20

1.1K 106 82
                                    

Daireye tahmin ettiklerinden daha erken döndüler ancak hem Baji hem de Chifuyu o kadar yorgunlardı ki gözlerini açık tutmakta zorlanıyorlardı ve gözlerinde yatacak yumuşak bir yer hasreti vardı. Ayrıca, saat altı buçuk olduğundan günü kaçırdıkları söylenemezdi.

"Biz geldik." diye duyurdu Baji, içeri geçer geçmez. "Lan, Kazutora! Ses versene abi!" Oturma odasını kontrol ettikten sonra Chifuyu'nun yanına döndü. "Uyumuş. Biz de biraz uzanalım. Götüm yer görsün artık."

Chifuyu, Baji'nin yatağına yattı. Nihayet rahat bir yere uzandığı için sırtı sanki ona teşekkür ediyordu. Baji masum bir ifadeyle yüzüne baktı. "Yanına gelebilir miyim? Yer yatağı hazırlamaya çok üşeniyorum."

"Benim için uykusuz kaldın ve bu kadar yoruldun... Gel tabii." Chifuyu kenara kayarken Baji de yatağına girdi. Hiçbir şey söylemeden ya da birbirinden izin almadan birbirlerine aynı anda sıkı sıkı sarıldılar. Aralarındaki elektrik inanılmazdı.

"Hemen ısıtmışsın." dedi Baji, çarşafı kastederek "Mükemmelsin." Aslında ev soğuk değildi ancak enerjileri düşük olduğu için üşüyorlardı. Daha çabuk ısınmak için yorganı burunlarına kadar çektikleri anda Chifuyu yumuşatıcı kokusuyla birlikte bir anı yakaladı.

Yüzünün yarısı yastığa gömülüydü, tırnaklarını çarşafa geçiriyor ve çığlık atmamak için dişlerini sıkıyordu. Baji ise üzerinde ve içindeydi. Beli ritmik bir şekilde hareket ediyordu. İkisi de keyifli görünüyorlardı. Terlemişlerdi ve yanakları pembeleşmişti.

Yine de Baji sevgilisinin sesini çıkarmak istiyordu. Kendisi de bu şekilde daha çok keyif alıyordu. Çıplak omuzlarına ve boynuna gömüldüğünde Chifuyu daha fazla dayanamayarak inledi. Üzerindeki baskıdan inanılmaz zevk alıyordu.

Önce bir tak sesi duyuldu ve Baji ile Chifuyu kendilerini yerde buldular. Ardından bir tak sesi daha duyuldu. İlki karyolanın kırıldığının, ikincisi de Baji'nin annesinin eve geldiğinin habercisiydi.

"Keisuke!" diye seslendi kadın ve odaya girmeye çalıştı ama kapı kilitli olduğundan kapıda kaldı. "İçeride ne yapıyorsun? Sana bu kapı kapatılmayacak demedim mi? Keisuke!"

O esnada Baji de Chifuyu da avuç içleriyle ağızlarını kapatmış kahkahalarını bastırmaya çalışıyorlardı. Baji derin bir nefes alarak ağzını açtı. "Öff ödev yapıyorum! Git başımdan!"

Chifuyu bu anıdan gülerek çıktığında Baji başını ona eğerek baktı. "Ne oldu? Aklına bir şey mi geldi?"

"Yatağını kırdığımız günü hatırlıyor musun?" Chifuyu hissettiği yakınlıktan ötürü artık Baji ile çok daha rahat konuşabiliyordu.

Baji geçmişi yad edince kahkaha attı. "İnanılmaz bir deneyimdi! Tabii sonra eve kız attığımı sanıp ağzıma sıçtılar ama neyse!.. Bunu nasıl hatırladın şimdi?"

"Aldığım kokular hafızamı tetikliyor. Önce kulübede senin parfüm kokunu aldım ve gözümde iki anı canlandı. Şimdi de nevresimdeki yumuşatıcı kokusu o malum anıyı getirdi bana. Çok da şaşırtıcı bir durum değil, koku hafızası çok güçlüdür. Çocukluk anılarını bile hatırlatır."

"Koku hafızanı aşağılamak istemezdim ama Toman'ın yoğun taşak kokusundan bir şey hatırlamadıysan çöp skill." Chifuyu'nun dudak büktüğünü görünce öptü. "Ehe! Şaka yapıyordum!.. Lan! Hadi Instagram'ına bakalım."

Chifuyu yanağını Baji'nin yanağına yaslayarak ekrana baktı. Nihayet ulaşmaya çalıştığı hesabın gönderilerini görebilecekti.

"Aşkım, üstüme çıktın." dedi Baji ama sonra elini Chifuyu'nun poposuna koyarak düşmemesi için destek oldu. "Neyse, böylesi daha iyi. Bu şekilde kal."

Hesap hem fotoğraflarla hem de videolarla dolup taşmıştı. Kötü çekilmiş bir tane bile fotoğrafı yoktu, videoları ise enerji doluydu. Anlık videolar, özel gün videoları, akım videoları... Chifuyu aktif bir kullanıcıydı ve o zamanlar keyfi yerinde görünüyordu.

Baji ile paylaşımları vardı. Onun dışında bugün zaman geçirdiği tüm çocuklarla ve daha fazlasıyla paylaşımları vardı. Hayat ona güzeldi.

Bir fotoğrafın üzerinde durarak "Takemichi." dedi "Senden sonra en çok onunla paylaşım yapmışım galiba. Kankam mıydı?"

"Aynen öyleydi. Seninle sevgili olduktan sonra sen yeni bir arkadaş edindin çünkü bana hem kanka hem de sevgili rolünü vermek istemiyordun. Sonuçta herkesin birlikte sevgilisini çekiştirecek bir kankaya ihtiyacı vardır. Komik bir ikili oldunuz. Takemichi biraz gerzek bir çocuk ama çok iyi niyetli biri. Kazadan sonra kendini çok kötü hissetti. Başına ne geldiyse tek başınayken geldiği için kendini suçladı. Eğer senin yanında olsaydı bunu hiç yaşamazmışsın. Böyle demişti. En az benim kadar kahroldu o da."

"Bunu kendi sorunu bilmesine üzüldüm... Benimle geldiğimden beri hiç konuşmaması ilginç ama. Onu yiyecek ya da neden beni yalnız bıraktın diye azarlayacak değilim. Kazayla ilgili saldırganlar dışında suçlu gördüğüm kimse yok. Yirmi dört saat birbirimizin götünde gezecek halimiz yoktu ya!"

"İşte Takemichi! O biraz... Böyle bir çocuk işte. Yeniden eskisi gibi olursunuz. Olmadı biraz ağzına sıçarım da kendine gelir."

Saat on bire kadar Chifuyu'nun Instagram'ında dolaştılar ve gönderiler üzerinden arkadaşlarının dedikodularını yaptılar. Bazen Baji gönderi günlerinde yaşananları anlatmak zorunda kaldı çünkü Chifuyu'nun kafası karışmış görünüyordu.

Instagram yolculuğu son bulduğunda Baji telefonunu bir kenara koydu ve yeniden Chifuyu'ya sarıldı. "Hala çok güzel kokuyorsun." Dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı ama öpmedi. Sadece nefesini hissetmek istiyordu.

Chifuyu parmaklarını Baji'nin uzun, parlak saçları arasında gezdirdi. "Ablam genelde ter koktuğumu söyler. Ne yapayım, ergenim!"

"Ablan kokan herif görmemiş." Onu öpücüklere boğdu. "Bizim kavgalardan birine gelse ter kokusundan beş dakikada beyin ölümü gerçekleşir..." Geri çekildi. "Sağ ol, ablana gıcık olduğumu hatırladım."

"Beni de bazen sinir ediyor da ne yaptı ki sana?"

"Seninle arkadaş olduğumuz dönemde anneni benimle ilgili dolduruşa getirmeye çalışıyordu. Sözde seni kötü etkiliyormuşum. Senin yoldan çıkasın vardı zaten. Sevgili olduğumuzda ise haliyle daha fazla vakit geçirmeye başladık ve ablan bariz bir şekilde benden uzak durmanı istiyordu. Sikko bir dönemdi. Dövmek istiyordum ama dövemiyordum. Hem kız hem de senin ablan... Öyle kalakaldım işte. Ailelerimiz ilişkimizi bilmiyordu, bu arada."

Odanın kapısı tıklatılınca, Baji "Lan Kazu, direkt gir içeri. Ne nezaket şovu yapıyorsun?" diye seslendi.

Kazutora içeri girdi. "Ne bileyim, gözlerime uygunsuz bir pozisyonda olursunuz belki diye kapıyı çalayım dedim." Gözlerini ovaladı. "Sigara içmek için yangın merdivenine çıkmıştım da... Şey soracağım, Matsuno-san'ın buraya gelme ihtimali sizce yüzde kaç?"

"Bilmem." diye yanıtladı Baji. "Kadın burayı biliyor. Bir ihtimal Chifuyu'nun buraya gelmiş olabileceğini de düşünür herhalde. Neden sordun ki şimdi bunu? Beni geriyorsun."

Kazutora dışarıya işaret etti. "Matsuno-san'ınki mi bilmiyorum ama otoparkta parlak kırmızı bir Toyota duruyor."

Remember? 卍 BajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin