30

812 89 142
                                    

"Şimdi ne yapacağız, abi?" diye sordu Kazutora, bir dal sigara yakarken. "Ben bunun altında kalmak ya da sindirmek, her ne boksa, istemiyorum."

"Sen mi ben mi!" dedi Baji. Stresle bacağını durmaksızın sallıyordu. "Mikey'nin böyle bir kazık atmasını kesinlikle beklemiyordum. Bu özellikle bizim meselemizdi. Of, siktir ya! Elim kolum bağlı kaldı artık resmen. Mikey'e karşı gelip onunla kötü olmak istemiyorum ama o heriflerin ağzına sıçmak da istiyorum."

"Sana tekrar soruyorum, şimdi ne yapacağız? Sanırım sen ne yaparsan ona ayak uyduracağım. Öfkeli olduğum doğru ama sen olmadan şuradan şuraya gidemem."

"Ben ne bileyim, Kazu ya? Aklı itlik, serserilik için basan sensin. Başımızı yakmadan o götleklerin amına koyacağımız bir yol biliyorsan sen söyle de yapalım. Aksi takdirde götümüzün üzerine oturmak zorunda kalacağımız belli."

Kazutora uzanırken sigarasından bir nefes çekti. "Bekle, düşünüyorum... Evet çok alakasız, gözümün önüne hentai sahnesi geldi... Her türlü yakalanır ve boku yeriz gibi görünüyor." Telefonuna baktı. "Chifuyu, İngilizce sorusu atmış. Sanırım bizi kontrol ediyorlar. Sinir bozucu!"

"Çöz iki dakika. Sonra işimize bakalım biz de." Baji de telefonuna baktı. "Mitsuya da bana fotoğraf atmış. Hangisini gönderi olarak paylaşayım, diye soruyor. Sahiden bizi kontrol ediyorlar."

"Lan bari sırayla kontrol edin de kartlarınız bitmesin hemen." Kazutora kontrolden çıkmışcasına gülmeye başladı. "Sinirim bozuldu amına koyayım!.. Aklıma bir şey geldi. Görünürlüğümüzü minimumda tutarak Ares'in Oğulları'na darbe vurabiliriz."

"Anlat." Baji de Kazutora'nın paketinden bir dal sigara alıp yaktı. Plan düşüncesi için bile heyecanlanmış görünüyordu.

"Motorlarımızın plakasını kapatıp kar maskesi de takarsak anonim oluruz. Böylece Ares'in Piçleri'nin karargahını ateşe verebiliriz. Tokyo'da sürüsüne bereket çete var ve bu mal ordusu da hepsiyle sorunlu. Bunu bizim yaptığımızı bilemezler herhalde."

"Oha... Bilemezler sanırım. Evet, bu harika! İyi düşündün."

İkisi apar topar ayaklandılar, üzerlerine gecenin karanlığında kamufle olmalarını sağlayacak simsiyah giysiler geçirdiler ve motorlarının plakalarını kapatmak için bant attılar ceplerine.

"Gidelim." dedi Kazutora ve camı açtı. "Annemin sorgusundan kaçmak için yangın merdiveninden tüyeceğiz... Bu olayı hiç yadırgamamana hayranım."

Evden hırsızlık yapmışlar gibi koşarak uzaklaştıktan sonra otoparkta soluklandılar. Hazır mısın dercesine gülümseyerek birbirlerine baktıkları esnada birileri arkalarından yaklaşarak onları birer hamlede yere yığdı.

Kendilerinden geçmişlerdi. Bu halde olunca ne yaptıkları araba yolculuğunun farkında oldular ne de birilerinin onları sandalyeye bağladığının.

Baji korkunç bir boyun ağrısıyla gözlerini açarak mırıldandı. "Chi-Chifuyu!" Sağına soluna baktıktan sonra arkadaşına seslendi. "Kazutora! Lan, Kazu! Uyan! Başı tutmuşuz, abi." Daha hızlı nefes alıp vermeye başlamıştı.

"Ne diyorsun, amına koyayım." diye söylendi Kazutora da ve başını kaldırdı. "Hay anasını satayım... Sanırım, yüzde bin beş yüz bizi sikecekler. Ne yapacağız?"

"Bilmiyorum ama korkmaya başladım. Yavşak herifler ellerimi de ne biçim bağlamışlar! Kıpırdatamıyorum bile. Sende durumlar ne? Hareket edebiliyor musun?"

"Yok, abi, ne münasebet. Hareket etmek falan ne haddime... Biz neredeyiz ya?.. Boş bir fabrikaya benziyor." Tek bir ışık Ares'in Oğulları flamasını aydınlattı, Kazutora tıslayarak göz devirdi. "Ben de bir şey sandım. Yakuza falan eğlenceli olurdu. Bizim sikikler gelmiş. Biz de size geliyorduk."

"Kazutora, yükselme amına koyayım. Herifler utanmasa sikimizi bile bağlayacaklarmış."

"Bir susun be boş boğaz herifler!" diye bağırdı, ortaya çıkan maskeli bir adam. Uzun boyluydu ve çok kaslı olmasa da iri yarıydı. "Şimdi, nasıl ölmek istersiniz?"

Kazutora başını dik tuttu, kaşlarını kaldırdı. "Yaanniiii bilemiyorum. Kısa tut yeter. Boş boş kötü adam konuşması yapıp bayma milleti. Ha, illa ki yapacağım diyorsan önce beni öldür sonra ne bok yiyorsan ye."

Adam silahını çekerek Kazutora'nın başına dayadı. "Son sözlerini alalım, Kazutora Hanemiya... Sana da geleceğim, Baji. Arkadaşın biraz fazla heyecanlı."

Kazutora, maskeli adama dik dik baktı. "Son sözlerim mi? Haa onları anana söylemiştim." Tokat yiyince gülmeye başladı.

Maskeli adam sinirlendirdiği için silahın namlusunu çocuğun kafasına biraz daha yaklaştırdı, Baji'ye baktı. "Senin ona söylemek istediğin son bir şey var mı?"

"Lan!" diye bağırdı Baji. "Dur! Ona dokunma! Lan amcık, bu yaptığın yanına mı kalır sanıyorsun? Senin ananın amına geri sokarım ve bu kez bana kimse engel olamaz."

Adam tetiği çekti...

Baji gözlerini kapatmıştı, gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Acı acı iç çekerken maskeli adam yanına gelerek hafifçe yanağına vurdu. "İkiniz de uslu durun."

Aynı anda onlarca duygu yaşayan Baji ürkerek de olsa gözlerini açtı çünkü duyduğu ses tanıdık gelmişti. "Mucho... Altıma sıçtım abi! Bunu tezgahlayan her kimse bu akşam anasıyla randevum var... Kazutora iyi mi şimdi?"

"Karı gibi bayılmış olmasını saymazsak evet, en azından hala hayatta ve ayıldığında onunla taşak geçebiliriz.

İpleri çözüldü ve Mucho, Kazutora'yı omzuna alarak Baji ile çıkışa yürüdü. "Bayıldığına İnanamıyorum. Onu pek bir cesur görmüştüm oysa ki!"

"Bize neden böyle bir şey yaptın? Sahiden ödüm patladı ve hayatım gözümün önünden geçti."

"Sizi korkuttuğum için üzgünüm ama bu Mikey'nin isteğiydi. Sizi durdurmak için size olası bir senaryo yaşatmak istedi ve en kötü senaryo da ikinizin yakalanıp, öldürülmesi olduğu için bunu seçti... Şimdi onun evine gideceğiz."

Kazutora mırıldanınca, Mucho kafasını çevirerek ona baktı. "Uyandın mı lan delikanlı?"

Kazutora o sersemlikle Mucho'ya sarıldı. "Oha! Kurtarılmışız!"

卍 卍 卍

Mikey'nin evinde toplaşan grup sırayla sıkıntılarından bahsetti. Ara sıra sesin yükseldiği ve gözyaşlarının döküldüğü oldu ancak her şey Baji'nin istemeden de olsa yaşananları kabullenmesiyle tatlıya bağlandı

Remember? 卍 BajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin