Selammmm,nasılsınız?
Sınavlarınız başladı mı başladıysa nasıl geçiyor?
Amacım yanlış anlaşılmasın ama yorum istiyorum. İstediğim yorum hikayenin gidişatı ile ilgili söylemek istedikleriniz, beğenmediğiniz noktalar - kırıcı olmıyacak bir biçimde - gibi şeyler. Yorumlarda buluşursak sevinirim.
✨✨✨
"Sen benim rütbeme kadar nereden biliyorsun?!" diye sert bir şekilde giriş yapmıştı Umay. Ee haklıydı şimdi bende böyle bodoslama giriş yapsam 'Noluyor hacı' kıvamına gelirdim.
"Hey, sakin ol. Oturup özel bir araştırmaya girmedim. Komiser Yardımcısı Türkmen ben. Belkş hatırlarsın, geçen seneden hani." Fazla bilgi veremiyordum çünkü operasyon bilgileri saklıdır. Kaldı ki yanımdaki insanlar yabancı.
Umay düşünmeye başlarken, bir amda gözlerinde görünmez şimşekler çaktı. Afalladı ve hatırladı o gün." Sen... "dedi.
" Siz tanışıyor musunuz?" dedi Tuğba Hanım. Tam olayı üstü kapalı anlatmaya başlayacaktım ki, Umay benden önce davranıp" Eski bir tanıdık, önemsiz. "dedi. Peki...
Turgut Bey'in telefonu çalmaya başlayınca bizden biraz uzaklaşıp telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Neredeyse eş güdümlü olarak benim de telefonum çalmaya başlayınca gözler benim üzerime çevrilmişti. Onları takmayıp telefonuma baktım.
" Cihangir... arıyor"
Yazısını görünce, hemen açtım ve kulağıma götürdüm aygıtı.
"Attığın konuma geldim, güzelim. İşin bittiyse gel."
"Geliyorum canım." diyip kapattım. Eşyalarım çok yoktu zaten hazırlanmam uzun sürmeyecekti. Karnımın önünü kontrol etrim silahım yanımdaydı. Telefonum elimdeydi. Tuğba Hanım'a dönüp "Hukuki işlemler hariç, görüşmemek üzere." diyip kapıya doğru ilerlemeye başladım.
Kapıyı açıp çıktıktan, yaklaşık 2 saniye sonra sesinden tanıdığım kadarı ile Çilek bana "Bekle" dedi. Arkama dönmeden olduğum yerde beklemeye başladım. Yanıma gelince benim konuşmama izin vermeden "Bak seni anlıyorum, yani belki diğer ailen ile iletişimin yok ya da var ama Tuğba annem de seni 9 ay karnında taşıdı,haklı olarak seni tanımak istiyor. Yanlış anlama bu demek değil ki Eva'yı biz silicez. Silemeyiz zaten Eva benim olmayan kız kardeşim gibi. Bu aile benim öz ailemden daha çok ailelik yaptı bana. Bir gün pişman olmamak için onlara şans vermelisin. 1 hafta en fazla, dayanabilirsin bence. "
"Bak dayanamam, dayanmak da istemiyorum, içeride de dediğim gibi gelmişim bu yaşıma. Anaya bacıya, gardaşa, babaya ihtiyacım yok. Hem herkesin her istediği olacak diye bir şey yok. Salın beni."
"Yüzleşme korkusu, mevcut bir şeyin varlığından korkuyorsun. Ve bu bir gün içinde patlıyacak."
"Bırak da onu ben düşeneyim. Şimdi izninizle Hanımefendi arabaya geçebilir miyim?"
Başını 'sen bilirsin' anlamında salladı. Bende arabaya doğru yürümeye başladım. Arabaya bindikten sonra önce Cihangir 'i yanağından öptüm. Sonra da emniyet kemerini bağladım.
" Nasıl geçti? "diye sordu Cihangir.
" Eve gidince anlatsam olur mu? "diye sordum. Kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı.
Arabayı kendi evlerinin bulunduğu yere doğru sürünce, onun evine gittiğimizi anlamıştım ses etmemiştim. Şu an cehennemin dibine de gitsek uygundu. Evet ağır bir tepki vermemiş olabilirdim. Ama içimdeki şeyş atamamıştım şu an bana en iyi gelecek şey Cihangir idi. O yüzden nereye gidersek gidelim yanımda O olduğu sürece her yer uygundu.