünde, öğretmenin iğrenç bir şekilde ona baktığını fark etti.
"O zaman da kimse seni duymamıştı Jean!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay with me.||Ackerman.
Historia CortaEveleyn Carter, henüz 6 yaşında bir çocukken ailesini bir yangında kaybeder, ancak yangını çıkaran kişiler bulunamaz. Uzun bir süre geçtikten sonra kasabada tekrar cinayetler başlar.