Uzun bir aradan sonra sizlerleyim, ev taşımak tam bir işkenceymis neyse ki bitti. Bulduğum ilk fırsatta sizler için bir şeyler yazdım. Eksik,yada yanlış varsa af ola.
Benim için 🦋 bırakmayı unutmayın
Sevgi ile kalınKeyifli okumalar
Ağzındaki meme ucunu yeni çıkan dişiyle çekiştiren kızına sevgiyle baktı. Gün geçtikçe büyüyor, annesine erişmek ister gibi serpiliyordu. Annesinden aldığı sarıya çalan saçları kıvır kıvırdı.
Zülfiye kızını doyurup,beşiğine yatırdı. Yatsı ezanı az evvel okunmuştu. Gözleri kapı da kocasını bekliyordu. Iki gün evvel ilçeden gelen kaymakam bugün dönmüştü kocası onu yolcu edip dönecekti.
Üzerine geçirdiği mavi güpürlü geceliği önü oldukça acıktı. Saçlarını özenle fırçalayıp, boynuna ve gerdanına istanbuldan aldıkları çiçeksi kokuyu sürdü.
Gün geçtikçe kendine daha çok özen gösterir olmuştu. Kocasına güzel görünmek, beğenisini kazanmak için elinden geleni ardına koymuyordu.
Saçlarını sağ tarafına atıp, özenle işlenmiş aynanın önünden ayrıldı. Yatağının yanındaki dolaba yaklaşıp kocasının onun için getirdiği kitapları eline aldı. Oturduğu yatağın başında iki üç sayfasını okudu. Okumayı yeni sökmüştü. Kocası onun için resimli hikaye kitabı almıştı. Resimlere ilkin bakıyor sonra eğer yanlız ise sesli olarak kendince okumaya çalışıyordu.
Bir kaç sayfanın ardından kitabı dolaba koyup doğruldu. Gözü kapıdaydı. Sesli bir nefes verip, oturdu. Ince kaşları çatılmıştı. Günlerdir kocasına hasreti gelen misafirlerden çekindiği için kocasına pek yanaşamıyordu. Elleri sağ tarafta duran kocasının yastığına gitti. Kucakladığı yastığın kokusunu içine çekti. Burnuna çalınan koku ile iç çekti.
"Sahibi dururken yastığı mı kokuluyon kadın "
Duyduğu ses ile irkilip yastığı yana attı. Gelmişti işte!
Haşimin adımları yürek titreten bir ağırlıkta karısının canını bulurken ikisi de göz gözeydi.
Hasim iyice sokulduğu karısını kendine doğru çekip kucağına oturttu. Büyük eller açıkta kalan kollarında gezinip, tüylerini diken diken etti. Zülfiyenin
"Bu kadar mı hasretsin bana Güvercin?" Dedi. Gözleri karısının gözlerinde iken
Zülfiye bedeninde gezen elin sıcağında kavruldu. Yüreğine düşen sevda kordu zaten her geçen gün daha da büyüyor göğsüne sığmıyordu. Başını boynuna yaslayıp kokusunu içine çekti. Elleri kollarına tutunurken mırıl mırıl konuştu.
" Her zerrene muhtacim günlerdir, sesine nefesine öyle hasretim ki.. Neredeyse kendimi unutup onca adamı yok sayıp sokulacaktım yanına.. Ne ettin bana böyle " Sesi boğuk gelirken çektiği nefesleri Haşim ağanın içini bir hoş ediyordu. Karisi bilmiyordu ki o adamları üç günde gönderen Haşim ağaydı. Zor dayanmıştı. Köylünün derdi olmasa o kadar bile dayanamazdı.
"Sen hiç mi özlemedin beni ?" Dedi. Zülfiye sesi meraktan çok sitemliydi.
"Yandım güvercin, kurudum üç günde " Dedi. Hirltili bir ses ile
Kucağındaki karısının üzerindeki geceliği çıkarıp, iç çekerek baktı. Üryan kalan karısına sabredecek hali kalmamıştı.
Ilkin kiraz dudaklarına saldırdı. Ardından mis kokulu gerdanı sömürdü. Karısının ellerin saçlarını okşayıp cekistirirken daha da saldırdı. Ipeksi tene süt dolu göğüsleri örselemeden sevdi. Karnına öpücükler kondururken, orada bir can olması için dua etti içinden
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüma Saye (Umut serisi 3)
RomanceHüma kuşunun gölgesini bilir misin sen ? Kafdağı'nda yaşayan boz renkli, kanatları zümrüt yeşili efsanevi kuştur Hüma gölgesi bir kimsenin üzerine düşerse; o kişinin başına devlet kuşu konacağına, talihinin açılacağına inanırlardı. Zülfiye İn yaralı...