19

1.1K 112 91
                                    

Bir yağmur damlası koltukta uzanmakta olan Kazutora'nın yüzüne düşünce, çocuk olduğu yerde doğruldu. Evin soğuduğunu daha yeni fark ediyordu. Pencereyi kapattıktan sonra ofladı, saatini kontrol etti. "Nerede kaldı bunlar?" Boş midesi onu huzursuz etmeye başlamıştı ve halsiz hissediyordu. 

Saatlerdir uzandığı köşeden tembelce kalkarken baş ağrısı beynini zonklattı ve bu da yetmezmiş gibi ev telefonu sanki çığlık attı. "Baji-san da ne kadar çok kontrol ediyor!" Kendi annesiyle bile bu kadar çok konuşmuyordu.

"Hıı?" diyerek telefona çıktı uyuşuk bir tonlamayla. Kısa kesmesini umut ediyordu. Bu sırada üşüdüğü için kendini battaniyeye sarmıştı. 

"Keisuke Baji!" Diye gürledi bir adam. Sesi sanki dövmek için günlerdir aradığı adamı bulmuş gibi çıkıyordu. "Sana Ares'in Oğulları'ndan selam getirdim." 

"Ares'i de oğullarını da sikeyim! Sen kimsin amına koyayım?" 

"Ya sen beni boş ver, amcık herif. Söylesene Katsuki Tanji ile ne ayaksın sen?" 

Kazutora'nın ismi anımsaması için kendini fazla zorlamasına gerek kalmadı. "Valkyrie lideri mi? Ne bileyim ne ayağım!" Adamı biraz kışkırtmak istedi. "Ayrıca sana ne bundan? Valkyrieler resmen ateş ediyor, güzel hanımlarla takılayım bir süre. Biliyorsun, bizim çete biraz yarrak tarlası." 

"Katsuki Tanji benim kadınım. Sen de senin o sikik çeten de ondan uzak duracaksınız!"

"Kızın bundan haberi var mı be reis?" 

"Bu size son ihtarım!"

"Bak hele küçük enişteye! İsmini bile veremeyecek kadar korkaksın ama beni tehdit ediyorsun. Seni bir bulursam ne olur biliyorsun, değil mi? Ruhunu sikeriz."

"Beni duydun, Keisuke Baji. Tanji'mden uzak dur aksi takdirde laf anlamaz sevgiline yaptığım gibi ırzına geçerim." 

Kazutora şok olmuş bir halde dudaklarını araladı. Bir tepki veremeden çağrı karşı taraftan sonlandırıldı. Telefonu kapattıktan sonra duyduklarını sindirebilmesi için oturması gerekti. "Chifuyu'nun hayatını Ares'in Oğulları kaydırmış... Toman savaşa hazırlanırken bunu Baji'ye nasıl söylerim?.. Katil olur!" 

Bir süre sonra Baji ile Mikey üzerlerinden sanki şelale akar gibi bir halde eve döndüler. Kazutora için yemek de getirmişlerdi. Baji içeri daldığı gibi "Arayan var mı?" diye sordu. Paketi bir kenara bıraktı. "Sana yemek getirdik."

"Yaşasın!.. Annen aradı hem de iki kere. Sözde hasta olduğun için eve dönmekte ısrarcı ama daha iyi olduğumu söyleyip engellemeye çalışıyorum. Bir sorun olursa haber veririm..." Zarf attı. "Ya bu arada, Valkyrie'nin şu lideri... Seninle mi arkadaştı? Sanki gözüm bir yerden ısırıyor o kızı. Emma'nın mı arkadaşıydı yoksa?" 

"Kız benim sınıf arkadaşım ve babasının manga, figür vesaire dükkanı var. Chifuyu'nun en sevdiği dükkanlardan biri. Bazen kasada Katsuki dururdu. Muhtemelen oradan hatırlıyorsundur." diye yanıtladı Baji. "Neyse, soğuktan çişim geldi. Tuvalete gireyim de diğerlerinin yanına dönelim artık." 

Baji tuvalete giderken Mikey, Kazutora'ya baktı, Kazutora da ona. Ağzından tek kelime çıkmasa da bakışları bir şeyler anlatıyordu. Mikey sadece dudaklarını oynatarak "Yaz bana." dedi ve Kazutora başıyla onayladı. 

 卍 卍 卍

Kazutora'nın Baji olarak tehdit edildiği sıralarda Chifuyu da tadı kaçmış bir halde Draken'den başına gelenleri dinliyordu.

"Tam olarak detayları bilmiyoruz ama teorilerimizle birlikte yaşananları kısaca anlatacağım. Olay esnasında yalnız başına olduğuna eminiz. Muhtemelen öncesinde saldırganlar tarafından kışkırtılmışsındır ve devamında darp ve tecavüz olayı vuku bulmuş. İyi bir dövüşçü olduğunu biliyoruz ama yine de kalabalığa fazla direnememiş olmalısın. Olay muhtemelen tenha bir yerde yaşandı ya da en azından tenhaya çekildin. Sonra her nasılsa saldırganların elinden kaçmayı başarmışsın ve motorla kaçarken aşırı hız yapmışsın. Hem hız hem de sağanak yağışın etkisiyle motorun kontrolünü kaybettin ve kaza yaptın. Neyse ki ambulans çabuk geldi ve hastaneye yetiştirildin. Bizi teselli eden tek şey hala hayatta olman. Öte yandan sana bunu yaşatanların bulunamamış olması bizi huzursuz ediyor. Baji kuduz köpek gibi aranıyor ve bir kişi bile bulsa... Hiç hoş olmaz."

Chifuyu başını üzüntüyle öne eğdi. "Bu-bu korkunç! Ve çok iğrenç!.. Saldırganlar nasıl bulunamadı? Cinsel istismar söz konusu ise elbet DNA örneği bırakmış olmalılardı. Bir şekilde kendilerini ele vermeleri gerekiyordu." Sinirleniyordu. "Adli tıp bunu araştırmadı mı?" 

"Araştırıldı hatta Baji bile bir süre fail ithamıyla suçlandı ancak sonra emin olduğumuz üzere DNA örnekleri uyumsuz çıktı. Baji itlik serserilik yapsa da kimseye böyle bir şey yaşatmaz. Onlarca isim verdik ama ne yazık ki cevabımızı alamadık. Yani bundan sonra her şey sana bağlıydı. Uyanmalı ve isimlerini vermeliydin ama gel gör ki sana reset atıldı." 

"Beni buraya sadece özlediğiniz için çağırmadınız o halde. Bir şeyleri hatırlamamamı ve size isim vermemi istiyor olmalısınız. Diyelim ki hatırladım ve en az bir isim verdim, o vakit ne olacak?"

Draken arabayı bir restoranın önüne çekti ama inmeden önce Chifuyu'ya baktı."Baji bize bir söz verdi. Failler ortaya çıktığı an kendi adaletini sağlamaya çalışmayacak ve bu işi yetkili mercilere yani bize bırakacaktı. Bu konuda ona da verdiği söze de güvenmiyorum. Aynı şekilde Mikey de güvenmiyor. Bir şey hatırlayacak olursan bunu onunla paylaşmayı düşünme bile. Adamları öldürür."

"Siz ne yapmayı düşünüyorsunuz? Polise mi bildireceksiniz? Olayın üzerinden kim bilir kaç ay geçmiş-"

"Bunu yapanların bir çete olduğuna ve bizi kışkırtmaya çalıştıklarına eminiz. Bu yüzden bu davayı kendi yöntemlerimizle çözeceğiz. Bu artık bizim iç meselemiz. Tabii buradaki anahtar kişi sensin. Hatırlamak zorundasın."

卍 卍 卍

Chifuyu restorana ayak bastıkları andan itibaren huzursuz görünüyordu. Kazanın detaylarının kötü olduğunu biliyordu ama bu kadarını hiç beklememişti. Hevessizce yemeğini çubuklarken Baji yanına oturdu. "Keşke yemek için bizi bekleseydiniz."

"Bizimkiler de az önce geldi zaten." dedi Chifuyu, omuz silkerek. Yüzünü sevgilisine dönerek zoraki gülümsedi. Ona karşı keyifli görünmek istiyordu ama canı iyi sıkılmıştı.

Yemekten sonra aynı anda sipariş edilen tatlılarını beklerlerken Chifuyu ile Baji masumca birbirlerine yaslanıp el ele tutuştular. Chifuyu daha şimdiden onun yanındayken kendini daha iyi hissettiğinin farkındaydı ve yakında eve döneceği için buruk hissediyordu.

"Lan, Mikey!" diye çıkıştı Draken aniden "Sikeceğim telefonunu da titreşimini de. Geldiğinden beri bikbik kiminle yazışıyorsun?" Mikey tek kelime etmeden ona telefonunu uzattı ve Draken onun Kazutora ile olan konuşmasını okudu. "Oha! Ciddi misin?"

Baji bu sırada Chifuyu ile o kadar meşguldü ki onlara kulak vermiyordu bile. Chifuyu esneyince onu öptü. "Yorulmuş olmalısın. İstersen eve dönebiliriz. Biraz dinlenip gece yine çıkarız. Şehir uyumaz."

"Ama ben gece uyumak istiyorum. O yüzden ne yapacaksak bu saatlerde yapalım, akşam gideriz eve." Tekrar esnedikten sonra Baji'nin omzunda sızdı. Onun ardından, tatlısını mideye indiren Mikey de uyuyakaldı.

Ani bir sarsılma hissiyle gözlerini aralayan Chifuyu etrafına bakındı. Tekrar arabaya binmişti ve arka koltukta boylu boyunca uzanıyordu. Başı Baji'nin bacaklarındaydı. Arabayı Takemichi sürüyordu. Bir an için paniklemiş ve başının dertte olduğunu düşünmüş olsa da aniden rahatlama hissetti ve sevgilisinin onu okşamasına izin verirken dinlenmeye devam etti.

Apartmanın otoparkına ulaştıklarında Baji araçtan indi ve Chifuyu'yu kucakladı. "Sen bayağı kilo vermişsin." Aniden koluna kramp girdi, biçare Chifuyu'yu bırakacak gibi oldu ama çocuk düşmek yerine iki ayağının üzerinde durup yere bastı.

Chifuyu önce zemini kontrol edip, başını kaldırarak Baji'nin yüzüne baktı. Kollarını boynuna dolamıştı. "Ben şu an kendi kendime ayakta mı duruyorum yoksa bu bir rüya mı?"

"Canın acıyor mu?"

"Hayır... Ağrıdan gebermem ve düşmem gerekiyordu. Oha! Heyecan yaptım şimdi."

Baji onu tekerlekli sandalyesine oturtarak öptü. "Çok iyiydin." Ellerini tutarak gözlerinin içine baktı. "Bunun üstesinden birlikte geleceğiz. Bizim alt edemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Acele etme, ilerleme kaydedeceğiz."

Chifuyu'nun gözleri dolmuştu. "Hayır, ağlamayacağım." Direndikçe gözleri yaştan göremez oldu, yanakları ve burnu kızardı. Baji'nin ellerini sıktı. "Ben hiçbir şey hatırlamıyor olabilirim ama seni sevdiğimi biliyorum. Aşkı unutamazsın."

Remember? 卍 BajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin