'Üç buçuk yıl sonra'
"Hayıy! İstemem istemem!"
Jaemin büyük odanın içerisinde koşarak, Taehyung'un tutuşundan kaçmaya çalışıyordu. Jungkook oturduğu yerde, hazırlanmış kahvaltılık yiyeceklerden atıştırırken ikiliyi seyretmekle meşguldü."Yaah Jungkook! Yardım etsene. Fare gibi küçük ve çok hızlı. Asla yakalayamıyorum."
Taehyung, geceliğinin etek ucuna basıp düştüğünde sızlanarak söylendi.Jaemin koşmayı bırakıp yerdeki Taehyung'a ardından Jungkook'a baktı somurttu.
"Faye değilim ben! Ben biy kediyim."
Söyledikten sonra küçük elini pençe yapıp miyavladı."Sen bir kurtsun Jaemin."
Jungkook söylendi ve başını iki yana sallandı. "Hem artık otur kahvaltını yap. Sabah sabah ne bu enerji?"Jaemin başını iki yana salladı. Bunu yaparken kızıl bukleler, sallanan tombul yanağına vuruyordu.
"Yumuyta yemem! Limonlu kek istiyoyum."Taehyung yerden kalkarken, "Y ile değil Jaemin, R ile."
Jaemin omuz silkip kollarını göğsünde birleştirdi."Limonlu kek yoksa kahvaltı da yok!"
"Peki o halde.."
Jungkook oturduğu yerde yayıldı ve bir zeytin alıp ağzıma attı. Konuşurken acele etmiyordu.
"Ben de Minho ile birlikte, askerlerin talim yapma alanına gitmen konusunda ki iznimi gözden geçirmeye karar verdim."Jaemin'in göğsünde birleştirdiği kolları iki yanına düştü ve dudakları titremeye başladı. Jungkook'a bir süre bakıp koşarak Taehyung'un bacağına sarıldı.
"Yumuyta yemem! Ama başka kahvaltı yeyim."Taehyung elini indirip ufaklığın saçlarını okşadı ve ardından onu kucağına aldı.
"Peki. Birkaç saat sonra da limonlu kek yersin tamam mı? Üzülme."
Bebeğinin yanağını öptükten sonra neşelenmesi için ekledi.O sırada tüm bu sese uyanmış olan Hyunjin yumuşak yatağın üzerinde oturdu ve kısılmış, şiş gözlerle etrafına bakındı. İkiz kardeşi de kendisi de günün her saati uyuyabilme özeliğine sahiplerdi. Taehyung, abisi Jaemin'i, ikizini ve kendisini uyandırıp buraya getirdiğinde yeniden uyumuşlardı. Küçük elini uzatıp ikiz kardeşi Seokjin'in saçını çekti ve uyanmasını bekledi.
Seokjin, saçını çekiştiren kardeşi yüzünden uyandığında henüz oturmadan ağlamaya başladı.
Hyunjin ise artık elini kardeşinin saçından çekmişti. Masum iri gözlerle önce Taehyung'a ardından kendisine doğru gelen Jungkook'a baktı ve küçük sevimli kollarını Alfa babasına doğru uzattı.
"Kucak."Jungkook endişeyle bebeklerine yaklaştığında önce Hyunjini ardından Seokjin'i kucakladı.
"Neyin var Seokjin?"O sırada Hyunjin, küçük kollarını babasının boynuna dolamıştı ve epey mutluydu. Masada ki kahvaltılıklara bakarken dolgun dudaklarını yaladı.
Seokjin yumuşak minik ellerinden biriyle saç diplerini ovalarken somurtarak Jungkook'un yüzüne bakıyordu. Konuşmak yerine yanağını babasının kaslı göğsüne yasladı.
"Sadece huysuzluk yapıyoy, şımayık biy bebek."
Taehyung'un kucağında otururan Jaemin konuştu ve kızıl bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı."Ahh.. sen çok uslusun ya değil mi Jaemin?"
Taehyung kısılmış gözleriyle bebeğine bakarken söylediğinde Jaemin omuz silkti.Jungkook hala Seokjin'i kontrol ederken Hyunjin, babasının omzunun üzerinden yemeklere bakıyor ve heyecanlanıyordu.
"Bir şeyi yok gibi."
Jungkook, Taehyung'un yanına gelirken söylendi ve oturdu. İkizlerden biri bir dizinde, diğeri öteki dizinde oturuyordu.~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beni yakala, tüm benliğimi içine hapset • kooktae✓
Fanfictionİmparator Jeon Jungkook sert, karanlık ve kalpsizdir.