Leydi, "Defective" adlı fici sunar.
İyi Okumalar.💖
Taehyung her zamanki gibi güzellik ürünleri yapıyordu. Her şeyi ezberlemişti. Masanın neresinde büyük yuvarlak bardağın olduğunu, sıvı gül kokusunun nerede olduğunu, kuru çiçeklerin nerede olduğunu... Hepsini ezberlemişti. Bu yaptığı ürün cildi pürüzsüz yapıyor, lekeleri gideriyordu. Kendi yüzüne de bu ürünü kullanıyordu; ama Taehyung uzun zamandır yüzünün ne kadar güzel olduğunu görememişti. Çok güzeldi Taehyung. Naif, kibar, güzel, saf... Bütün güzel şeyler Taehyung da buluşmuştu sanki.
Fakat Taehyung bunları görmemişti. Bal rengi güzel gözleri görmüyordu belki, ama diğer duyuları fazlasıyla gelişmişti. Tabii yine gözleriyle uyumlu, kıvır kıvır, bal rengi saçları da vardı Taehyung'un. Hep alnını süslerdi yumuşak saçları.
Ürünü tamamladığında ayağı kalktı ve ürünü eline aldığı gibi küçük evin ezbere bildiği her odasından, mutfağa doğru yol almıştı. Küçük dolabın kapağını açtığı sırada, eli dolabın rafını yokladı. Su şişeleri boşalmıştı. Su şişelerinin yerine yaptığı kremi koydu ve su şişelerini; bazı yerleri çatlamış, rengi solmuş, tezgaha koydu.
Birazdan satış yapmaya gidecekti. Her kremin dört aylık ömrü vardı. Her satışında da kremle ilgili bütün bilgilendirmeleri yapardı. Müşterilerinin zarar görmesini, memnun kalmamasını istemezdi. Yalansız, her şeyi doğrusuyla anlatırdı.
Unutmamak lazımdı, bu yaptığı güzel kokulu krem; dört aydan fazla kullanılırsa, tam tersine cilde zarar verirdi.
Sabırsızlıkla dolaptaki kremlerin olmasını bekliyordu Taehyung. Satış yapacağı için insanların onu güzel bulması gerekirdi, yoksa ondan krem almazlardı. İnsanlar böyleydi. Bu yüzden bu sefer de odasına doğru ilerlediğinde kırık dökük kapının kulpunu buldu eli.
Kulpu çevirince içeri girdi. Kapağı soyulmuş dolabını açıp aklına gelen renkleri düşündü.
"Üstten birinci sıra, sırasıyla; mavi, kırmızı, sarı, yeşil... Peki ya hangisi bana daha çok yakışır?"
Elbiselerini de ezbere bilirdi Taehyung. Renklerini nasıl biliyor diyorsanız eğer, ilk defa giydiği kıyafeti dışardan birine sorardı, bu hangi renk efendim?
Neyse ki çoğu kişi kibarca cevaplardı onu. Oysa kimse bilmezdi Taehyung'un göremediğini. Deli sanardı çoğu kişi onu. Deli. Kimse bilmezdi Taehyung'un çok akıllı olduğunu. Duyduğu hiçbir şeyi unutmazdı. Çok hızlı problem çözerdi. Deli sanarlardı Taehyung'u.
Eli, üst sırayı yokladı ve elini sağa doğru heraket ettirdiği sırada ikinci elbisede durdu eli.
"Kırmızı," dedi Taehyung. "Kırmızı acaba ben de güzel görünüyor mudur?"
En ufak şey bile Taehyung'un dikkatini çekerdi. Tek başına yaşardı. Keşke, derdi. Keşke biri nasıl gözüktüğümü söylese.
Üzerindeki sarı renk olduğunu bildiği tişörtünü çıkardı. Pantolonunu da çıkardığında seçtiği kırmızı renkteki elbiseyi giydi. Taehyung için elbiselerin cinsiyeti yoktu. Dizlerine gelen çiçek desenli elbiseyi eliyle okşadı. Bu kendisinde güzelleşen elbiseyi bir yıl önce biriktirdiği parayla almıştı. Taehyung kirli kıyafetlerini eliyle yıkar, sonra yine dolabına sırasına göre dizerdi.
Taehyung'un toplamda; üç tane elbisesi, iki tane pantolonu, bir tane gömleği ve üç tane tişörtü vardı.
Kendi yaptığı parfümü eline aldı bu sefer. Parfümü bileklerine çok az sıkmış, bileklerini boynuna sürtmüştü. Çok güzel kokardı Taehyung. Yanında geçen birisi kokuyu aldığı an daha çok nefes alıp vermeye başlarlardı; çünkü kokuyu daha fazla içine çekmek, duymak isterlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defective • Taekook ✓
FanficGörme engelli Taehyung'un karşısına bir mucize çıkmıştı. Bir anda hayatına Jungkook çıkagelmişti. Jungkook, Taehyung'un hayatını değiştirecekti.