31•

368 59 53
                                    

"Eve, Levi!"
Freddy, koşar adımlarla ikisine de sarıldı.
"Tanrım, çok şükür hayattasınız!"

Eveleyn ve Levi, birbirine şaşkınca baktı.

Freddy, onlardan uzaklaştığında Eveleyn bir anlığına problemi unutmuştu.
"Baba? Sorun nedir?"

"Jean yine bir şey mi gördü?" Diye sordu Levi, bir tahminde bulunmuştu.

"Bunu nasıl anlatmalıyım bilmiyorum, o yüzden biraz yumuşatarak anlatmaya çalışacağım..." derin bir nefes almıştı."senin parçalandığını gördü."

"Waov." Dedi Levi." Oldukça yumuşak bir anlatım oldu gerçekten."

"Levi, bir bebek doğurdu!"

"Levi bir-NE?!"

"Eveleyn! Bu böyle anlatılmaz!" Demişti Levi, hafifçe kaşlarını çatarak.

"Üzgünüm, panik yaptım..." diye mırıldandı Eveleyn.

"İçimden onun bir parçasını kustum. Küçücük bir şeydi, ancak saniyeler içerisinde kocaman bir şeye dönüştü. Kırmızı ve iğrenç bir şeydi."

"Uzun sivri dişleri de vardı, gözleri yoktu ancak her yeri gördüğünden eminim. Bunu nasıl yapabilir?!" Diye sordu Eveleyn.

"En kötüsü de..." iç çekmişti." Ona zarar veremiyorum çünkü bu benim de canımı acıtıyor."

"Holly shit!"
Freddy, şaşkınlıkla o ikisini dinliyordu.
"Kasabamda ne haltlar dönüyor böyle?!"
Elini saçlarının arasından geçirdi.
"Sanırım emekli olmayı düşünmeliyim."

"Freddy!"

"Pekâla, sakinim..."
Derin bir nefes aldı.
"Bir yaratıkla birbirinize bağlısınız, öyle mi?" Diye sordu Freddy.

"Evet!" Diye yanıtladı Levi.

"Bu kızıma sıçramış mıdır? Dün sen de kalmıştı?" Dedi, imalı bir bakış atarak.

"FREDDY!"

"Tamam tamam, her neyse!"
Freddy, dudaklarını ısırdı.
"Öleceğiz gibi gözüküyor."

"İnanılmaz, oldukça harika bir düşünce yapısı! Bunu nasıl düşünemedim ki acaba?" Diye sordu Levi.

Freddy, gözlerini devirmişti.
"Pekâla, önce yaratığı tanımalıyız."

"O iğrenç şeyi mi?!" Diye sordu Eveleyn." Unut bunu, asla!"

"Düşmanı tanımadan nasıl saldırıya geçebiliriz, Eve?"

Eveleyn, sessiz kalmıştı.

"Pekâla...ben Levi ile birlikte yaratığın peşine gidiyorum, sen de doğruca Jean'ın yanına gidiyorsun."

"Ne? Asla! Onu yalnız bırakacağımı zannetmiyorsun herhalde?" Demişti kaşlarını çatarak Eveleyn.

"Bana zarar vermeyecekler." Diye yanıtladı Levi." Çünkü ona zarar verdiğimde acısını ben hissediyorsam, birbirimize bağlantılı olarak bana zarar geldiğinde kendisine de zarar geleceğini bilir."

"O bir yaratık!"

"Bunu ummaktan başka bir çaremiz yok, seni bu işe katmak gibi bir niyetimde. Hiç dönmemeliydin."

"Ama döndüm beyefendi, istesenizde istemesenizde!"

Levi, varla yok arası gülümsemişti.
"İyi olacağım, bana güvenmeyi öğrenmelisin."

Eveleyn, çatık kaşlarını ve sert bakışlarını yumuşatıp şefkatle ona baktı.
"Söz vermelisin."

"Söz veriyorum."

"Ve sen de söz vermelisin." Dedi Freddy'e dönerek." İkinizden birisi buraya sağ sâlim gelemezse...diğeriniz en sevdiği şeyden vazgeçmeli. Sen sakallarından, sen de... o aşık olduğun fulardan."

"Anlaşıldı." Demişti Freddy.

Levi, başını usulca salladı.

"Hadi gidelim." Dedi Freddy, onun omzuna hafifçe vurup ilerlemeye başlarken.

Levi, arkasını dönüp onu takip ederken Eveleyn ise gidişlerini izliyordu.
"En son kurban bendim...olaylar nasıl buraya gelebildi?"

*  *  *

"Nasıl hissediyorsun? Mide bulantın var mı? Baş dönmesi?"

"Şerif, bana hamile kadın muamelesi yapmaya devam edersen yaratığa kalmadan ben el atmak zorunda kalıcam."

"Ov, evet...peki, nasıl bir şeydi?"

"Berbat..." diye yanıtladı Levi." Onunla bağlantılı olmam ayrıca berbat."

"Sence o, o şey olabilir mi?"

"?"

"Konakçılık yaptığın yaratık iste! Zamanın geldiğini söylememiş miydi?"

"Bilmiyorum..." diye yanıtladı Levi.
Hızlıca Freddy'e döndü.
"Bana söz vermelisin."

"Ne sözü?" Diye sordu Freddy şaşkınca.

"Sen onun babasısın, ancak yine de emin olmalıyım."

"Neden bahsediyorsun evlat?"

"Üzülmesine izin vermemelisin çünkü muhtemelen çok üzülecektir."

"Bir dakika, bu veda konuşmasına benziyor."

Levi, sessiz kalmıştı.

Freddy, sinirli bir şekilde ona baktı.
"Bana bak çocuk, ben seni öl diye senelerce yanı başımda tutmadım! Nasıl yaptığın umurumda değil, ancak hayatta kalmak zorundasın. Ne kızımın tekrar birini kaybetmesini istiyorum ne de oğlumu kaybetmek."

Levi, şaşırmıştı.
"Oğlum mu?"

"Oğlum tabi ki! Kendini ne zannediyorsun sen böyle? Sadece bir şerif yardımcısı mı? Sen, benim oğlumsun Levi ve ben bir baba olarak, oğlumun ölmesine izin vermeyeceğim."

Levi, varla yok arası bir tebessüm de bulundu.
"Teşekkür ederim..."

"Bana teşekkür etme, kendini tebrik et." Diye yanıtladı Freddy, eliyle onun omzuna vurup ilerlemeye devam ederek."
"Birini çocuğun olarak görebilmek o kadar basit bir şey değil."

Levi, onun peşinden ilerlemeye başladı.

"Eve döneceğiz."

Freddy, hınzırca sırıtmış ona bakmıştı.
"Şüphen mi vardı?"

O sırada yaratığın iğrenç sesi kulaklarını kanatırcasına tiz bir tonda ağaçların arasından yükseldi.

Freddy, boynunu kıtlattı.
"Gidip görelim bakalım şu yerden bitmeyi."

Bu sefer arkalarından ses gelince, Levi onun arkasına geçmişti.
"İki tane mi?!"

"Levi, ağzına sahip çıkamamış olabilir misin, sadece soruyorum?!"

"Hayır, bu benden çıkmadı!"

"Harika, mitoz bölünebilen bir yaratıkla karşı karşıyayız."

"Şerif, biliyorsun.."

"Evet, onlara zarar veremeyiz."

Yaratık, tuhaf bir ses çıkararak Freddy'nin önüne yarısı yenmiş bir insan cesedi kustu.

"Aman Tanrım."

"Ne? N'oldu?" Diye sordu Levi.

"Evlat, seni öldürmek zorunda kalırsam beni kesinlikle affetmelisin."

Stay with me.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin