20. Bölüm

4.6K 273 8
                                    

Evet yeni bölümle sizlerleyim bol 🔥bir bölüm sizi bekliyor

Karakterleri aldığım radikal karar ile değiştirmeye karar verdim. Önceden de aklımda olan bu güzel karakterleri hikâyelerimdeki karakterlere uyarladım bilginize .

  Sevgi ve Remzi karakteri 🔥

Sevgi, topuklu ayakabılarını buluşturduğu toprak yolda yan yana yürüdüğü adama başını kaldırıp baktı. Dik duruşu dışardan baktığında insanın içini ürperten sert çehresi, kendinden emin duruşu ile nefesini kesiyordu.

Yürüdükçe beliren evlerine bakıp, evin etrafında gözüne çarpan adını hatıralamasa da kadın ve kucağındaki çocuk evin önünde duruyordu. Remzinin onları fark etmediğinden emindi.

Yüzünde beliren gülümsemesi ile Remziye sokulup, koluna girdi.Bu hareketi ile Remzinin bakışları Sevgiyi buldu. Sert bakışlar, Sevginin mavilerini bulunca birazda olsa yumuşadı. Kolunu çekmeye çalışırken;

'Napıyosun boyalı dudak, daha ilk günden ele güne kepaze mi edeceksin bizi!' dedi. Sevgiye yaklaşıp,ardından kolundan uzaklaştırdı.

Sevgi beklemediği bu hareketi ilerde gördüğü kadından çekindiğine yorumlayıp; bir kaç adım uzaklaştı Remziden, nedenini bilmese de zoruna gitmişti bir şeyler.

Yanlarına yaklaşan, kadın kucağındaki çocuğu bırakmasıyla çocuk koşarak Remziye sarıldı. Yüzündeki hain gülümseme ile çocuğun ardından kadın geldi.

'Nerelerdesin sen ? Onur iki gündür seni sayıklayıp durdu ' dedi. Kadın. Remzinin kucağındaki oğlunu bahane ederek Remziye yaklaşırken.

Remzi koluna dokunan kadına sert bir bakış atıp, kucağındaki oğlanı ona verdi. Oğlan ilkin huysuzlansa da oda kokmuştu. Remzinin sert bakışlarından.Remzi yanında sessizliğini koruyarak duran Sevgiyi kolunun altına alıp;

' Karımın yanındaydım Gülsüm, oğlunla doğru düzgün ilgilen ki başkalarını sayıklmasın' dedi. Sert sesiyle .

Gülsüm dolan gözlerini gizleyip, kucağındaki oğluyla giderken, Sevginin hayran bakışları kaplanın üzerindeydi. Vicdanını bile bir kenara bırakabiliyordu. Bir erkek sadakati için. Belki de bencilikti. Onu bu duruma sevindiren ama sevgiye göre saygıydı bu hayatındaki insana verebileceğin yegane bir ayrıcalık.

Remzi kolunun altına aldığı karısını evine sokarken tüm dünyayı arkasında bırakmıştı.

Belki de duygulara yabancıydı ama duygusuz biri değildi. Bunca vakit mesleğine olan bağlılığıyla güvenli dünyasının içinde mutlu yaşardı. Hayatla ilgili bütün bilgisi ve deneyimi de bu kadar gibiydi. Ama artık bunların yanında bir de ateş parçası eklenmişti.

Sevgi, yaslandığı iri bedene iyice sokulup, açtığı kapıdan içeriye girdi. Ayakkabılarını kapının yanındaki dolaba koyup, iki gündür ayrı kaldığı eve giren ikili sanki sözleşmiş gibi tek katlı evin salonunda yan yana oturdular,Sevgi pencereden kararmaya başlayan havaya baktı. Aklına gelen ile hızla doğruldu. Remzinin meraklı bakışlarına cevaben;

'Annem; ne olursa olsun akşam oldu mu babamla birlikte kahvesini içmeden duramazdı.. Sevgi aklına gelen ile gülüp devam etti. Aslında babam kahve insanı değil onun olayı çay ama annemin elinden zehir olsa içerdi... Artık evli olduğumuza göre bizimde kahve saatlerimiz olmalı. ' diyip, Remizinin bir şey demesine fırsat  bırakmadan küçük mutfağa koştu.

Remzi, burnuna çalınan kahve kokusuyla gülümsedi. Deliydi bu sarı cadı.

Sevgi elinde dökmemeye çalıştığı kahve tepsiyle odaya girdi. Remzinin yanına oturup, tepsideki kahveyi uzattı. Remzi uzanıp aldığı kahveden bir yudum alırken, aldığı nefis tat ile gülümsedi.

Hüma Saye (Umut serisi 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin