HAZAN ARSAL.
Aylar sonra.
Soğuk hava eşliğinde Amsterdam'ın sokaklarında yürüyordum. Bir yanım buz kesmiş ruhumun içinde sıkışıyordum, bir yanım ise yangın yeri gibiydi; yangının içinde kaldım. Kalbim ise ikisinin ortasındaydı, bir yanı buz kesmiş gibi bir yanı ise yangınların içinde yanıyordu.
Gittiğim gün canımı arkamda bıraktım, ruhumu da canım dediğim adama emanet ettim. Yuvamı terk ettim, evsiz kaldım. Sığınabileceğim adamı kaybettim, ruhumu üşüdü. Kalbime ilk sızan adam kalbimin sızısı oldu, engel olamadım. Ben gittiğim gün kayboldum, pusulamı kaybettim.
Ben kayboldum, yolumu bulamıyordum.
Gideli kaç takvim yaprağı düştü, saymayı bıraktım. Kaç gece sabaha kavuştu ama ben ona kavuşamadım. Savrulup durdum, bilinmezliğin içinde kayboldum, ışıklarım hiç yanmadı. Karanlığın içinde kaldım, o ışıkları açacak bir yol bulamadım. Günler geçti ama içimdeki acı geçmek bilmedi. O acının içinde her geçen gün daha fazla kayboldum, yolumu bulamadım.
Egemen ile gittikten tam bir ay sonra elinden kaçtım. Berk ile kurduğumuz oyun ile içeride ki adamları atlattıktan sonra evden kaçıp gittim. Berk'in ayarlamaları ile olduğumuz ülkeyi terk edip başka bir ülkeye kaçtım. Egemen'in peşimden geleceğini iyi biliyorduk, amacımız onu ülkemizden uzak tutmaktı. Bizimkiler Murat Yıldırım ile uğraşırken ben Egemen'i oradan uzak tutuyordum. Egemen bana verdiği sözü tutup Murat'ın ipini çekti, ben ise ona verdiğim söze ihanet ettim. Halbuki bana en büyük yardımı o yapmışken ben onu arkasından vurdum.
Bu kaçışım iki hafta sürdü. Olduğum ülkeye hatta yakınıma ulaştığı bilgisini aldığımda kaldığım yeri terk ettim. Bozulan sağlığıma rağmen kaçmak için elimden geleni yaptım. O akşam Egemen beni buldu, kazandığını düşündü. Yine Egemen'in eline düştüğümde birkaç günlük esaretin ardından evde çıkardığım yangın ile birlikte kurtuluşumu bir kez daha elime aldım. Yine kaçıp gittiğimde Berk aracılığıyla ülke değiştirdim ve o gün bu gündür Egemen beni bulamıyordu. Yaklaştığı an Berk'in yardımıyla haber alıyordum ve hemen uzaklaşıp izimi kaybettiriyordum.
Uzun bir süredir Amsterdam'da kurduğum küçük düzen içinde saklanıyordum. Ailem ile hep iletişimdeydim, planda hiçbir sorun olmadığı için burada olmam onlar için çok sıkıntı olmuyordu. Aksine orada ki cehennem içinde olmamın daha riskli olacağını onlarda biliyorlardı. Kartal ve Ekin ile de sürekli iletişimdeydim, oluşacak en küçük sorunda müdahale etmek için hazır bekliyorlardı. Birkan mı? Birkan'ın bir kere bile olsun sesini duymadım, telefonu kapalıydı ve en önemlisi ona ulaşacağım hiçbir iletişim yolu yoktu. Kartal'ı da kendinden uzak tutuyordu, öyle ki o da Birkan ile iletişim pek kuramıyordu. Abisine dahi numarasını vermeyecek kadar kaçıyordu. Birkan aslında benden kaçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatları Kül Kelebek |Tamamlandı.|
Teen Fiction"Elmastan yapılma bir kelebek gibi kalbine kondum, o kalpte paramparça oldum." Bir uçurum kenarında yaşıyorduk bu aşkı, düşmeye yüz tutmuş bedenlerimiz tehlike ve arzunun içinde dans ediyordu. Hiçbir şey olması gerektiği gibi değildi ama her şey ol...