Gözlerimi aralayınca hemen yanıma uzanıp Orhan'a dokunmak için kolumu atmıştım ki hissettiğim soğuklukla telaş içinde kalktım.
"Yine mi ya?" Diye ağlamaklı bir halde konuştuğumda kapıdan giren bedenle hemen kendime gelip kollarımı uzattım bebek gibi.
"Günaydın bebeğim" diyerek yanıma gelip beni hemen kucağına alan adama kocaman gülümseyip başımı omzuna koydum.
"Yatakta tek uyanınca korkuyorum artık" dediğimde hemen yanağımı öpüp belimi minik minik okşamaya başlamıştı.
"Ama ben bebeğime kahvaltı hazırladım o uyanmadan" dediğinde kıkırdayıp kendimi geri çekerek bana göre aşırı yakışıklı olan yüzünü izlemeye başladım.
"Ama gitme bir daha" dediğimde burnumun ucunu öpüp hemen kafasını sallamış ve yanaklarımı ısırmıştı. Elim kalçama gittiğinde acı bir inilti bırakınca hemen geri çekildi.
"Çok mu acıyor balım?" Dediğinde kafamı yok anlamında sallasam da çok acıyordu.
"Sen onu boşver de önce bana söz ver, sonra düşünürüz onun acısını" dediğimde bana şefkatle bakıp yan döndürmüş ve prenses gibi kucağına alarak dudağımı öpmüştü.
"Söz bebeğim, sen kalkmadan yataktan kalkmayacağım bir daha" dediğinde gülüp ben de sakallı yanağına uzandım ve sıkı sıkı öpücükler bıraktım.
"Seni seviyorum" dediğimde beni büyük bir güçle sarıp saçlarıma kocaman kocaman öpücükler bıraktı.
"Kurban olurum sana, ben de seni seviyorum gülüm" dediğinde gülerek ben de kollarımı beline sardım ve uzun bir süre yatakta sallanarak birbirimizi sevdik.
Bu güzel anımızı ise karnımın gurultusu bölmüştü.
"Oy bebeğimin karnı mı acıkmış!?" Diye şakayla karışık beni sardığında kahkaha atarak onayladım onu.
"Çok acıktım beni beslemen lazım" dediğimde beni dikkatli bir şekilde kaldırıp, mutfağa götürerek üzerine minder koyduğu sandalyeye otutturdu.
"Güzel bebeğimi besleyeyim o zaman, sonra da bir ağrı kesici içiririz" diyerek önüme sabah sabah yapılabilecek en güzel kahvaltılardan birini yani menemeni koymuştu.
"Ben gerçekten çok şanslı bir insanım, muhteşem yemek yapan bir kocam var" dediğimde ikimiz de gülmüş ve hızlı hızlı yemek faslını geçirmiştik.
Şimdi ise televizyonun karşısındaki kanepede sırtım göğsüne gelecek şekilde uzanmış, oynaşıyorduk.
"Orhan sence de çok kilolu muyum?" Diye sorduğumda kahkaha atıp yanağımı ısırmıştı yine. Onun yüzünden evin içinde kıpkırmızı yanaklarla dolaşıyordum.
"Bakayım" diyerek tişörtümün altından göbeğimi bularak okşadı ve sanki düşünüyormuş gibi bir ifade takındı. Ben o an fark etmiştim ki ben bayağı kilo almıştım.
"Orhan ben kilo almışım" diye üzgün bir surat ifadesi takındığımda bana şaşkınlıkla bakıp büzülmüş dudaklarımı öptü.
"Yavrum saçmalama kilon çok ideal" dediğinde yüzümü buruşturup ağlama moduna geçmiştim.
"Ben kilo alırsam yine de beni sever misin?" Dediğimde o kadar şaşkın bir bakış atmıştı ki söylediğim cümleyi iki kere kafamda kurmak zorunda kalmıştım.
"Bebeğim bu ne saçma bir soru?" Demesiyle kaşlarım çatılmıştı. "Ne demek nasıl bir soru? Sen beni mi oyalıyorsun?" Dediğimde beni tuttuğu gibi ters çevirip yüz yüze gelmemizi sağladı.
Yüzümü avuçlarının içine alarak gözlerine bakmamı sağladıktan sonra önce alnımı, sonra yanaklarımı, en son da dudaklarımı öpüp geri çekildi. Elini kaşlarıma atıp sakince düzelttikten sonra ise konuşmaya başladı.
"Bebeğim istediğin kadar kilo al, istediğin kadar ver ben seni her halinle severim, seveceğim. Ha tabiki sağlığına dikkat etmen şartıyla" dediğinde yumuşak ses tonu, yüzümü okşayan nasırlı elleri ve bana bakan o şefkatli gözleriyle neredeyse ağlayacak kıvama gelmiştim.
Ben ne yapmıştım da karşıma çıkmıştı bu güzel adam?
"Seni çok seviyorum" burnumu çekip ellerimi boynuna uzatarak sıkı sıkı sarıldım. O da hemen belimden tutup beni biraz daha kendine yaklaştırmış ve omuzlarımı ısırarak sevmeye başlamıştı beni.
"Ulan seni o kadar seviyorum ki keşke içime sokabilsem" diyerek nefes almamı engelleyecek kadar sıkı sarıp bıraktı beni.
Hemen sonra ellerimden başlayarak öpücükler bırakmaya başladı. Önce parmaklarımın ucuna, hemen sonra bileğime, ardından da dirseğimin iç tarafına kadar her bir zerremi öpüp geri çekildi.
"Doyamıyorum" dedikten sonra kolumu ısırıp kucağında zıplatarak kendine daha da yaklaştırdı bedenimi.
Biraz daha yakın olsak iç içe geçecektik resmen.
"Döve döve sevesim var seni" dedikten sonra popomu sertçe sıkıp bıraktı. "Oy götünü yediğim" dedikten sonra yine omuzlarımı ısırdı.
En sonunda kafamı omzuna yerleştirip kanepeye uzandı ve beni de tam üzerine yatırdı.
"Uyu biraz bebeğim dün çok yoruldun" dediğinde ona hak verip bacaklarının arasına iyice yerleştim ve tam kalbinin üzerine yatıp düzenli nefes sesleri ve heyecanlı kalp sesi eşliğinde kendimi güvenli uykunun kollarına bıraktım.
Bebişler ben böyle bir ikili gördüm ve aklıma direkt Orhan ve Korhan geldi. Tiplere bak ya aynı onlar değil mi?? shdwjfkwjcjsf.
Umarım sevmişsinizdir bölümü çiçeklerim, hatalarım varsa affedin, seviyorum hepinizi ve kocaman kocaman öpüyorum.
Görüşürüzzzz.