Jimin'in mimik dahi oynatmadığı bir saat geçtiğinde, hemşire gelip kolundaki iğneyi çıkardı. Geçmiş olsun dileklerini iletip odayı terk etti. Üçü de hala öylece oturuyordu. Hoseok, Yoongi'ye sürekli neden yaptın bakışlarını yolluyor, Yoongi de Hoseok'a ne yapsaydım, sormasam meraktan ölecektim bakışlarıyla cevap veriyordu.
Jimin buradan çıkınca ne yapacağını bilmez şekilde kendi aklında planlar kuruyordu, o asla alışamadığı yurt odasına geri dönecekti. Arkadaşı da pek yoktu, yalnızlığa tamamen mahkûmdu.
Yoongi ve Hoseok ile muhabbet ederken gözünün içi gülerken, şu an hüzünlü bir hal almıştı. Karnı stresten ağrımaya başlamış, kalbi gerçeklikle yüzleştiği için sıkışır olmuştu. Artık mutluluğa bir adım daha uzaktı Jimin, kendi aklında.
Hoseok odadaki ufak tefek etrafa dağıttığı eşyalarını toplamaya başlayınca, Yoongi de koltuktaki ceketini almak için ayaklandı. Çok fazla oyalanamazlardı, bu odaya her anbir başkasının ihtiyacı mutlaka olabilirdi.
Jimin de dikkatli bir şekilde yataktan kalktığında, özel hiçbir eşyası olmadığı için, odanın kapısını araladı. Diğerlerini beklemeye başladı. Acaba onlardan telefon numaralarını istese, aşırıya kaçmış olur muydu? Artık samimi bile sayılırlardı, birbirlerine açılmışlardı, çoğu insanın bilmediği şeyleri biliyorlardı.
"Hadi bakalım, çıkış nerede?" Yoongi kolunu ikisinin de omuzlarına attığında etrafa bakınarak konuştu. Hoseok yolu bildiği için işaret parmağıyla sol tarafı gösterince, hepsi oraya doğru yürümeye başladı.
Hastane merdivenlerini inmeye başladıklarında, Yoongi kolunun hafiften acıdığını hissediyordu. Kendisi diğerlerine nazaran daha kısaydı çünkü. Jimin bunu anlamış gibi güldüğünde, Hoseok çaktırmadan Yoongi'nin beline kolunu doladı, Jimin de aynı şeyi yaptığında göz göze geldiler. Bir saniye içinde tüm güçlerini kollarına verdiklerinde Yoongi artık havadaydı. Ayakları yere değmiyor, ikili tarafından taşınıyordu. Hastane koridorunda karşılaştıkları insanlar bazen garip garip, bazen de gülerek baksa da bu oyunları çıkışa kadar sürmüştü. Yoongi de halinden oldukça memnundu.
Sonunda ayağı yere değdiğinde suratsız bir hal almıştı. Bir kedi gibi tıslıyordu. Jimin bu sırada ayağıyla yerdeki toprakları ezmekle meşgul olduğu için Yoongi'ye kulak verememişti. Hoseok gerekli ilgiyi tam sırasında ona verebilirdi, dışarıda olmasalar ve yanlarında kırgın bir oğlan olmasa.
"Ne yapalım, aç mısınız?" Neşeli sesi sokakta yankılandığında, Jimin ayağıyla topraklara eziyet etmeyi sonlandırmıştu. Aç değildi ama onlarla biraz daha vakit geçirmek için yalan söylese kötü olur muydu? "Belki de açımdır, hissedemiyorumdur" Aniden aklına gelen fikirle havaya zıpladı. Yüzünde
"Ben ısmarlayayın izin verirseniz, bütün bunlar için teşekkür amaçlı."
Daha ilk cümlesini bitirmeden Hoseok ve Yoongi başını iki yana sallayarak reddetmeye başlamıştı. Jimin üzülerek dudak büktüğünde Hoseok onun dudağına tatlı bir tokat attı. "Büzme hemen, şimdi ısmarlarsan sonradan buluşmaya mazeretimiz olmaz, tabi sen bizi bir daha görmek istemiyorsa-"
Küçük olan hızla olduğu yerde ileriye doğru atıldı. "Asla hyung! Tamam sonra ısmarlarım, bana numaranızı da vermeniz lazım."
Üçü de ceplerindeki telefonlara uzandı hemen, bu fırsatı hiçbiri kaçırmak istemezdi. İlk Yoongi numarasını söylemeye başladı, Jimin bu sırada hızlı ama dikkatli bir şekilde numaraları tuşluyordu. Hemen kaydedip teyit etmek için numarayı aradı. Yoongi'nim telefonu çaldığında zaferle gülümsedi. Aynı şeyleri Hoseok ile de yaptığında içi daha rahattı. En azından eskisi kadar karamsar ve mutsuz hissetmiyordu. Gözleri tekrar güneş görünce şımaran bir çiçek kadar güzeldi. Bu ayrıntıyı fark etmez Yoongi'nin kalbini hızlandırmıştı. Bu çocuk ile ilgili birçok şey Yoongi'ye farklı hissettiriyordu bile.
Bunları şimdilik yalnızca kendisi bilmeliydi, kısa süreli bir sahiplenme miydi, ona üzülüyor muydu,yoksa korktuğu mu başına geliyordu...
Hiçbirinden emin değildi. Derin bir nefes alıp önünde yürüyen Jimin ve Hoseok ikilisine yetişmek için hızlandı. Hangi lokantaya gittiklerini bilmiyordu, düşünceleri ile boğuşurken bu ayrıntıyı kaçırmıştı. Belli etmemek adına sessizce takinne devam etti.
Yol boyunca Hoseok ve Jimin komik olması Yoongi için oldukça güç konularda şakalar yapıyordu. İkisinin ortak alanı çoktu, bu yüzden tüm bunlar kolay anlaşmalarını sağlamıştı. Ufak bir tebessümün ardından Hoseok'un koluna girdi.
Mmm... Üzgünüm gecikti, birkaç bölüm stoklayacağım bu sıralar, taşınma evresindeyiz ve bir kedi sahiplendik her şey çok üst üste geldi. Yine de en tatlı telaşlarımız bunlar umarım anlarsınız öbüldünüz öbücük.
Ha bir de, hikaye benim şu ana kadarki yazdıklarıma çok ters ilerleyecek... Haberiniz olsun istedim 🥺

ŞİMDİ OKUDUĞUN
how love goes | yoonminseok
Fiksi PenggemarJimin eski sevgilisine olan hislerinin yaşattığı tüm karmaşalardan kurtulmak istiyordu. Threesome. Poliamori. Yoonminseok.