Kanayan Ellerimi Daha Da Kanatmak İster Misin?

3.6K 404 130
                                    

"Ben yanlış öğrendim Jungkook. Gözlerim görebildiğinde de arkadaşlarımla oyun oynayabilmek için ellerimi kanatırdım. Ben yanlış anlamışım..."

Jungkook eliyle Taehyung'un bal saçlarını okşamaya devam etti.

"Senin hiç hayali arkadaşın oldu mu ela gözlüm? Çünkü benim bir hayali arkadaşım vardı..."

"Oldu," dedi sadece.

"Sen de mi?" diye sorması yetti.

"Ben de güzelim. Ben de sendenim."

Koklayarak öptü bu sefer bal saçları.

"Demek sen de çekingen ve güven sorunları yaşıyordun ha!"

"Öyle. Ben de utangaçtım bir zamanlar. Normalmiş benim ki. Doktorlar hep böyle derdi: 'Çocuğunuz henüz küçük, böyle durumların olması normaldir. Fakat yaşı ilerlediğinde bir hayali arkadaşı, gerçek bir arkadaşa tercih ediyorsa işte o zaman sorunludur.' Anlayamadılar beni bal çocuk. Bilemediler sevgiden yoksun olduğumu. Onlar beni parayla mutlu etmeye çalıştılar. Benim oyuncaklarımdan kimsede olmazdı. Benim arabalarım en güzelleriydi. En pahalı kıyafet bendeydi. En az sevgi de bendeydi ama... Demek ki doktorlar herkesi iyileştiremiyormuş."

Kafasını salladığında bal saçlar Jungkook'un dudaklarına sürtündü. "Şimdi bir hayali arkadaşa ihtiyacın yok değil mi? Sevgim küçük gözüküyorsa aldanma, en büyük sevgimi sana veriyorum. Ben çirkin ejderha olmaya razıyım... Sen hep en yakışıklı prens ol."

Çirkin ejderha?

Pekala, Taehyung oyun oynamayı çok severdi. Öyleyse bir şekilde çirkin ejderha oldu. Devam edelim:

Bana bir çocuğun oyun oynamayı sevdiğini nasıl anladığınızı söyler misiniz?

Lakin ben birçok şey sıralayabilirim.

Fakat ilk dikkat edeceğim şey ellerine ve dizlerine bakmak olur. Minik elleri tozlanmış, dizleri yarabere içindiyse oyun oynamayı çok seviyordur! İşte bu yüzdendir Taehyung'un her eve gidişinde annesinin ona 'Ellerin neden yine kirli ve dizlerin kanıyor?' diye soruşu.

Flash Back.

Bakıyorum kalbine, biraz kırılmış. En çok neye üzüldüm biliyor musun küçük? Çocuk kalbi kırmak, en büyük günahtır. Sen hâlâ küçük bir çocuksun. Kalbini her kim kırdıysa Tanrı cezalarını çok iyi verecek. Ben en çok çocuk kalbine üzüldüm. İzin verirsen tamir etmek isterim.

Ufak dokunuşlar, büyük sevgilere bedeldir.

Ben de ufakça dokunup büyük sevgilere bedel olmak istiyorum.

Hayali arkadaşına benden selam söyle! İhtiyacın olduğu sürece hep burada olacağım.

Bankta oturuyordu. Gülerek akranlarını izliyordu. Yüzündeki saf gülümseme her şeyi ele veriyordu. O da oynamak istiyordu. Onu yanına almıyorlardı sanırım. Belki de sadece onları izlemek istiyordur. Düşündürüyor biraz. Düşünün o zaman.

O çekiniyor mu? Yoksa sadece korkuyor mu?

Yüzündeki gülümseyi silmeden ayağı kalktı. Çocukların yanına vardı ve el salladı. Tek bir cümle çıktı gün boyunca konuşmayan ağzından. "Ben de oynayabilir miyim?"

Demek oynamak istiyormuş küçük beden. Söylesene o zaman küçük çocuk! Çekinme. Henüz küçüksün. Oynamaya hakkın var ya senin. Sonra büyüyünce dalga geçerler, bilmez misin? Artık öğrendin. Devam et! Git hadi! Oyna onlarla.

"Uzaylısın sen! Git buradan!"

Hâlâ gülümsüyordu. Lakin sonradan... Yavaş yavaş kayboldu güneş gülümseme. Hey! Neden her yer karanlık?!

Defective • Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin