adamlar • orada ortada
°
apo
burakoturma odasından yükselen şarkıya kulak kesilmişti kapıdaki sarışın çocuk. kendi kendine gülerek kapıyı açtı, apo sesin dışarı taşacak kadar yüksek olmasını umursamıyor olmalıydı ama kendini sesini duyabiliyor olsa buna devam eder miydi bilmiyordu. pekala, ondan fena halde hoşlanıyor olabilirdi ama sesi gerçekten kötüydü.
botlarını çıkartıp içeri girdi. evin sıcaklığıyla ellerini birbirine sürtmüştü. bir ayçöreği için bu soğukta sahile inmek gibi bir saçmalık yapmış olsa da biraz sonra yiyeceği ayçöreklerini düşünüp kendini avutuyordu. boğazına düşkün bir çocuktu, şu yiyip yiyip bir türlü kilo alamayan tiplerdindi burak. tabii bunu hareketli oluşuna da bağlayabilirdi.
elindeki poşeti kurulu masaya bıraktı önce. kumandaya uzanıp ekranda dönüp duran şarkının sesini kıstı. muhtemelen bu hareketinden sonra apo onun geldiğini fark ederdi. öyle de oldu, montuna uzandığı sırada kısa saçlı oğlan da koridoru aşmış onun yanına doğru gelmişti.
kesinlikle yarı çıplak bir apo görmeyi beklemiyordu.
siyah pantolonu dışında başka hiçbir şey yoktu üzerinde. her zamanki gibi yine katlamıştı paçalarını. rengarenk çizgileri olan çorabına değdi gözleri, tatlı duruyordu.
odağı kısa saçlara geçti sonra, ıslanmış kısa kahvelerden nemli tenine doğru bakındı. omzundan sarkan havluya bakmasına bile gerek yoktu duştan çıktığını anlamış olması için. buram buram hoş bir duş jeli kokusu da alıyordu zaten. bu kokunun daha çok onun tenine karışmış versiyonunu tercih ederdi tabii, o hali daha güzel kokuyordu.
onun karalanmış kolları ve boynunun aksine pürüzsüzdü teni. burak, bulduğu her yere bir şeyler çizdirmeyi seven bir tipti. bir kolu dövmeyle kaplıydı neredeyse. ileride kafasına sıçacağı dövmeler değildi bunlar, en azından şimdilik böyle düşünüyordu, kendince anlamları olan ufak tefek dövmelerdi. birden fazla oluşları yüzünden kaplı duruyordu kolu ama hiç öyle güllü yılanlı dövmeler değildi bunlar, kolunda kırmızı araba dövmesi olan bir çocuktan bekleyebileceğiniz dövmelerdi.
"çok acıktım ya, neler aldın?"
ona kitlenmiş çocuğun bakışlarından habersizce bol pantolonunu çekiştirdi. bu kadar incelendiğinden bir haberdi apo. duşta bile yiyeceği kahvaltının hayalini kurmuştu.
poşetten çıkardığı şeyleri tabaklara bölerken burak gözlerini ondan çevirdi. imkanı olsa sonsuza kadar onu izleyebilirdi fakat onu rahatsız etmek istemiyordu. üstelik bakışlarından hiç emin değildi, alık alık bakıyor olmasından korktu bu yüzden.
şunda anlaşmalıydık, hislerinden asla bahsetmeyeceğini biliyordu. apo'nun bu mevzuya hastalıklı bir bakış açısıyla yaklaşmayacağından adı kadar emindi fakat ondan hoşlanmayacağını da biliyordu. sırf bu yüzden bakışı değişsin istemiyordu. bir şekilde neden bozuk olduğunun elle tutulur bir nedeni olmayan araları düzelmiş sayılırdı ve bunu bozacak herhangi bir salaklığa girişen o olmayacaktı.
onun arkadaşı olmak, evinde olmak, yanında olmak, onunla aynı masaya oturmak bile yeterdi.
"aldım işte bir şeyler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
öyle normal ⚣
Historia Cortasimsekmekkuyin bir mesaj göndermek istiyor simsekmekkuyin: apo sen misin apoalademir: hangi apo'yu aradığına bağlı kardeşim simsekmekkuyin: ayt denemesinde 38,75 matematik neti yapan hayatsız bir orospu çocuğunu arıyorum