Selamm. Nasılsınız? Napıyorsunuz? Okul nasıl gidiyor?
Okuduğunuz tarih?
Sevdiğiniz bir şarkı?
💍💍💍
Gece kafamdaki düşüncelerden uyuyamayacağımı düşünmüştüm, ama Cihangir 'in kokusunu duyunca hemen uyumuştum. Onu seviyordum. Ona aşıktım. İnsan sevmeyen bir tarafım vardı. Uzaktam durup onları izlemek, eleştirmek benim için daha kârlıydı belki. Ama Cihangir' in her şeyini bilmek istiyordum. Onu tanımak, anlamak. Galiba aşk böyle bir şeydi ve... güzeldi işte.
Çalan alarmımı duyunca karnımdaki koldan kurtulup, sağa dönüp alarmımı kapattım. Uyanmak istemiyordum. Ama hem işe hem de hastahaneye gidecektim. Cihangir 'in bu sese uyanmama ihtimali sıfırdı. Büyük ihtimalle cilve bekliyordu. Ee verelim o zaman.
Cihangir' in çok fazla tıraşlamaktan tahriş olmuş yanaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Sonra dudağına dudaklarımı değdirdiğim anda ağzını açıp alt dudağımı ağzına aldıve emmeye başladı. Hareketlerinin hızına uyup yetişmeye çalışıyordum. Dudaklarımdan ayrılmadan beni yastığa yatırdı ve üzerime çıktı. Eli tshirtümün altından belimi okşamaya başladı ve dudağıma küçük küçük ısırıklar koymaya başladı. Eli yavaşça eşofmanımın altından küloduma kaydı ve külodumjn dışından kadınlığımı okşamaya başladı.
Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında kafasını boynuma yaklaştırıdı, ben de kafamı geriye atıp ona yer açtım. Tam o sırada ani gelen mide bulantısıyla Cihangir 'i üzerimden atıp, hızla odamın içinde olan banyoya koştum ve kusmaya başladım. Saçlarımda ve sırtımda olan elden Cihangir' in geldiğini anladım. En son artık midemde ki asidi çıkardığımda mide bulantım hâla gitmemişti. Ve vucüdum titremeye başlamıştı. Her kustuğumda olurdu bu.
"Hastaneye gidelim mi? İyi misin?"
"Hastaneye gitmemize gerek yok, hem doktor bu aylarda bunun normal olduğunu söyledi." dedim. Cihangir 'e sarılı halde durarken.
Saçlarımı okşayıp, "Emin misin? Ya size bir şey olursa?"
"Olmaz merak etme, hem bu hamilelikte normal şeyler, endişelenme. Hadi hazırlanalım da merkeze gidelim."
"Peki, ama bir şey olursa hemen bana haber ver tamam mı?"
Onu omaylayıp, odaya geçtim. Önce gardırobtan Cihangir'in burada bıraktığı kıyafetleri çıkardım. Sonra da kendime iç çamaşırı çıkardım ve kısa bir duştan sonra hazırlanmaya başladım.
Birazdan içeri girip bizim time hamile olduğumu söyliyecektim. Personel girişinin oradan otomatik kapı açıldı. Nöbetçiye Polis kartlarımızı gösterip içeri girdik. Şimdi karşımızda yuvamız vardı. Ankara/Gölbaşı Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı, merkezdi burası. Mezun olur olmaz buraya tayinim nasıl çıkmıştı, bilmiyorum. Ama mutluydum. Timimi seviyordum. Standart 20 kişiden oluşurdu her tim. Bizimki de öyleydi.
Cevdet abi bizim şefti. Yeri geldi baba oldu bana yeri geldi abi. Hakkı çoktur üzerimde. Umay abla timimizin annesi. Kral insandır. Turan ve Göktuğ abi ayrılmaz ikili, öz abim olsa anca bu kadar severdim.
Hiç unutmuyorum, daha yeni mezunum döküntü bir ev bulmuşum, para desen zaten yok. Bomba imhasında uzman olduğum için ve timde bomba imha uzmanı olmadığı için normalde gidemeyeceğim bir operasyona çıkarıldım. 2 ay orada kaldık. Tabii ev sahibi sorunlu kirayı da vermeyince, eve girmiş kıyafetlerim de dahil her şeyi sokağa atmış. Ben görevden dönünce hiç bir şeyim kalmamıştı. Üstüme giyecek bir çorabım bile yoktu. Ne kadar acınası...