"Size hala çok kızgınım ve bana karşı geldiğiniz için cezalandırılmayı hak ediyorsunuz." dedi Mikey. Olayı tatlıya bağlamayı başarmışlardı ama hala içlerinde kalanlar vardı.
"Biz de kızgın ve kırgınız." dedi Baji "Bizi her şeyden geride tutman... İki taraf da birbirini kırdı. Siz engel olarak, biz karşı gelerek. Bunu da kendi içimizde, kendi yöntemlerimizle çözmüş olduk."
"Tabii." dedi Mikey ve nazikçe gülümsedi, gülümserken gözleri kapanmıştı. "Zaten başka insanlar için özellikle de diğer çete üyeleri için arkadaşlığıma zarar vermek istemiyorum. İnsan ilişkileri kolay kurulmuyor ve Ares'in Oğulları için ciddi kayıplar veremem. İkinizi de daha muhtemelen siz plan yaparken affettim. Ve tabii Mucho'nın aklınızı aldığını düşünürsek, sanırım cezanızı da çektiniz."
İçeri aniden Shinichiro pat diye girdi ve "Ne oluyor burada?" diye sordu. "Aa bir şey yokmuş. Bizim çocuklar. N'aber gençlik?"
Kazutora kollarını kaldırarak şımarıkça el salladı, Baji de uzaktan yumruk selamı verip sırıttı. "Bir şey mi oldu, ağabey?" diye sordu Mikey, sevecenliğinden ödün vermeden.
"Bir şey yok ya. Büyükbabam, Mikey yine evi yol geçen hanına çevirdi galiba, deyince bir bakayım dedim kim var kim yok diye. Neyse, ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler hepinize!"
Hep bir ağızdan "İyi geceler!" diye karşılık verdiler ve Shinichiro çıktı.
"Ha bu arada, sormayı unuttum ama aç mısınız?" diye sordu Mikey "Emma çok güzel rosto pişirmişti. Biraz ondan kaldı."
"Aslında çok da aç olduğumu söyleyemem ama Emma pişirdiyse yerim." dedi Kazutora ve Draken'in omzuna yumruğuyla dokundu. "İleride yaşadın be oğlum! Karın yemek pişirme Tanrıçası olacak."
Onlar yemek için mutfağa doğru yol alırlarken, Baji de Mikey'nin bilgisayarının başına geçti ve Chifuyu'yu görüntülü aradı.
"Merhaba, Mikey! Nasılsın? Bu saatte aradığına göre haberler hiç iyi değil herhalde." diyerek çağrıya cevap verdi Chifuyu ve başını kaldırdıktan sonra yüzü düştü, kaşlarını çattı. "Sen!.. Lanet olsun, Baji! İyi ki Mikey önceden Mucho'yla konuşmuş da hazırlıklılardı. Bu gece sahiden ölebilirdin! Aklım gitti!"
"Seni korkuttuğum için çok üzgünüm... Lan! Sen Mucho mevzusundan ne ara haberdar oldun? Haberler o kadar hızlı mı yayılıyor?"
"Hayır, seni aradım ama cevap vermedin. Ben de endişelendim ve Mikey'yi aradım. O da ne olur ne olmaz diye zaten halihazırda Mucho'yu görevlendirdiğini söyledi. Sanırım sizi dışarıda yakalarsa biraz korkutacakmış."
"Evet, bizi bir fabrikaya götürüp bağladılar. Sonra Mucho geldi ve Ares'in Piçleri'nden biri gibi davrandı. Kazutora'nın başına silah dayadı ama meğer kurusıkıymış. Az daha kalp krizi geçirecektim. Kazutora da korkudan bayıldı zaten... Gülme lan! Aklım çıktı."
Chifuyu gülerken gözlerinden yaş geldi. "Ne var, biliyor musun, Baji? İkinize de iyi oldu. Bunu hak ettiniz. Bu kadar insanı korkutmaya hakkınız yoktu... Düşünmeden edemiyorum. Ya Mikey bu ihtimallere karşı hazırlıklı olmasaydı? O zaman gidip başınıza bela mı alacaktınız? Gerçekten Ares'in Oğulları'yla karşılaşabilirdiniz ve hatta ölebilirdiniz."
"Özür dilerim, benim hatamdı! Plan yapması için Kazutora'yı teşvik ettim. Yaptığı plana uyumamız için de daha çok teşvik ettim. O, evde oturmaya ve yaşananları kabullenmeye hazırdı. Ben kabullenemedim, hala zorlanıyorum ama uslu duracağım. Sana söz veriyorum. Erkek sözü."
"Bunu duyduğuma çok sevindim. Bundan böyle rahat uyuyabileceğim diye düşünüyorum. Aklım sendeyken buradaki hayatıma bir türlü odaklanamıyorum. Benim ciddi ve düzenli bir şekilde ders çalışmam lazım. Tokyo Üniversitesi'ne gitmek öyle lafla olmuyor ama sen rahat durmazsan aklım sende kalır. Kavuşmak için fedakar olmamız gerekiyor. Sana sokak kavgalarında ne işin var ya da Toman'dan ayrıl falan demiyorum. Sadece mantıklı bir insan olmanı istiyorum. Hem çete işlerini yürütüp hem de aklı başında biri olabilirsin. Mitsuya gibi."
"Ö-özür dilerim. Seni incitenleri incitmek isterken seni incittiğimi fark etmedim. Seni seviyorum ve sırf senin için artık daha uslu biri olacağım. Gerçekten!"
Arkadan Kazutora'nın gülme sesi geldi. "Ben ve götüm buna güleriz, abi. Daha mı uslu olacaksın? Aaabiiii! Lütfen tekrar o gözlükleri takacağını söyleme, yemin ederim osura osura gülerim-"
Draken avuç içini Kazutora'nın ağzına bastırarak onu susturdu. Eli hala ağzındayken çocuğu çekiştirdi. "Yine parlamaya başladığına göre, sen yatıp uyu en iyisi."
"Neyse," dedi Chifuyu. "bu sorun da çözüldüğüne göre ben de yatacağım birazdan. Hepinize iyi geceler!"
Chifuyu görüşmeyi sonlandırdıktan sonra Baji diğerlerinin yakınına geçti. "Lan sen hangi ara tıkındın da gelip bana laf sokmaya başladın?"
"Ya zaten yemekten az bir şey kalmış. Sen de aç olsaydın açlık oyunları yapmamız gerekirdi. Neyse, hadi zıbaralım artık. Ödüm bokuma karıştığı için tüm enerjim düştü bir anda."
Odanın ışıkları sönünce Kazutora ile Draken uyku moduna girdiler. Baji, Mikey ile yan yanaydı ve hazır onu bulmuşken "Teşekkür ederim." dedi "Bir felaketi öngörüp, engellediğin için. Tanrım, resmen öfkeden kör olmuştum. Bu gece çok daha farklı bir şekilde son bulabilirdi."
"Diğer çetelerle kapışıp sürekli kendimize bir yer edinme savaşı halindeyiz. Bu sırada zaman zaman kendi içimizde sınavlar vereceğimiz aşikar. Bugün sen ve Kazu, yarın başkası, bir sene sonra bir başkası... Bunu deneyimlediğime sevindim ve en iyisi de sınavı yapanların siz olması oldu. En sevdiklerim tarafından sınandım ve başarılı oldum... Önümüzde parlak bir gelecek var."
Önümüzde parlak bir gelecek var. Bu artık Baji'nin motivasyon sözlerinden biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember? 卍 Bajifuyu
FanfictionBaji kendisini hatırlamayan Chifuyu'ya kendini hatırlatmak için farklı bir oyun oynamaya karar vermiştir. Not: İlk bölümler Texting gerisi hikaye tarzındadır. Mangadan bağımsızdır. BAŞLANGIÇ TARİHİ: 17.10.2021 FİNAL TARİHİ: 11.11.2021