otuz sekiz

21.6K 1.5K 451
                                    

ekin beril • fırtına

°

apo
burak

"ee siz nereyi düşünüyorsunuz?" dedi can meraklı bir tonda. ne kadar sağdan soldan muhabbet edip dursalar da konunun bağlanacağı yer burasıydı, önce emre atıldı.

"diş istiyorum ben ya, neresi olursa."

ilgiyle doğruldu can. ikinci tercihi dişti onun da. ilgilerinin ortak olduğu yeni bir arkadaş bulmuştu kendine.

"80 bin barajı mı gelmişti, öyle bir şey duydum sanki."

dudaklarını büzerek onları izlemeye devam etti sarışın. iki kişilik koltuğa apo'yla yayılmış yerde oturan çocukları izliyorlardı. kolunun altında öylece oturuyordu burak aslında. arada bir açık saçlarıyla oynanıyordu. apo'nun yeni eğlencesi buydu. sürekli saçlarını bozup karıştırıp bırakıyordu. bazen küçük küçük örüyordu, onları unutup saçını taramaya kalktığında fark ediyordu.

"siz?" dedi can onlara dönerek.

"tıp işte, aynı terane."

kıkırdadı arkadaşı, ne bekliyordu ki?

"şu herifin hırsının yarısı bende olsaydı varya."

tavrıyla hep bir ağızdan güldüklerinde gözler burak'a döndü bu sefer. yüzüne vuran ılık nefesle apo'nun da ona döndüğünü biliyordu. bakışlarına, nefesine alışmak ne hoştu böyle.

"odtü düşünüyorum, makine ilgimi çekiyor şu sıralar."

ilgiyle onu dinleyen apo'ya döndü sonra. arkadaşlarının yanında her ne kadar rahat olamasa da apo'nun umurunda bile değildi bu durum. hiç böyle olacağını düşünmemişti. onun sırrı olacağına kendini kaptırmışken apo hiç kimseyi takmadan yakın olabiliyordu ona. emre zaten onu biliyordu fakat can da hiç öyle beklediği bakışlardan atmamıştı onlara.

değerli hissettiriyordu.

"yuh saat kaç olmuş."

can saatini kazağıyla tekrar örttüğünde emre son bir yudum alıp oturduğu minderden kalktı. onunla çıkmazsa gece burada kalmak zorunda kalırdı ama eve gitmek istiyordu.

"sefer var mıdır bu saate?" dedi sorarcasına. hep beraber ayaklandıklarında burak esneyerek peşlerine takıldı. ne uyku çökmüştü öyle birden.

"e abi herifin gözünden uyku akıyor, kovsanız giderdik."

can samimiyetle burak'a bulaştığında sarışın şakasına vurdu omzuna. emre son sefere yetişmeleri için 5 dakika içerisinde çıkmaları gerektiğini söylediğinde hızla kapıya varmışlardı.

"uğrarım yine yanına." dedi botlarını giyen can. apo kafasını sallayarak arkadaşına sarıldı. arayı bu sefer açmasalar iyi olurdu. pabuçu dama atılmış gibi hissediyordu mavi gözlü olan.

"burak sen gelmiyor musun?"

montunun fermuarını çeken emre merakla kafasını kapıya koymuş uyuklayan çocuğa baktı. apo uykusuzluktan gözlerini açamayan sevgilisine kıkırdayarak emre'ye döndü.

"benimle kalıyor burak. yani beraber yaşıyoruz, artık."

emre, burak'ın anlatmamasına şaşırmasa da bu duruma şaşırmıştı. olumluydu tamamen, ailesinin burak'a karşı önyargısını yıkabilse onu hiç bırakmazdı ama sarışın da istemiyordu emre'nin ailesiyle arasını bozmasını. yine de bir yer bulmuş olmasına sevindi. birkaç kez o da parkta sabahlamaya çalışan arkadaşını fark etmişti, gerçekten baştan aşağı bok gibi bir durumdu.

öyle normal ⚣ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin