8✓

15.7K 1.1K 105
                                    

Jungkook söylediği gibi tüm gece boyunca odaya gelmemişti. Taehyung bir süre sonra onu beklemeyi bırakıp uyuyakalmıştı zaten. Sabah gün ışıkları ile uyandığında yine yanı boştu.

Daha gözlerini tam olarak açamamıştı bile ama baş ucunda duran kızı fark ettiğinde zarif elleriyle gözlerini ovuşturdu.
"Şunu yapmayı bırak Tzuyu. Sana ihtiyacım olursa haberin olur. Burada kaç saattir uyanmamı bekliyorsun?"
Otururken sormuştu.

"Yaklaşık iki saattir efendim."
Tzuyu stabil bir ses tonuyla söyleyip giymesi için Taehyung'a şık bir sabahlık uzattı.

Taehyung, sabahlığı giyerken derin bir nefes aldı.
"Dün gece Jungkook neredeydi, bunu öğrenebilir misin?"

Tzuyu şaşırsa da hemen başıyla omegayı onayladı.
"Tabiki de öğrenirim efendim. Siz kahvaltınızı yaparken yıkanmanız için hazırlık yapılmasını söyleyeceğim. Ne giyeceğinizi kendiniz mi seçeceksiniz yoksa halletmemi ister misiniz?"
Kız her şeyi eksiksiz düşünmüştü.
Taehyung etrafında böyle hizmetlilere alışık değildi.

"Soruyorsun ama bunu da düşündüğüne eminim bu yüzden ne hazırsa onu giyeceğim."
Söyledikten sonra hazır olan kahvaltı masasına doğru yürüdü.

"İsterseniz sütünüzü ısıtmalarını söyleyeyim efendim."

"Hayır gerek yok böyle de iyi."

~~~~~

"Ahh.. Vay canına söylediklerinden bile güzelsiniz."
Taeyong, tanışma fırsatı bulduğu Omegaya bakarken büyülenmiş bir halde söyledi. Taehyung'un kendini beğenmiş sıkıcı ve itici biri olacağını düşünmüştü fakat bu utangaç sevimli omega kesinlikle çok sempatik ve sıcak kanlıydı.

Taehyung, aldığı iltifat yüzünden utangaç bir şekilde gülümserken bakışlarını Taeyong'dan ayırıp daha önce gelmediği bahçede bakışlarını gezdirdi. Önceki sarayda kendi bahçesi vardı ama bu kadar güzel değildi.
"Çok güzeller, hepsi nasıl bu kadar sağlıklı?"

Taeyong omuz silkti ve çiçeklerine baktı.
"Başka işim yok, bu sarayda o çiçeklerden farklı değilim. Tüm günümü onlarla geçiriyorum. Bütün ihtiyaçlarım başkaları tarafından karşılanıyor, saraydan çıkmam da yasak."
Sehun ölmeden önce bahçenin bu kısmını isteği üzerine ilgilenmesi için Taeyong'a vermişti, O öldükten sonra da Jungkook buna müsade etmişti.

Taehyung onu anlayabiliyordu bir bakıma. Çünkü babasının sarayındayken kendisi de aynı sekilde yaşıyordu.

"Benimle görüşmek istediğin ve bu kadar sıcakkanlı olduğun için ne kadar mutlu olduğumu tahmin bile edemezsin. Bu sarayda kimse benden hoşlanmıyor, arkadaşım yok. Tek suçum onlardan güzel bir omega olmak."
Taeyong söyledi ve yaramaz ışıltılarla dolu gözleri, samimi bir gülümseme ile Taehyung'a baktı.

Taehyung ne diyeceğini bilemedi ama karşısındaki kısa boylu, minyon omegayı süzdü.
Bembeyaz teni, aynı şekilde beyaz hatta biraz griye benzer bir tonda saçlarıyla oldukça hoş bir uyum içerisindeydi. Açık mavi gözleri ise onu soğuk ve çok güzel gösteriyordu. Fakat gülümsediğinde sevimli birine dönüşüyordu.

"Saraydan çıkmana neden izin verilmiyor? İstersen gidebilirsin, burada hapis gibi yaşamak zorunda değilsin biliyorsun."
Taehyung söyledi çünkü onun için üzülmüştü.

Taeyong gülümsedi ama bu hiç samimi görünmüyordu.
"Gidecek bir yerim yok ki. Ben on dört yaşımdan beri burdayım. Hem korkuyorum, dışarısı benim gibi bir omega için nasıl bilmiyorum."

Taehyung yanında bekleyen kıza döndü ve konuştu.
"Bize içecek bir şeyler getirir misin Tzuyu?"
Daha sonra önünde oturan Taeyong'a döndü. "Seninle tanıştığıma gerçekten memnun oldum Taeyong. Gerçekten bende çok sıkılıyorum ve bahçen çok hoşuma gitti."

beni yakala, tüm benliğimi içine hapset • kooktae✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin