"Anne, benim paraya ihtiyacım var."
En son Jungkook bu sözleri söylemişti.
Jungkook'un bu sözlerinden önce annesiyle ne konuştuğuna bakalım isterseniz.Şimdi biraz zamanda geriye gidelim. Pekala, artık yolculuğa başlayabiliriz.
"Nasılsın anne?"
"İyiyim yakışıklı oğlum! Seni de iyi gördüm. Tanrı nazarlardan saklasın, aslan gibisin! N'apıyorsun sen, spora falan mı gidiyorsun?"
Annesinin hızlı konuşmasına karşın gülümsedi Jungkook. "Zaman buldukça gidiyorum."
Annesi hınzırca gülümseyip kafasını sağa sola eğdi. "Şimdi kızlarda peşindedir senin! Yüz veriyor musun onlara? Yoksa birisi mi var? Var, değil mi?!"
Jungkook aklına gelen kişiyle kocaman gülümsedi. "Var."
Siz o kişiyi gayette iyi biliyorsunuz.
Annesi de kocaman gülümsedi ama sonra kaşlarını çattı. "Hiç bahsetmiyorsun. Alındım Vallahi. Bari anlat bakayım nasıl birisi!"
Jungkook gülerek kafasını eğdi. "Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Daha ilk karşılaştığımızda onda özel bir şey olduğunu anlamıştım. Krem satıyordu ve benim de karşıma çıktı. Sonra numarasını istedim. Başlarda onu kendime yakınlaştırabilmek için birkaç yalan söyledim. Amacım kötü değildi. Sadece onu kaybetmek istemiyordum. Daha sonra fark ettim ki ben aşık oluyorum. Öyle lafın gelişi değil ama anne. Cidden farklı şeyler hissettim. Onun yanında bir hayli değişmişim. Minjae'yi bilirsin, o hep böyle derdi-" dediğinde annesi gülerek sözünü kesti.
"Bilmez miyim o sümüklüyü. Seni geceleri evden kaçırır, kendisine bulaşan çocukları dövmeni isterdi. Peki ya, sonra ne oldu?"
Jungkook güldü ve devam etti: "Sonra bir gün ona bunu itiraf ettim. Meğersem o daha başlarda benim sesimden etkilenmiş-" dediğinde annesi yine araya girdi.
"Sesinden mi? Vay be, insanlar ne kadar da değişik. Böyle yakışıklı bir yüzü, vücudu görüp de aşık olmak varken ses... Bilemedim. Neyse devam et, bakalım."
Evet, yavaş yavaş söyleyecekti Jungkook.
"Çokta güzel giyiniyor biliyor musun? En sevdiğim de bal saçlarına taktığı tokalar. Bir kere onu yakaladım... Yani giyinirken değil! Giyindikten sonra şöyle diyordu: 'Umarım Jungkook beni beğenir' Anne, inan o çok güzel ve çok tatlı. Bu yüzden ona Tatlı Güzel'im, diye sesleniyorum."
Annesi kocaman gülümsedi. "Yaa ne kadar da tatlı bir kız. Fotoğrafı falan var mı? Merak ettim."
Jungkook duyduğu ilk cümleyi bilerek es geçti. Şöyle bir zamanda kendine hakim olmalıydı.
"Var. Elbette fotoğrafı var."
Annesi açık söylemek gerekirse homofobikti. Daha doğrusu sadece çevresindekilere homofobikti. Ama eğer bu yakınlarıysa her zaman saygı duyardı.
"O zaman gelinimin fotoğrafını bana da gösterir misin?"
Keşke diretmeseydi. Yavaştan Jungkook hakimiyetini kaybediyordu. Bu annesinin ikinci yanlış cümlesiydi. Fakat Jungkook kafasını hafiften iki yana sallayarak kendine geldi ve telefonunu cebinden çıkardı. Galeriye girip geçen haftalarda iskelenin kenarına oturdukları zaman Taehyung'un fotoğrafını çektiği fotoğrafı annesine gösterdi.
"Ah, çok güzel bir çocuk. Arkadaşın mı? Hani şu iş yerinden olan."
Hâlâ anlamamış mıydı cidden? Jungkook telefonu geri cebine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defective • Taekook ✓
FanficGörme engelli Taehyung'un karşısına bir mucize çıkmıştı. Bir anda hayatına Jungkook çıkagelmişti. Jungkook, Taehyung'un hayatını değiştirecekti.