24•

450 73 30
                                    

Hatirlatma•
Levi 28
Eveleyn 22

"Nasıl nasıl?! Beladan uzak dursun diye 5 sene ayrı kaldığım kızımın, belanın kendisi olduğunu mu söylüyorsunuz yani şimdi siz?!" Demişti Freddy, sinirle.

"Bu sadece bir ânı." Demişti Levi." Ancak her türlü ihtimali göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ölen herkes birbiriyle bağlantılı ve... eğer her şey Eveleyn'i bulmak içinse çokta bir vaktimiz kalmamış olmalı. Mikasa onun en yakın arkadaşıydı."

Freddy, masasına bir tekme atarak elini alnına yapıştırdı.
"Burada güvende olmadığını biliyordum, ancak Eve için kimsenin güvende olmadığını bilmiyordum!"
Beyaz teni, sinirinin sebebiyle kıpkırmızı olmuştu.
Daha sonra çatık kaşları ve öfkeli bakışlarının yerine, çaresiz bir babanın ifadesi yerini almıştı.
"Kızımı korumam gerekiyor..."

"Tek başına değilsin, şerif." Dedi, Levi ona destek olmak için omzunu sıkarak." Ben de buradayım. Bir ekip oluştururuz, Eveleyn'i herkes korur. Kötü bir durumun içinde olduğumuzun farkındayım, ancak iyi yönünden bakarsak aradıkları kişi her zaman burnumuzun dibindeymiş. Bu bizi daha önde yapmaz mı? İlk biz öğrendik."

"Ne zaman saldıracaklarını biliyor muyuz ki?!" Demişti Freddy, çaresizce sesini yükselterek." Bunu bile bilmiyoruz!"

"En azından hâla Eveleyn'i bilmediklerini biliyoruz. Eğer öyle olsaydı, öldürmeye çalıştıkları kişi Jean olurdu, Eveleyn değil."

Freddy, kaşlarını çattı ve eski kendinden ödün vermez duruşuna geçti.
"Bir ekip oluşturalım o hâlde, ancak Eveleyn'in haberinin olmaması gerekiyor. Bundan rahatsız olacaktır."

"Halledeceğiz."

*  *  *

"Ne yapıyorsun?" Diye sordu Eveleyn, dosya başındaki Levi'ın yanına gelerek.

"Cinayet ihbarlarına bakıyorum. Anlar mısın?" Diye sordu Levi, daha sonra hatırlamış gibi gözlerini yumup açmıştı.
"Gerçi sen artık bir dedektifsin, öyle değil mi? Tabii ki anlarsın."

"Sanırım, bakmama izin ver."
Yanına sandalye çekip, dosyaları inceledi.
"Derin bir kesiğe benziyor."

"Kesik evet...kesik mi?"
Levi, şaşkınca ona baktı.
"Vücudunun herhangi bir yerinde bir kesik bulunmadı, bunu nereden çıkardın?"

"Kadının sol bacağında, daha önceden kalmış bir yara izi var. Otopsi bunu daha önceden olduğu için raporlamamış olabilir, ancak bu şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Üstelik oldukça ince bir çizgi, yani bıçakla yapıldığını zannetmiyorum."

"Belki de sadece ormanlık bir alanda yaşadığı için dikenlerden yara almıştır?"

"Ya da birisi üzerinde neşter ya da falçata ile oynamış."

Levi, kaşlarını hafifçe çatmıştı.
"Kocasını suçluyor olabilirsin, emin olmadan hüküm süremeyiz."

"Evet ancak yaklaşık 17 senedir burada oturduğumu ele alırsan mahalleleri ve içinde yaşayanları oldukça net tanıyorum. Bu adam hep içerdi." Gözlerini devirip Levi'ya bakmıştı." Üstelik karısının dudağının üstünün birkaç kez yara olduğunu görmüştüm."

"İfade veren kimse adam hakkında kötü bir şey söylemedi."

"Söylemezler tabii. Söylerlerse olacakları biliyorlar çünkü."

"Adamın katil olduğundan şüpheleniyor gibisin?"

"Daha fazlası." Ellerini göğsünde birleştirdi." Eminim."

Levi, dudağını hafifçe ısırıp dava dosyasındaki beyazlamış olan ve neredeyse gözükmeyen kadının vücudundaki yara izine baktı.
Derin bir nefes vererek, dosyanın kapağını kapadı.
"Adamı sorgulamaya benimle gelmek ister misin?"

Eveleyn, şaşkınca ona bakmıştı.
"Ciddi misin? Sen, beni yanında mı götüreceksin?"

"Evet çünkü şüphe senin şüphen, üstelik beni şüphelendiren de sensin. Yani bir şekilde sorumluluk almalısın. Yoksa yapamaz mısın?"

"Şaka mı yapıyorsun? Hemen gidelim!" Demişti Eveleyn, ayağa kalkarak.

Levi, dilini dudağında gezdirip varla yok arası tebessüm etmişti.
Oturduğu yerden kalkıp, birlikte ofisten çıktıklarında arabasının yanına ilerledi.
Arabaya bindiklerinde, Eveleyn, başını cama yaslamış dışarıyı izliyordu.

"Ee..." dedi Levi, derin bir nefes vererek." Nasıldı? Üniversite hayatından bahsediyorum, oldukça eğlenceli geçmiş olmalı senin için."

Eveleyn, başını çevirip ona döndü.
"Bana aramızdaki şeyi bitirmemiz gerektiğini söyleyen sendin."

"Evet bunu söyledim, ancak gidipte Peter'ı eve alacağından haberim dâhi yoktu."

"Olivia için gelmişti! Haber alamadığından."

"Oh, yani sen onun haber bültenisin öyle mi?"

"Ne? Hayır! O sadece biraz manyak bir çocuk!"

"Sana vedaları sevmediğimi söyledim." Dedi Levi, kısa bir bakış atıp yola tekrar bakmaya devam etmişti.
"Beni aramaman ya da mesaj bile atmaman zaten senin bana veda ettiğin anlamına gelmiyor mu?"

"Ben böyle bir şey yapmadım! Üstelik, vedalardan hoşlanmayan bir adamın başka kadınla ne gibi bir işi olabilir?"

"Dalga mı geçiyorsun benimle Eveleyn?! 5 seneden bahsediyoruz, 5 saatten ya da günden değil! KOSKOCA 5 SENE! Ne yapmamı bekliyordun? Çevremdeki herkes senden telefon alırken s*ktiğimin telefonuna senden bir bildirim bile gelmezken ne yapmamı bekliyordun? KAHRETSİN, YAKIŞIKLI PETER'I BİLE ARAMIŞSIN!"

"Kendime göre sebeplerim vardı, bana bağırmayı keser misin artık!? Ne yani ben seninle iletişime geçmediğim için başkasının kollarına mı atman gerekiyordu kendini? Bu mu yani senin bahanen?

"Ah çok özür dilerim, herkesi ararken beni aramadığın o parmaklarını yormadığın hâlde bir aptal gibi 5 sene seni beklemediğim için, GERÇEKTEN ÇOK ÖZÜR DİLERİM!"

"DÖNECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM! SESİNİ DUYARSAM DÖNEBİLECEĞİMDEN KORKTUM! HER ŞEYİ YARIM BIRAKIP, SANA GELMEKTEN KORKTUM!" Dedi Eveleyn, dolan gözleriyle ona bakarak." Benim için kolay mı zannediyorsun?"

"Kolay olsa gerek." Demişti Levi.
Arabayı durdurup, emniyet kemerini çözerek.
"5 sene yapmadığına göre bundan sonra da yapması senin için güç olmamalı."

"Levi-"

"Sadece kendini düşünüyorsun. Ancak ben aramızdaki şeyi bitirelim derken bile seni düşünüyordum, aramak veya mesaj atmamak sana zor gelmiş, dönmekten korkmuşsun falan filan! Geç bunları, ben sen oraya git diye yani SENİN İÇİN seni bırakmıştım. Giderken problem yoktu, kalması mı senin için zor oldu? Bahanen bile 'geri dönmekten korktum' beni düşündüğün için değil. Bu sebeple bundan sonra da kendini düşün, beni değil."

İlk defa bir kavga da Levi'yı haklı yazıyorum cok tuhaf bir seymis sidwklxeldl

Stay with me.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin