Kesit +

645 46 24
                                    

Her tarafı adeta başka seçenekleri yokmuş gibi beyaza boyanmış duvarlara sıkıntıyla bakarak sigarasından derin bir nefes aldığında hissesinin büyük bölümünün sahibi olduğu hastanenin terasındaydı. Açık olan cam kapıdan gelip geçen insanları izleme işinden sıkılmıştı ama muhattabını beklemeye devam etmek zorunda olduğu için olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordu.

"Ağabey sen bilirsin tabi ama neden burada bekliyoruz? Çıkalım yukarıya."

Parmaklarının arasında usul usul parlayan turuncu alevi mermere bastırıp söndürdü, ardından da yanıbaşında dikilmeye devam eden kardeşlerine döndü. Özgür ağabeyinden önce davranarak yarım ağız bir gülümseme ile cevaplamasa oğlanı bir güzel paylayacaktı da fırsat bulamamıştı.

"Şeyda var yukarıda. Ondan çıkamayız Yılmaz."

"Ne alaka?" Diye şaşkınlıkla karşılık verdi küçük olan.

"Ne ne alaka? Karaca'dan veto yemiş adam işte."

Yılmaz olayı anlayınca manidar bir bakışla başını ağabeyine çevirdi. Adam iyiden iyiye soğuyan havaya rağmen hala bu balkonda sırf Karaca kıskanıyor diye duruyorsa durum vahim demekti ona göre. Üstelik ağabeyi normal bir adam değildi ki. Kimseye eyvallahı olmayan, kendi bildiğini okuyan biri olmuştu kendini bildi bileli. Şimdi Karaca'nın olmadığı ve istemediği taktirde haberdar da olamayacağı bir karşılaşmadan mı korkuyordu?

"Abim biz söylemeyiz. Kurbanın olayım içeriye girelim."

"Ne bekliyorsun başımı o zaman Yılmaz? Sen olmayınca beni deli mi si-"

"Azer!"

Şeyda'nın heyecanlı sesini duyar duymaz sustu Azer. Kardeşleri ile sonra konuşacaktı bu mevzuyu. Dalga geçiyorlardı. Geçerlerdi tabi. Karaca gibi ufak tefek bir kadın yüzünden girdiği hallere kendisi bile inanamıyordu ama hatunun eli ağırdı. Azer'de başını omuzlarının üzerinde seviyordu.

"Abim sen kaç biz tutarız bunu."

"Salak salak konuşma." Diye karşı çıktı Özgür. "Denizde balık mı tutuyorsun? Kocaman kadın!"

"Kim kocaman? Şeyda mı kocaman?"

🌺🌺🌺🌺

Ah Mine'l AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin