Ben hiç sevilmemişim , başım okşanmamış, ruhum sarılmamış, gönlüm hep kırılmış, ama bir kez bile alınmamış benim. Yarım kalmış, yarım bırakılmışım hep.Sevilmeyiş koymamış da sanki sevilecekmiş gibi olup sevilmeyiş mahvetmiş beni, o tutunduğum ihtimal çökertmiş ruhumu,
Ruhum, ruhumda bir ur oluvermiş umut,
Ruhumda korkunç bir ur varDışardan harika görünen bedenim, dalgalı saçlarım iri gözlerim vardı ama seokjin değildim, taehyungun sevdiği seokjin hiç değildim. Bu beni kusurlu mu yapardı? Belki,
belki daha zayıf olmalıydım, ince dudaklarım kalın olmalıydı, bacaklarım fazla mı kalındı, ne eksikti bende, belki de bende çok şey eksikti, ben eksiktim, ben sevilmek için belki de çok eksiktim.
Bakıştığım aynada kendi gözlerime dalmışken odanın kapısını jimin hyung açtı, küçük bir çanta elinde minik bir makyaj çantası, hiç konuşmadık, önce buklelerimi sevdi sonra onlara daha hoş bir şekil verdi, dolu gözlerimle ona bakarken o da üzgün gibiydi çenemi eliyle yukarı ittirdi,
"Geri gönder şu damlaları , ağlarsan makyaj tutmaz"
Uysalca sözünü dinledim
"Tamam hyung"
Gözyaşlarım geriye giderken fısıldadım
"Belki bu sefer birisi beni gerçekten sever hyung? Ne dersin?"
Jimin hyung sanki bunu duymaya tahammül edemez gibi kafasını çevirdi,
" seni zaten seviyorlar jungkook, sen sevilmeyecek çocuk musun?"
Ellerim kucağımda birleşirken suçlu ama mahçup gibi mırıldandım
"Öyle değil, aşık gibi, yoongi hyungun seni sevdiği gibi" zor geldi ama yutkundum " taehyungun seokjini sevdiği gibi" hım?"
Jimin hyung makyajımı yaparken duraksadı ancak tek kelime etmedi bende sustum
Kısa bir süre sonra benimle işi bittiğinde aynadaki görüntüden hoşlandım, hem yakışıklı hem de güzel görünüyordum, bu beni gülümsetirken telefonumun ekranı tekrar yanıp söndü" kapıdayım"
Ekrana buruk bir gülümseme atarken fısıldadım
"Gelmiş"
Jimin hyung kafasını salladı ve odadan çıktı parfümümü sıkıp yüzüklerimi taktıktan sonra cüzdanımı ve telefonumu alarak odadan çıktım ancak kapımın önündeki taehyung kolumdan tutarak tekrar içeri sürükledi bedenimi
Bakışları beni süzerken yüzünde garip bir ifade vardı" çok" dedi nefeslenirken tekrar denedi konuşmayı
" çok güzel olmuşsun,jeongguk sen" tekrar nefes aldı ellerinden biri belime sarılırken beni kendisine çekti
" çok güzelsin , ama bana hazırlanmadın?
Benim güzelim değil misin?" Bir çiçek gibi usul usul koklandı boynum ardından devam etti"Gidecek misin?
Gitme jeongguk?
Hımm?"Çaresiz ağlamaklı sesi içimi titretirken tekrar sordu
" gitmesen olmaz mı? Ben" tekrar nefes aldı burnu boynumun kıyısında gezerken fısıldadı
" ben bunu kaldıramam sanırım, ben o kadar güçlü değilim jeongguk"Ellerini belimden zorla sıyırırken birkaç adım geri giderek uzaklaştım
" sevgilim diyor sana, dudakları yüzünde, üzerine parfümü sinmiş, onun olmuşsun, hiç benimle uyumamışsın gibi, saçlarımı sevmemişsin gibi, beni hiç öpmemişsin gibisin taehyung"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Liar / Taekook
FanfictionParmaklarım bir kadehi sarar gibi sararken güzel ensesini, dudaklarım sürterken dudaklarına, son nefesimle fısıldadım "Bin parçaya da bölünsem, her bir parçam yine sana aşık olur, yine senin önünde eğilirdi. O yüzden sakın beni ziyan etme Taehyung...