34✓

5.1K 469 115
                                    

Medyayla tam anlamıyla aşk yaşıyorum. Müzik video çıkmış olsa da performans gelmemişti. Geldiğinden beri her versiyonunu her kanaldan gerilete gerilete izledim valla.
Çok beğendiğim için sizinle de paylaşmak istedim.

Bu bölüm rahatsız edici, şiddet içeriği barındırıyor. Hassas olanlarınız varsa Jungkook ve Yuta bölümü arkasından gelen kısmı hızlı hızlı geçin.
Yine de açıkça bir şey yazmadım, yazamazdm zaten.

Şunu da şimdi birileri sorar herkese ayrı ayrı cevap vermek zor olur diye ekleyeyim. Ficin sonu angst değil.
Çok falza kişi soruyor da okurken.
🍀

Jungkook, dinlenmeden at sürdükten iki buçuk gün sonra saraya dönmüştü. Taht odasına geçtiğinde Yuta'yı orada bulamayınca, muhafızlara ona geldiği haberinin verilmesini emretti.

Yuta'yı beklerken oturmak yerine büyük odada dolanıyordu. Çok geçmeden kızıl saçlı alfa odaya girdiğinde Jungkook başını amcasına çevirdi.

"Bu kadar çabuk gelmeni beklemiyordum."
Yuta, asıl konuyu nasıl söyleyeceğini bilemediği için sordu.
Jungkook'un saçları dağılmış ve gözlerinden uykusuz olduğu anlaşılıyordu.

"Boş şeyler geveleme Yuta. Beni ne diye çağırdın?"
Kollarını göğsünde birleştirdi.
"Umarım gerçekten de önemli bir şeydir." İçinde kötü bir his vardı.

"Öncelikle Jaemin'in odamda ve güvende olduğunu bilmeni istiyorum."
Yuta hızlıca söyledi ve Jungkook'a yaklaştı. Onun konuşmasına izin vermeden devam etti. Aklında neler geçtiğini tahmin edebiliyordu çünkü prensin, Taehyung ve Taeyong ile saraydan ayrılmış olması gerekiyordu.

"Taehyung ve Taeyong yola çıktıktan üç gün sonra onlarla birlikte giden askerlerden biri kucağında Jaemin ile birlikte saraya geri döndü. İsyancılar saldırmış ve bütün askerleri öldürmüşler."
Yuta konuşmaya devam ederken Jungkook'un kaşlarının çatıldığını, ardından sol gözünün seğirdiğini gözlemledi.

"İkisinin de isyancıların elinde olduklarını düşünüyorum. Onlara bir zarar vermeyeceklerinden eminim." Yuta aslında o kadar da emin değildi ama öyle söylemesi gerekiyordu.
"Haberi alır almaz bir düzine iz sürücü asker görevlendird-.."

"Kim? Nerede o şimdi?"
Jungkook, Yuta'nın yakasını sıkıca tuttu ve kendinden birkaç santim kısa olan alfayı yukarı kaldırdı.
"KİM DEDİM!"

Yuta ellerini Jungkook'un bileklerine sardı ve sakinleşmesini bekledi. Karşılık vermek gibi bir aptallık yapmazdı.
"Neyden bahsettiğini bilmiyorum Jungkook. Henüz bir ip ucuna sahip değilim."

"TAEHYUNG'U O PİSLİKLERLE BİRKİKTE BIRAKIP SARAYA GERİ DÖNEN OROSPU ÇOCUĞU NEREDE DEDİM!"
Jungkook neredeyse ateş püskürterek bağırdığında Yuta derin bir nefes aldı.

"Asker sadece krallığın varisini kurtarıyordu Jungkook. Bir şansı olsa Taehyung'u da orada bırakmazdı."

Jungkook hiddetle yakasından tuttuğu alfayı yakınlarında duran sütunlardan birine itti ve yere düşen bedeninin üzerine eğildi.
"Sana o nerede dedim?"
Biraz öncekinin aksine ses tonu kısık olabilirdi ama Yuta o zavallı alfa asker için üzüldü.

~~~~~~~~

"Sana harika haberlerim var ufaklık."
Mingyu çadırın içerisinde, Taeyong'un birkaç adım uzağında dururken söyledi ve ona daha çok yaklaşıp yere çöktü. Şimdi yüzleri birbirine yakındı.
"Bu gece nöbetçi benim."
Büyük ve kılıç tutmaktan nasırlaşmış ellerinden biriyle minyon omeganın gümüş renkli saç tellerinde parmaklarını gezdirdi.

beni yakala, tüm benliğimi içine hapset • kooktae✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin