kırk sekiz

15.6K 1.2K 233
                                    

yaşlı amca • sal beni

°

apo
burak

"ya izzetül ikramını sikeyim senin apo, nasıl üç buldun bunu?"

denemeden çıkmışlar ve çıktıkları gibi cevap anahtarlarını alıp kantinin ortasına çökmüşlerdi. beril ve burak, gülerek sevgililerinin soru tartışmalarını izlerken apo bu tartışmadan dolayı keyifliydi. severdi böyle savaşları.

emre, elinde dürdüğü denemeyle masaya vurdu birkaç kez. karşısındaki adamın havalı hali öyle sinir bozucuydu ki!

"log tabanında yazdığın zaman.."

"tabanını sikeyim senin log nerede orospu çocuğu soruda sayı yok lan sayı!"

diğer elindeki kalemi çizmekten karalanmış sorunun üzerinde gezdirdiğinde apo keyifle arkasına yaslandı, bayılıyordu birileriyle soru tartışmaya. o da böyle bir ruh hastasıydı işte.

"oldu olacak bir de sayı versinler kardeşim, her şeyi onlardan beklememek lazım."

"burak, gözüm kararıyor lan benim."

emre, elindeki denemeyi masaya atarak sandalyeyi çektiğinde sarışın çocuk kıkırdayarak sırıtan sevgilisine baktı. ona gıcık olduğu kadar aşık oluyor olmak çok büyük dengesizlik olsa da bunu seviyordu.

"beril, dezenfektan."

beril dudaklarındaki gülümsemeyle dezenfektanı sevgilisinin bileğine sürüp koklatıyordu şimdi. drama kasası tutuyordu bazen, o akşamlardan birindeydi sevgilisi.

"uğraşma şu herifle."

"sen kaç yaptın?" dedi emre boğazlı kazağını çekiştirirken. hala içi kaynıyordu herifin. sınav yaklaştıkça stres ve sinir sınırı azalıyordu tabii ki. girdikleri son denemelerden kusursuz çıkmak istiyorlardı. bu masada oturan dört kişinin de ikinci yılıydı mezunda ve bir kez daha kalmak istemiyorlardı.

"boş ver bebeğim, canın sıkılır."

gülerek sevgilisinin yanağından makas alan kız denemesini ters çevirmişti.

"ben bu netlerle çürük diş bile olamam amına koyayım."

masadakiler hep bir ağızdan gülse de amaçları dalgadan çok gencin canını sıkmamasını istemesiydi. apo, her ne kadar dalga geçiyor gibi gözükse de elbette ki böyle hassas bir dönemde ciddi bir şekilde dalga geçmezdi arkadaşıyla. sadece şakaya vurup üzerini kapatmak istiyordu.

"sıkma canını." beril, sevgilisinin düşen suratını fark edip kolunu sıvazlarken. o sırada burak da apo'nun denemesine uzandı. karıştırdığı kitapçığa büyük bir hayretle bakarken emre beril'e nazlanıyordu.

"sevgiye, ilgiye ve bolca öpücüğe ihtiyacım olduğu bir dönemde şu herifle aynı masada oturuyor olmam hiç hoş değil."

dudaklarını bebek gibi büzen çocukla beril kafasını göğüsüne çekmişti.

"yazık."

üçü bir kıkırdarken burak hayretle sevgilisine döndü.

"bana, manyetik kuvvet sorusunu kalem oynatmadan çözmedim attım ve tuttu de apo."

"beril kalk, kalk kızım kalk."

beril gülerek ayaklanan emre'ye bakarken apo sırıtarak kalem oynatmadan çözdüğü soruya bakıyordu. ne havalı hissettiriyordu bu his, birilerinin ona hayret duyuşu öyle zevkliydi ki!

öyle normal ⚣ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin