Merhaba canımın içleri.
Hazan ve Birkan ile birlikte geldik.
Uzatmadan bölüme geçeceğiz. Sadece oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Sizin desteğinizi seviyorum ve düşüncelerinizi merak ediyorum. 🦋
Keyifli okumalar!
BİRKAN EREZ DENİZHAN.
Bir insanı alt etmek için ona ihanet etmeniz yeterdi. Bu onun için büyük bir yenilgi olacaktır.
İlk ihanetimi dost bildiğim insandan yedim. Çocukluğum acıdı, anılar yerle bir oldu. En güvendiğim insan tarafından darbe yedim, kalbim acıdı. Hayal kırıklığı ile dolan kalbim paramparça oldu ve parçaları dört bir yana savruldu. O parçalar ile kayboldum, yolumu bir daha bulamam sandım. Yanıldım.
Hazan.
Kendi kırıklığına rağmen kalbimin savrulan parçalarını bana geri verdi. Bunun için sadece gözlerime bakması yetti. Beni öyle bir kuşattı ki iyi olmam için onun varlığı yetiyordu. Ona tutunmak büyük bir zafer kazanmak gibiydi. Bu yüzden kayıplarımı görmüyordum çünkü kazandığım zafer beni ayağa kaldırmaya yetiyordu. Hazan beni ayağa kaldırıyordu ve bunun henüz farkında bile değildi.
Sahil kenarında arabama yaslanmış bir halde bekliyordum. Oya ile buluşmak üzere sözleştiğimizde o bununla mutlu olurken benim aklımda ise sadece hesaplaşmak ve onu hayatımdan çıkartmak vardı. Yaptığı her şeyin hesabını sormak istiyordum. Abimi nasıl paramparça ettiğini, nasıl dostluğumuza hançer sapladığını duymak istiyordum. Kızgındım, bana olan hissine değildi kızgınlığım lakin bunu kendine zırh yaparak çevirdiği oyunlara, yaptığı ihanete kızgındım.
Omuzuma dokunan el ile birlikte düşüncelerimden sıyrılırken sağ tarafa döndüğümde Oya ile göz göze geldim. Yüzündeki gülümsemesi o kadar sahte geliyordu ki gülmesin istiyordum. O güldüğü an Kartal'ın nasıl acı çektiği aklıma geliyordu, öfke doluyordum. "Baş başa zaman geçirecek olmamıza sevindim," dediğinde bakışlarımı ondan kaçırdım ve denize döndüm. "Uzun zamandır beraber dertleşemiyoruz."
"Buraya dertleşmeye değil yüzleşmeye geldik."
"Anlamadım."
"Senelerdir neler çevirdiğini biliyorum. Masken düştü," dedim lafı uzatmadan. Sözüm üzerine yüzü anında bembeyaz kesildi. Kendi duygularını dahi sahiplenmeye cesareti yoktu, sadece maskesinin arkasına saklanabiliyordu. Bu sağlıklı değildi, yaptığı normal hiç değildi. "Kartal'ın canını nasıl acıttığını biliyorum."
"Böyle olsun istemedim."
"İstedin," dedim düz bir sesle. "Tam da böyle olmasını istedin."
Acımayacaktım, sahte sözlerine daha fazla kanmayacaktım. Onun sahte yüzüne kandığım ilk an beni sırtımdan bıçakladı. Onun gülüşü altındaki yüzü göremedim, bu yüzden şimdi ne yaparsa yapsın sahte geliyordu. "Her şeyi öğrendin," dediğinde başımı salladım. "Ne dersem diyeyim bana inanmayacaksın değil mi?" İnanmayacaktım çünkü gerçeği gördüm. Kartal'ın nasıl dağıldığını gördüm. İhanetin nasıl keskin bir bıçak olduğunu anladım.
"İnanmayacağım," dedim duygusuzluğumu korurken. "Sana olan tüm inancımı, güvenimi yıktın. Sen kendimden çok sevdiğim, benim için fedakarlıklar yapan adamı paramparça ettin, nasıl dönüp yüzüne bakayım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatları Kül Kelebek |Tamamlandı.|
Teen Fiction"Elmastan yapılma bir kelebek gibi kalbine kondum, o kalpte paramparça oldum." Bir uçurum kenarında yaşıyorduk bu aşkı, düşmeye yüz tutmuş bedenlerimiz tehlike ve arzunun içinde dans ediyordu. Hiçbir şey olması gerektiği gibi değildi ama her şey ol...