Hüma Saye (Umut serisi 3)

15. Bölüm

Merhaba, iyi geceler yepyeni bölüm ile sizlerleyim.

Eee Sevgi olunca beklenilen emojiyi sizde biliyorsunuzdur 🔥 artık buraya bol bol 🔥🔥🔥🔥 bırakalım bu bölümü yakmayalım mı ?

Bol bol yorum bekliyorum sizlerden yıldız değil 🦋

Bölüm şarkımız Sezen Aksu şanıma inanma

Keyifli okumalar,

Üzerine dünyanın ağırlığı çökmüş, soluğunu kesiyordu. Hele boynuna vuran sıcak soluk yok muydu ? işte o aklını başından alıyordu.

Sevgi üzerinde yatan kaplanın gücünü hissettikçe, onu uyandırıp, tekrar bedenini örseleyip ona sahip olmasını istiyordu.

Ama olmazdı. Gün neredeyse doğmak üzereydi. Hemen kalkıp, gitmezse yokluğunu anlayabilirlerdi. Adamlar anlamsa da evde zehir hafiye Melahat vardı. O anlardı.

Üzerindeki adamı uyandırmaya korkarak divanın yanına doğru iteledi. Kuş tüyü yatakta döne döne zar zor uykuya dalan Sevgi, yerde deliksiz uyumuştu. Üzerinden kalkan ağırlıkla kaşlarını çattı. Lanet olsun ki gitmesi gerekiyordu.

Yana devrilip uyumaya devam eden iri kaplanına bakıp sessizce iç çekti. Hızla doğrulup, divana serdiği elbisesini ve iç çamaşırını üzerine geçirdi. Karanlıkta nasıl giydiğini bile anlamamıştı. Eline aldığı ayakabılarla evden çıkıp, yürümeye başladı.

Çıplak ayağı çamura bulansa da başka çaresi yoktu. Bedeni, ipe serilip dövülen halı misali derdest olmuştu. Canın acısını hissetikçe karanlık yolda yüzünde bir gülümseme beliriyordu. Yapmıştı işte  25 yıl sonra bir erkeğe vermişti kendini hem de ne erkek.. ayakları çizilip mafolmuştu.

Normalde kırılan bir tırnakta kendini en lüks berbere atan Sevgi şuan sadece sıcak bir suyu arzuluyordu. Ah birde kaplanını...

Çeperlerin gizlediği beyaz otomobil dün yağan yağmurda ıslanıp, yer yer çamur olmuştu. Hızla anahtarı bulup açtı. İçine binip kapısını örttü. Oturmasıyla acıyla çığlık attı. İçini tırmalayan kedi tüm patilerini geçirmiş gibiydi. Sızlana sızlana arabayı çalıştırıp karanlık yolda ilerledi.

Alışık olduğu, çiftliğe gelmesiyle farları söndürüp, evin kimsenin bilmediği, Haşim'in, at ile nadir de olsa çıktığı girişten girip, arabasını bilerek, girişe park edip içinden çıktı.

Sessiz olmaya özen göstererek, karanlıkta bastığı yere dikkat ederek, mutfağın kitlenmeyi unutulmuş kapısından girmeden çamur olmuş ayaklarını yerdeki beze sildi. Evde ayak izleri çıkarsa anlayabilirlerdi.

Merdivenleri çıkıp, odasına girdi. Yüzünde zafer kazanmış gülümsemesiyle ayakabılarını yere attı. Odasının lambasını açıp, odanın içinde bulunan banyoya girdi. Bu çifliği fazlasıyla seviyordu. Annesi her ne kadar sığ bir köy olarak dile getirse de özgürlüğün ta kendisiydi. Haşim le burayı özgürlükleri için inşaa etmişlerdi. Evin içini Sevgi tasarlamıştı. Alt kattaki odaları saymazsa diğer tüm odalarda banyo vardı. Özenle tasarlamışlardı. Bu oda onundu evdeki tek küvetli banyo onun odasına yapımıştı. Haşim bunu duyduğunda, evlendiğinde kocasını da alıp bu odada yaşacağını söyleyip Haşimi güldürmüştü.

Sevgi üzerindeki elbiseyi çıkarıp, iç çamaşırlarını da hemen ardından kirli sepetine attı. Beyaz teni el izleriyle çevrelenmişti. Hele göğüsleri diş izleriyle kaplanmıştı. Karnına inen bakışları oluşan parmak izlerini görmesiyle yutkundu. Sanki o anı tekrar hissediyor gibiydi.

O gücü bedenin de hissetmek nasıl bir şeydi Sevgi biliyordu. Saçları, yüzü berbat haldeydi. Makyajsız bakımsızdı. Acaba Remzi de onu bu haliyle çirkin bulmuş muydu?