18

512 44 33
                                        

"Bütün bu insanlar kim?"

Elindeki hırkayı kapının arkasına asarken sordu. Jimin biraz endişeli gözüküyordu. "Şey Yoongi sen gelecek miydin ya?"

Etrafındaki bedenleri biraz ittirip, biraz da özür dileyip kendisini içeriye sokmayo başardığında Jimin'e ters bir bakış attı. "Ne demek gelecek miydin? Sen davet ettin ya."

Ensesini kaşıyıp güldü stresle karışık. Hoseok olmadan onu nasıl idare edeceği bilemediği için soğuk soğuk terlemeye başladığını hissediyordu.

Bildiği kadarıyla patilemeyi en çok seven kişi Yoongi'ydi , yine de bugün o modda mıydı emin olamıyordu. Hoseok olsa kesin bir fikri olurdu... İçinden bir ses zaten yolda olduğunu söylüyordu.

Yoongi biraz etrafına bakınmış sonra arkasına dönüp Jimin'i kendisine doğru çekmişti. "DJ kim?"

Belindeki el onu sıkı sıkı tuttuğu için dikkati bir an dağıldı. Gözlerini birkaç kez kırpıp düşündü. "Yok..."

Yoongi diş etleri gözükecek kadar gülüp Jimin'in hoparlörüne Bluetooth ile bağlandı. "Servise başla Jimin-shi!!!!"

Bu kadar hızlı mıydı yani? Rüya görüyor olabilir miydi? Kolunu ısırdı hemen, hissettiği acıdan dolayı irkilmesiyle keyfi yerine geldi. Yoongi şu an ortama uyum sağlamıştı!

Koşarak mutfakta servise hazır bekleyen tabakları içeriye kadar taşıdı. Kendisine yardım eden bu yabancılara teşekkür etmek istiyordu.

Herkese elindeki tatlılardan veriyor, hemen ardından da ayrılmadan Instagram üzerinden onu eklemelerini söylemeyi ihmal etmiyordu. Bu ortamı her zaman bulamazdı.

  Yoongi'nin seçtiği şarkılar ile herkesin keyfi yerine gelmeye başlamıştı, sevgilisiyle veya arkadaşıyla kahkahalar atarak dans edenlerle dolmuştu her yer. Yoongi'nin de dans ettiği birisi vardı tabii...

Tekrar kendisini yalnız hissetmek üzereydi, kurtarıcısı Hoseok bileğinden tutmasaydı.

"Hobi! Geldin."

Kollarını ıslak kıyafetlerini umursamadan beline sardı. Dışarıda yağmur yağıyordu ve onu kırmayıp gelmişti.

Gürültüden dolayı birbirlerini biraz zor duydukları için kulağına fısıldayan Hoseok'a yaklaştı. "Jimin, bir şey oldu dediğini sanıyordum?" Kulağındaki sıcak nefes onu ürpertse de dengesini korudu. Aynı şekilde Hoseok'un kulağına yaklaştı. Bu sırada elinin beline dolandığını fark etmişti. "Evet, bu oldu işte, ortam harika!"

Kendisini anlamaz gözlerle izleyen bedeni ittirip Yoongi'nin yanına kadar sürükledi. Dans etmekle öyle meşguldü ki onları fark etmemişti. Onu gülerken görmek harika bir şeydi.

Yoongi'nin elini tutup, Hoseok'un elleriyle birleştirdi. Herkes bir anda neler döndüğünü anlamışçasına onlara yer açmıştı. Tüm gözler üzenlerindeydi.

"Öp,öp, öp" çığlıkları yükseliyor, hemen peşinden de o çığlıkları alkışlar takip ediyordu. Jimin göğsünden içeri sıcak bir şeylerin aktığını hissetti. Onları böyle birbirlerine duygu dolu bakmaları çok güzeldi.

Herkesten ayrı olarak ikisinin de yanağına ellerini yaslayıp alınlarını birleştirdi. Üçü de kafa kafa vermiş bir durumdaydı şu an. İkisine gülümseyip, öp diye fısıldadığı an, iki sıcak dudağı da kendi dudaklarında hissetmeyi beklemiyordu.

Kendilerini izleyenler de bunu beklemiyor olacak ki, herkes susmuştu.

Tek duyulan çekilen sifonun sesiydi.

how love goes  | yoonminseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin