Karnımı yavaş hareketlerle okşayan adamın elini tutup dudaklarıma götürdüm ve kocaman bir öpücük bıraktım.
Yaklaşık iki haftadır birlikte kalıyorduk.
Uzun süredir birlikte olmamızdan, biraz da teyzemin yanında kalmak isteyen annemden dolayı böyle bir karar alınmıştı.
Arkamdan bana sarılan adam saçlarımı koklaya koklaya öptükten sonra beni kucağında çevirmiş ve prenses gibi oturmamı sağlamıştı.
Yüzlerimiz birbirine bakarken elimi sert sakalların kapladığı yanağa atıp baş parmağımla nazikçe okşamaya başladım.
Nereden topladığımı bilmediğim cesaretle birlikte baş parmağımı yanağından kaydırarak, kırmızı dudaklarına götürüp hafifçe dokundum. Bu hareketimle birlikte ikimiz de inlerken, Orhan'ın belimde olan eli hafifçe sıklaşmıştı.
Bugün artı on sekiz hayallerim gerçek olacaktı galiba.
Dudaklarındaki parmağıma bir öpücük bıraktığında mavilerimi çekip gözlerine bakamıyordum bile. Bükülen kırmızı dudaklar beni iyice çekerken dayanamayıp ağır bir hareketle kendimi sevdiğimin yüzüne doğru yaklaştırmaya başladım.
Neredeyse hiç mesafe kalmayana kadar yaklaştığım dudaklardan çıkan sıcak nefes yüzüme vurduğunda parmağımı çekip çenesine yerleştirerek o büyük hamleyi yaptım.
Orhan'ı öptüm.
Sıcak ve yumuşak et parçası benim dudaklarımla buluştuğunda her bir zerrem uyuşmuş gibi hissederken, daha önce böyle bir tecrübemin olmaması sağ olsun ne yapacağımı bilemeden beklemeye koyulmuştum.
Orhan'ın belimdeki eli yavaşça sırtıma çıkıp beni kendine yasladı ve ağzını aralayarak alt dudağımı dudaklarının arasına aldı.
Bu hareketiyle birlikte anlamadığım bir şekilde dudaklarımdan tiz bir ses çıkıp odanın duvarlarında yankı yapmıştı.
İçimde hissettiğim zevk hissiyle birlikte elimi çenesinden çekerek omzuna yerleştirip sertçe sıktığım zaman telaşla geri çekilip yüzümü avuçlarının arasına aldı.
"Yavrum özür dilerim. Acıttım mı?" Diye sorduğunda baygın baygın ona bakmakla meşgul olduğum için dediğini tam olarak anlayamamıştım.
"Efendim?" Derken hala gözlerim az öncekine nazaran daha kırmızı olan dudaklardaydı.
"Acıtmadım bir yerini değil mi güzelim?" Dediğinde kafamı sallayıp acıtmadığını belirttim.
"Bir kez daha yapabilir miyiz?" Diye sorduğumda gülerek kafasını sallayıp dudaklarımı dudaklarıyla kapattı ve bu sefer de üst dudağımı kıskacına aldı.
Elllerim hala omuzlarına tutunurken beceriksiz bir şekilde alt dudağını yakalamaya çalışmıştım. Bunu tam olarak yapamadığımda kıvrılan dudaklarla ben de gülümsedim ve nefes almak adına geri çekildim.
"Bu çok güzel Orhan"
Baygın baygın kurduğum cümle ile kahkaha attığında dudaklarımı büzüp bakmıştım sevdiğime.
Gözlerini kısarak gülmesi içimi titretirken dayanamayıp gülen dudağına bir öpücük kondurdum ve onun gibi yüzünü ellerimin arasına alarak bu hareketi birkaç kez tekrarladım.
"Be-" kocaman bir öpücük. "Be-" bir öpücük daha. "Ğim" diyerek kelimesini bitirdiğinde son kez öpmüştüm kırmızı dolgun dudakları.
"Efendim sevgilim?" Diye gülümseyerek konuştuğum an beni hoplatıp bacaklarım yanlardan sarkacak şekilde kucağına almıştı.
"Rahatsız olmadın değil mi öpmemden" dediğinde gözlerimi devirerek burnunu öpmüştüm.
"Sabahtan beri ne kadar hoşuma gittiğini anlatmaya çalışıyorum Orhan'ım" dememle yüzünde kocaman gülümseme oluşmuş ve hemen beni kucağında daha da yakına çekmişti.
"Seni seviyorum" dediğinde ona biraz tepeden bakmanın verdiği hazla dudaklarına tekrar gömülmüş, sert bir öpücük bıraktıktan sonra da cevap vermiştim sevdiğime.
"Ben de seni seviyorum"
Dudaklarımız bu kelimelerin ardından birleşirken elimi boynuna atarak yavaş bir biçimde okşadım. Bu hareketimle birlikte kalçama inen elleri sertleşmişti.
Avuçlarını tam olarak kalçama konumlandırdıktan sonra bir kere sertçe sıkıp bıraktı ve hemen geri çekilip tepkimi izlemeye başladı.
Bense bu hareketiyle birlikte mest olduğum için yarı baygın bir biçimde yüzünü izliyordum.
"Durma artık" diyerek bir kez daha sertçe öptüğümde tekrar geri çekilince kaşlarımı kaldırıp bakmıştım Orhan'a.
"Emin misin bebeğim? Bak söz durmayacağım cevabından sonra. Bu son soruşum"
Kafamı sallayarak hemen onu onaylayıp tekrar öpmeyi deli gibi sevmeye başladığım dudaklara gömüldüm. Tam o sırada sevgilim ise kalçalarımdan tutarak beni kaldırmış ve sırtımın kanepeye buluşmasına izin vermişti.
Bacaklarım aralık olduğu için sertleşmiş penisini kalçamda net bir şekilde hissederken kendimi kaybetmiş gibi inleyerek ona yaklaştım.
Orhan elini daha da sıklaştırıp kalçalarımı sıkmış ve hefifçe belimin kalkmasını sağlamıştı. Ben de bu yaptığıyla penisini daha net hissetmiştim.
Orhan'ın eli tam tişörtümün içinden meme ucuma doğru ilerlemişti ki duyduğumuz kapı sesiyle ikimiz de şokla ayrılmıştık birbirimizden.
Gözlerimiz büyümüş bir şekilde birbirimize bakarken tekrar çalan zille hemen doğrulup toparlanmaya başladık.
"Birini mi bekliyorduk?" Diye sorduğumda kafasını iki yana sallayan bedenle içime dolan korkuyu geriye itmeye çalışıp onayladım ve yere düşmüş olan battaniyeyi katladım hemen.
Orhan son kez dudaklarımı öpüp dördüncü kez çalan zile yöneldi hızlı adımlarla. Bense arkasından korku ve sıkıntı karışımı bir panikle onu izliyordum.
Artı on sekiz hayallerim yine suya düşmüştü iyi mi?