Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
"Her akşam vodka, rakı ve şarap..."
En sevdiğim şarkılardan birini dinlerken keyifli keyifli operasyonumu yapıyordum.
"Severus. Gel, bu kısmı biraz daha yakından izle."
Neşteri deriye batırırken mırıldandım, "Açıya dikkat etmeyi unutma."
Anlarcasına kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı.
"Bugün keyifli gibisin."
"Daha önceleri keyifsiz miydim?"
"Dün moralin bozuk gibiydi. O yüzden söyledim."
"Ah, dün..."
Dün bayağı bir olay olmuştu.
"Evet, dün biraz moralim bozuktu ama bugün iyiyim."
"Arkadaşın seni görmeye geldi, telefonun kapalı olduğun için ulaşamamış."
Tek kaşımı kaldırdım, "Leo mu?"
"Evet, sanırım o."
"Ne dedi?"
"Burada olup olmadığını sordu. Ben de sabah geleceğini ve eğer bir mesaj iletmek istiyorsa söyleyebileceğini söyledim."
Neşteri bırakarak dikiş için iğneyi elime aldım.
"O ne dedi?"
"Gerek olmadığını sadece sıkıldığı için seni görmek istediğini söyledi."
"Anladım. Sağ ol."
"Sevgili misiniz?"
"Ne?" şaşkınlıkla birlikte gülmeye başlarken dikiş işlemini de bitirerek bir adım geri gittim.
"Operasyon bitmiştir."
Diğer herkes toparlanmaya başladığında kapıya yöneldim, Severus'ta peşimden çıktı.
"Leo ile sevgili değilim. Bunu nereden çıkardın ki?"
Elindeki eldiveni çıkararak çöp kovasına attı, ben de maske ve diğer şeyleri çıkararak atmaya başladım.
"Geçen gün de gelmişti, bilmiyorum sadece yakın gibiydiniz."
Gülerek başımı iki yana salladım, "Sevgilim değil. Benim sevdiğim biri..."
Cümlemi devam ettiremeden aklıma Chrollo'nun gelmesi ile yürümeyi bıraktım.
Kaşlarımı çattım.
Yok... Hayır...
"İyi misin?"
Severus kaşları hafif kalkık şekilde bana bakarken hızla başımı sallayarak koşar adım yürümeye başladım.
"Sevdiğim biri yok!"
"HEY! BENİ BEKLE!"
Ne kadar hızlı gittiğimi daha koridorun ortasında olan Severus'un bana bağırması ile fark ettim.
.
"Ange!"
Tam kapıdan çıkacakken başımı çevirip bana yaklaşan Severus ve bir grup hemşireye baktım.
"Evet?"
"Bir şeyler içmeye gideceğiz. Gelmek ister misin?"
Saate baktım, gece 11'e geliyordu ve Chrolloların yanına gidecektim.
"Ah... Belki başka zaman."
"Tamam o zaman, hoşçakal."
Onlara veda edip kapıdan çıktım ve bir taksi tutarak Chrolloların kaldığı yere yakın bir yeri tarif ettim.
Yaklaşık 40 dakikada varmıştım.
Ücreti ödeyerek arabadan indim ve günler sonra şaşırtıcı bir mutluluk ile binaya ilerlemeye başladım.
Binaya girdiğimde içeriden gelen 2 yabancı ses ile kaşlarımı çattım.
Bunlar çocuk sesi miydi?
Şaşkınlık ile ana salon dediğimiz yere girdiğimde elleri bağlı 2 çocukla göz göze geldim.
Çocuklardan biri masaya dayanmıştı ve Feitan resmen kolunu kırmak ister gibi onu tutuyordu.
"Ne oluyor lan?"
Hepsi birlikte bana döndü, bir tek Chrollo yoktu.
Beyaz saçlı çocuk kendisini ipten kurtarmak için kıvranıp duruyordu. "Gon! Bırak onu!"
Oh, tanrım. Bu çocuk güçlüydü.
İkisi de güçlüydü.
Sorun güç değildi. Sorun beyaz kafanın Feitan'a öldürecek gibi bakmasıydı.
Ve eminim ki eğer o ipler olmasa kesinlikle Feitan'ı öldürmeye çalışırdı.
Çalışırdı.
Feitan ise...
Gözümü ona çevirdim.
Evet, o çalışmazdı. O direkt öldürürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chrollo x Reader (HxH x Reader)
FanfictionPrestijli bir hastanenin en iyi doktorlarından olan Ange Sirius'un neredeyse herkesten gizli olan bir hobisi vardır. Motor yarışı. Bir gün yarış bittikten sonra insanların arasında, yerde yığılmış bir adam görür ve ona yardım etmek isterken olaylar...