Epilog

824 79 122
                                    

卍 卍 卍 5 YIL SONRA 卍 卍 卍

Alarmlar çalıp yeni günün başladığını duyurmadan evvel Baji yatağından kalktı, Chifuyu'nun odasına geçerek sevgilisinin koynuna girdi. Chifuyu biraz kıpırdandıktan sonra tüm bedeniyle sevgilisine döndü. "Günaydın!"

"Günaydın!" diye karşılık verdi Baji, Chifuyu'nun yüzünü ve saçlarını okşarken. "Kalkmamıza daha yirmi dakika var. Biraz duşta vakit geçirelim mi?"

Chifuyu kollarını Baji'nin boynuna doladı. "Gidelim. Taşı beni."

Çok değil on dakika sonra Chifuyu zevkle "Ah!" diyerek Baji'nin kucağında orgazm oldu. Baji onu kendine doğru çekti, boynunu emerek öptü. Bu sırada Chifuyu soluklandı. Cinsel ilişkinin etkisiyle bedeni hala kasılıyordu.

Gözleri birbirini yakaladı, Chifuyu gülümsedi. "Duş alalım artık. Danışanlarıma, üzgünüm geç kaldım çünkü erkek arkadaşım sabah sabah alev ateşti, diyemem."

"İlk randevun kaçta?" diye sordu Baji, duş başlığını eline alırken.

"Dokuz." diye yanıtladı Chifuyu ve suyu açtı. "Biliyorum bu çok erken bir saat ama acil durum. İntihara yatkın bir danışanım dün akşam intihar etmeye kalkışmış. Onunla görüşmem var. Sanırım psikiyatriye yönlendireceğim onu. Sen neler yapacaksın bugün?"

"Draken motorumun tamirini bitirmiş. Önce ondan motorumu alırım. Sonra da dükkana geçerim. Geçen gün bir çift geldi. İki motor istiyorlardı ama istedikleri model yoktu. Dün motorları geldi, bugün satışını yapacağım. Başka müşteriler de gelirse bugün zengin günüm olabilir."

"Sabah ilk randevum dokuzda olduğu için bugün erken çıkmayı düşünüyorum. Sana da uygun olursa yemeğe çıkalım akşam. Olur mu?"

"Bu sıralar erken çıkmam biraz zor. Yaz geliyor ve insanlar motora merak saldı. Satışlar uçmuş durumda. Yine de eğer gün içinde iyi satış yaparsam, akşam yemek için buluşabiliriz." Suyu kapatıp bornozlarını giydiler. "Bu arada, beni Draken'in dükkanına bırakır mısın? Otobüse binmek istemiyorum sabah sabah."

Rutin bir sabah hazırlığının ardından Chifuyu, Baji'yi Draken'in dükkanına getirdi. "Güüünaydıııın!"

Draken başını uğraştığı motordan kaldırdı. "Günaydın!" Yanlarına yaklaştı. "Nasılsınız? Sizi neşeli gördüm."

"İyiyiz iyiyiz." dedi Chifuyu. "Yaz ruh haline girdik. O yüzden ışık saçıyoruz. Sen nasılsın? Emma nasıl?"

"İkimiz de iyiyiz. Emma bu ara gergin sadece. Doğuma az kaldı, yerinden kıpırdayamıyor bile. Oğlan kıpır kıpırmış, o yüzden de Emma yoruluyor."

Günlük konuşmalarının ardından Draken ellerini cebine soktu. "Siz motor için gelmiştiniz, değil mi? O halde size kötü bir haberim var. Motorun burada değil, Baji."

"Ne? Motorum çalındı mı? Çıldırırım abi, hayır!.. Şaka yapıyorsun, değil mi?.. Ne sırıtıyorsun? Heee benimle kafa buluyorsun. Motorum nerede?"

"Motorun burada değil ama çalınmadı da. Kazutora onu yürüttü. İstersen gidip ona sıç, istersen ağlayarak günlüğüne yaz. Beni ilgilendirmez. Ben sadece durumu bildirmekten sorumluyum."

"Of piç Kazu! Yine bir boklar çeviriyor... Neyse, haber verdiğin için sağ ol. Biz gidelim. Chifuyu'nun işe yetişmesi lazım."

Chifuyu keyifli, komik ve biraz da farklı sabah saatlerinin ardından iş rutinine girdi. Bir psikolog olarak danışanlarıyla görüştü, sekreterinden danışanları hakkında bilgi aldı. Saat dörde geldiğinde ise Mitsuya onu aradı.

"N'aber, Chifuyu? Eğer müsaitsen biraz takılalım mı? Biz biraz kalabalığız, istersen sen de katıl bize. Eğlenceli bir şeyler yaparız."

"Aslında akşam yemeği için Baji ile buluşma ihtimalim vardı ama bu saat oldu hala sesi çıkmadı. Sanırım müsait değil. Bu arada, siz derken? Kimler var ki?"

"Yabancı kimse yok ya. Ben, Takemichi, Kazutora, Aiya ve Hina... Eğer olur dersen yirmi dakikaya kadar oradayız. Seni de alırız."

Chifuyu ajandasını karıştırdı. "Bugünlük başka randevum yok. Sizinle gelebilirim."

Görüşmeden on beş dakika sonra Chifuyu diğerleriyle buluştu. Arabada ön koltuğa oturmuştu ve sırayla herkese selam verdikten sonra direksiyondaki Kazutora'ya baktı. "Abi. Baji'nin motoru nerede?"

Aiya gülerek cevap verdi. "Baji'nin motoru prenses oldu.

Chifuyu şüpheyle arkadaşlarına bakarken, Mitsuya yerden aldığı sırt çantasını Aiya'nın üzerine koydu. "Resim dersinde bizi mi çizmiştin? Göstersene resmini."

Kazutora da arkasına döndü. "Hina, sen Katsuki'yle buluşacak mısın yoksa direkt bizimle mi geleceksin?"

"Katsuki'yle buluşurum. Birlikte alışveriş yapacaktık. Sonra yanınıza geliriz. Merak etmeyin, çok geç kalmayız."

Hina'yı hala Katsuki'nin liderlik ettiği Valkyrie Çetesi'nin karargahına bıraktıktan sonra yollarına devam ettiler ve onlar da tapınağa geçtiler.

"Hepiniz çok sessizsiniz, tuhaf davranıyorsunuz ve tapınağa geldik." dedi Chifuyu, diğerlerine hesap sorarcasına. "Burada neler oluyor? Biri bana açıklama yapabilir mi? Sıradan bir toplantı olsa böyle davranmazsınız? Neler oluyor?"

"Düğün var." diyerek iç geçirdi Kazutora. "Baji ile sana Toman nikahı kıyacağız. Sanırım Baji sana önceden bu konuda söz vermiş. Biz de onu kıramadık. Sadece samimi olduklarımızı topladık, Mikey sizi eş ilan edecek. Baji'nin motorunu da gelin arabası gibi süsledim, akşam birlikte eve döneceksiniz."

O anda Chifuyu'nun kalbi hızlandı. Baji'nin böyle bir söz verdiğini az öncesine kadar unutmuştu. Güçlükle derin bir nefes aldı. "Gidelim o halde. Diğerlerini bekletmek istemem."

"Bekle!" diye çıkıştı Mitsuya, uyarıcı bir tonlamayla. "Bu bir düğün ve sen iki numaralı damat olarak bu kıyafetlerle sunağa çıkamazsın. Sana içeride damatlığını giydireceğiz. Baji'yi de Mikey, Draken ve Pah-chin hazırlıyorlar."

Böylesine bir organizasyon Chifuyu'nun aklını almıştı. Bir anda o kadar stres yapmıştı ki yerinde duramıyordu. Mitsuya beyaz damatlık üzerindeki son dokunuşları yaparken, Kazutora da Chifuyu'nun saçlarını düzeltiyordu.

"Heyecan yapma." dedi Takemichi. "Zaten biz bize olacağız. Aile ortamı gibi. Rezil olmak gibi bir ihtimal söz konusu bile değil. Zaten uzun uzun konuşma yapmana da gerek yok. Sadece Mikey sana Baji'yi eş olarak kabul edip etmediğini sorduğunda cevap vereceksin o kadar."

"Hayır demek için hala geç değil bu arada." diye takıldı Kazutora. "Cebine arabanın anahtarlarını koyuyorum ki vazgeçersen kaçıp gidebilesin."

Chifuyu o gerginlikle güldü ve sunaktayken daha gergindi. Baji'nin ellerini tutarken elleri buz kesmişti ve istemsizce titriyordu. Zar zor tebessüm etti, heyecanını yenmek için Baji'nin gözlerinin içine baktı.

"Sen, Chifuyu Matsuno." dedi Mikey, yüksek sesle. "Keisuke Baji'yi eşin olarak kabul ediyor musun?.. Herife bak, çocuğun elini nasıl sıkıyor kaçamasın diye."

Kalabalık kıkırdarken Mikey sağdıçlardan Kazutora ile çak yaptı. Chifuyu ortamın enerjisini bozmamak için güldü. "Evet!"

"İyi, sen bilirsin... Sen, Keisuke Bok Baji. Chifuyu Matsuno'yu eşin olarak kabul ediyor musun? Bari sen hayır de de çocuk kurtulsun."

"Evet!" dedi Baji, Mikey'ye ters ters bakarken. "Bugün benimle çok uğraşıyorsun, amına koyayım."

"Elimde değil. İlginç bir ortam var, kaynatmadan duramıyorum. Neyse, sevişebilirsiniz ya da vazgeçtim Aiya buradaymış insan gibi öpüşün."

Yeni evli çift kalabalığın gözleri önünde öpüştükten sonra Mikey bağırdı. "Lan durun bir! Yüzükleri unuttum ya! Önce yüzükleri taktırıp daha sonra öpüştürmem lazımdı... Daha sık Toman nikahı yapmalıyız."

Draken cebinden çıkardığı yüzükleri "Dördünüz de hakiki malsınız, iyi ki tüm işi size bırakmadım." diyerek sağdıçlara verdi sağdıçlar da çifte yardım ettiler. Böylece Baji ile Chifuyu nikah yüzüklerini taktılar.

Remember? 卍 BajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin