14) Yanlış Adımlar

161 22 30
                                    











yaşamım boyunca istenmediğim veya dışlandığım çok fazla anı vardı zihnimde. Sınıfta veliler çocuklarından uzak durmam için dışlardı beni, anneler kendi evlatlarından başka çocukları sevmezmiş bunu da o yaşlarda erken bir deneyimle öğrenmiş oldum.

ancak ilk kez dışlanma hissi bu denli hüzün vermişti bana, çünkü ben ilkez kabul edildiğim yerden dışlanmıştım. Dün kollarının arasında tam bir teslimiyetle ruhumu titrek bir nefesle ona vermiş, bugün hiç tanışmamış gibi itilmiştim

gözlerim dolsa da ağlamadım. kırgınlığım içimde öyle büyüdü ki bu sefer taehyung'u hemen affedemedim.

gözlerim yola dalarken yoongi hyung seslendi

"dışlamadı seni, sadece nasıl desem" sesinde sıkıntılı bir ifade vardı. söylemek ve söylememek arasında kalmış gibiydi. "çardakta gördüğün herkesin dahil olduğu bir iş var, ortak bir iş. jiminden ayrılsam da işten ayrılamıyorum. hoş ayrılmak istediğimde söylenemez ama bu iş gerçekten gizli jungkook" derin bir nefes alırken kolunu omzuma attı. ağırlığını hafifçe üzerime verirken devam etti

"kimsenin bilmemesi gereken bir mesele bizimki. o gruptan kimse bu sırrı ifşa edemez bu aramızdaki en önemli anlaşma. o yüzden senin bilmemen gerekli" dediğinde anlamak istesemde anlayamadım. kendi aralarında bir iş yapıyorlar ancak bu iş öyle gizli ki ifşa etmeleri kesinlikle yasak ve öyle önemli ki ayrılan eski sevgilileri bile eninde sonunda aynı masada buluşturabiliyor.

anlamadıkları şey ben iyi sır tutan biriyim. ne olursa olsun onlardan bilgi sızdırmazdım mesela. pek arkadaşım olmadığından  bana hiç sır da verilmemişti ama bir sır verilse ömür boyu tutardım mesela ben. acaba taehyung bana baktığında hiç sır tutmadığımı anlamış mıydı? kimse bana sırrını vermedi diye sır tutamam mı sanıyordu. 

"ben çok iyi sır tutarım hyung" dedim sitemle. sesime bile yansıyan bir kırgınlık vardı üzerimde. ben taehyung'a her gece tanrıdan bir dilek istediğimi bile söylemiştim. bu da benim için kimseye söylemediğim bir sırdı. dün gece içimi böylesine rahat açtığım bir adamdan yabancı muamelesi görmek yanlarında istenmediğimi bilmek bende tahminimden daha da yıkıcı bir etki bırakmıştı.

"biliyorum velet. sana çok güveniyorum. bunu sakın unutma. ama bazen bazı sırlar en güvendiğin insana bile söylenmez" dediğinde içimdeki eziklik biraz olsun hafiflerken sordum

"taehyung da bana güveniyor mudur?" dudakları alayla kıvrılırken "o kimseye güvenmez jungkook" dedi. omuzlarım aniden hüzünle çökerken mırıldandım

"ama öpüştük biz " sesim kendimin bile duyamayacağı bir mırıltıyla çıkarken içerisinde hayal kırıklığı da barındırıyordu
Öpüşmüştük sahiden

"ne ?" dedi yoongi hyung büyük bir şaşkınlıkla evinin önünde birbirimize bakıyorduk şimdi. gözlerinde bir şeyler titrerken tedirgindi yoongi hyung

"ne zaman jungkook" dedi aceleyle " dün" dedim hata yapan bir çocuğun mahçubiyeti vardı şimdi üzerimde. " ne zamandan beri bu kadar yakınsınız ?" dedi azarlar gibi beni binanın önünde bırakıp ilerlerken peşinden koştum yetişmek için. elindeki kartla kapıyı açarken doğruca odasına girdik. sanki olağan bir şey gibi ikimizde soyunup üzerimize yoongi hyungun ev kıyafetlerinden giyerken aşağıda sorduğu soruyu yanıtladım.

"aslında yakın değiliz her şey garip bir şekilde oluyor işte engel olamıyorum" dediğimde gözleri öfkeyle bana döndü

"jungkook, sana taehyungla olma demeyeceğim ama aranızda bir şey yokken sana da böyle yaklaşmasına izin verme" sinirle gözlerini kapatırken alev alev yanan  küçük gözlerini tekrar açtı

Dear Liar / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin