Sevgilim: O kadın kim Orhan?
Danam: Hangi kadın yavrum?
Sevgilim: Hani o dibinden ayrılmayıp, koluna dokunan kadın?
Danam: Kimse benim koluma dokunmuyor güzelim.
Danam: Dur dokunuyormuş.
Danam: Tamam çektim.
Sevgilim: Bak eli nereye gitti bu sefer de. Az kaldı saldıracağım.
Sevgilim: Oha ama.
Sevgilim: Yeter Orhan, yanınıza geliyorum.
Bir hışımla yerimden kalkıp sevgilime dokunmaya çalışan kadının yanına doğru ilerlemeye başladım.
Ama ben ona demiştim. Sana bakanın gözünü oyarım demiştim.
Tamam çok kıskanç olabilirdim ama biri de sizin sevgilinize dokunmaya çalışsa siz de kıskanç olurdunuz. Hayır bir de benim sevgilim çekilmeye çalıştıkça daha da yanşıyordu.
"Orhan Abi!"
Abi dememe içimden hönküre hönküre gülerken dışarıdan alev saçıyordum sinirden.
"Efendim yavrum" diyerek yanındaki kadından sıyrılıp bana doğru adımladı ve hemen omzumu tutarak yanına çekti.
"Abi mi?" Diye kulağıma fısıldarken, kocaman gülümseyerek baktım sevdiğim beye.
"Bunu evde konuşacağız" diyerek dişlerinin arasından konuştuğunda ben de yaklaşıp cevapladım onu.
"Bence de" diyerek gözlerimle ona bakan kadını gösterdim.
Az önceki sinirli hali uçmuş, hatta bana çekingen bir biçimde bakmaya başlamıştı şimdi.
"Aaa kardeşin mi Orhan?" Diye söyleyen kadına hayır sevgilisiyim demek üzereyken ağzıma kapanan elle susmak zorunda kalmıştım.
"Yok bizim mahallenin çocuklarından" dediğinde kaşlarımı çatarak ona dönmüştüm bu sefer de.
"Haa iyi bakalım. Ay ne tatlı bir şeymişsin sen de tombiş tombiş" dediğinde kan beynime sıçramıştı resmen.
"Aaa benim gitmem lazım Korhan gel sende benimle" diyerek beni kolumdan çeken adama bakarken ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.
Hızla beni tuvalete soktuktan sonra kimsenin olmadığına emin olup kapıyı kilitlemişti.
"Bebeğim benim ağlıyor musun sen?" Diyerek hemen kocaman olan ellerini yüzüme atmış ve akan yaşları silmeye başlamıştı.
"Neden öyle dedin?" Diye kesik kesik sorduktan sonra kendimi geriye çekip elimin tersiyle gözlerimi silmiştim.
"Yavrum mecburdum, bizi duysalar iyi karşılarlar mı sence?" dedikten sonra hemen tekrar yanıma gelmiş ve bu sefer yüzümü öpmeye başlamıştı.
"Ama bana tombiş de dedi"
Haklı olduğu için konuyu değiştirmeye çalışırken bana gülüp yanaklarımı sıkmaya başlamıştı.
"Benim tombişimsin sen" dedikten sonra burnumu öpüp hemen kocaman kaslı kollarıyla sıkıca sarıldı bedenime.
"Hep senin yüzünden, bana yedirip yedirip kilo aldırıyorsun" diye mızmızlandığımda kahkaha atmıştı.
"Yavrum alsan ne olacak, her türlü melek gibi bir sevdiğim var benim" dedikten sonra saçlarımı öpmüştü sert sert.
"Oh mis gibi kokuyor benim tombiş sevgilim" dediğinde kıkırdayıp kollarımı sırtından dolayarak tişörtüne tutunmuştum sıkı sıkı.
"Özür dilerim, fazla kıskanç davrandım galiba" dememle omuzlarımdan tutup beni geriye çekerek kafasını hızla iki yana sallamıştı.
"Yavrum sana bakmaktan fark etmemiştim ama kadın aşırı rahatsız etti beni, iyi ki gelip kurtardın"
Söyledikleri içimi rahatlattığında çenemi sert göğsüne koyarak kaldırdıktan sonra mavilerimi bana şefkatle bakan gözlere diktim.
"Seni çok seviyorum" dediğimde yaklaşıp önce burnumun ucunu, sonra da alnımı öpmüştü tüm sevgisiyle.
"Ben de seni seviyorum güzelim ama ayrılmamız lazım galiba" dediğinde kaşlarımı çatarak ona bakmıştım.
Ne demek ayrılmamız lazımdı?
"Yani birileri gelecek az sonra" diye devam ettiğinde içime rahat bir nefes çekip bir adım geriye çekilerek uzaklaşıp kollarımı sırtından çektim.
Ellerimi yüzüne yerleştirdikten sonra hızla iki yanağına da sertçe öpücükler bırakıp geri çekilerek arkamı döndüm.
"Bebeğim özür dilerim"
Orhan'ın söylediklerini daha anlayamadan popoma yediğim küçük şaplakla heyecandan nefesim kesilmişti.
"Çok güzel duruyordu acıtmadım değil mi?" Diyerek telaşla yanıma geldiğinde kahkaha atıp son kez sarıldım karşımdaki bedene.
"Hayır hatta bunu eve gidince tekrar et" diyip kızaran yanaklarımla tuvaletten fırladım.
Ben ne demiştim az önce?
Ya ben bunları nasıl seviştireceğim????