Herkese merhaba, yeni bölümle sizlerleyim. Umarım beğenirsiniz🦋
Keyifli okumalar,
Yarı açık camdan içeri giren serin rüzgâr, kireçle boyanmış mutfağı, dağlardan getirdiği güzel kekik kokuları ile dolduruyordu. Duruladığım bulaşıkları dizip, pişmiş aşın kapağını kapattım.
Yemeğin mis kokusu evi sarmıştı. Salona hazır ettiğim, sofraya aşı da koyup etrafa çeki düzen verdim. Büyük evin işi de çok oluyordu. Tek başıma zorlansam da kirleten olmayınca bir şekilde üstesinden geliyordum.
Ayşe kadın gideli bir kaç gün olmuştu. Merak etsem de soracağım kimse olmadığı için üstelemiyor sadece ev ile ilgileniyordum.Haşim ağa sır gibiydi, akşam saatlerinde eve geliyor, salonda hazır ettiğim yemeği yiyip, sofrasını topluyordu.
Hava kararmıştı. Hazır ettiğim aşın ardından, odama geçip kızımı emzirdim yavrumu yalnız bırakmaya gönlüm el vermese de, ev işlerini yapmam gerektiği için çoğu zaman yanında olamıyordum.
Son günlerde iyice huysuzlanmıştı. Ağlaması durmuyor, uyku nedir bilmiyordu. Ağzına aldığı meme ucumu ısırıp emmeye başladı. Arada huysuzlansa da emmeye davam etti.
Üzerime geçirdiğim pazen gecelikle yatağa uzandım. Kızım doymuştu, nerdeyse iki ay olacaktı, kızımın ne nüfusta kaydı vardı ne de adı. Geldiğimden beri başımı işten kaldıramamıştım. Olanlarda cabasıydı.
Haşim ağayla konuşsam belki bir yardımı dokunurdu. Ama bir türlü cesaret edemiyordum.Yukardan gelen ses ile kulak kabarttım. Bir türkü çalındı kulağıma adını, sanını bilmediğim, öyle içli söylüyordu ki dinleyenin yüreğinde amansız bi acı peydah oluyordu. Kulağımda o türkü uykuya daldım .
Kulağıma çalınan kızımın sesiyle uykumdan uyandım.
Kızım katıla katıla ağlarken korkuyla ışığı açtım, ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Kucağıma almamla paniklemem bir oldu. Çok fazla ateşi vardı. Titreyen bedenimle ne yapacağımı şaşırdım. Korkuyla odadan çıktım.Daha önce hiç çıkmadığım merdivenleri tırmanıp hızla ilk bulduğum odaya girdim karanlık odada kimse yoktu.
Ağlayan kızımla paniğim daha da artıyordu. Hızla diğer odaya yöneldim aralık kapıdan ışık sızıyordu. Açık kapıdan içeriye girdim. Nefes nefese kalmıştım.
Koltukta başını arkaya doğru yaslamış, gözleri kapalı bir şekilde duran Haşim ağa çıkardığım sesle gözlerini açıp doğruldu.
“ Kızım ölüyo yardım et!” Dolan gözlerim sanki bu anı bekliyormuş gibi akmaya başladı. Kucağımdaki kızımda benden farksız değildi.
Haşim ağa, yanıma gelip kucağımdaki kızımı aldı. Onun kucağına gelince ağlaması azda olsa durmuştu.
“ Sende sus ! sabinin susacağı varsa da, anasının sesine ürküp ağlıyo!” dedi.Haşim ağa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüma Saye (Umut serisi 3)
RomansHüma kuşunun gölgesini bilir misin sen ? Kafdağı'nda yaşayan boz renkli, kanatları zümrüt yeşili efsanevi kuştur Hüma gölgesi bir kimsenin üzerine düşerse; o kişinin başına devlet kuşu konacağına, talihinin açılacağına inanırlardı. Zülfiye İn yaralı...