İçelim mi?

949 104 73
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Upuzun, iğne atılsa yere düşmeyecek masada dip dibe oturmuş hem yemek yiyor hem de içki içiyorduk.

"Alex! Geçen günkü ameliyatın başarılı geçmiş diye duydum. Dekan bile seni tebrik etmiş!"

Elimdeki bardaktan gözlerimi ayırıp Alex'e baktım.

Buradaki en sevmediğim insanlardan biriydi. Tilki gibi kurnaz ve ikiyüzlüydü.

"Teşekürler, Akiro. Aynı başarıyı senden de beklerim."

Tabağıma dönerek ağızıma bir lokma aldım."Başarıymış... Sikerler."

Kendi kendime mırıldandığım hâlde ikisi de aynı anda susunca kafamı kaldırdım.

Akiro hafif şaşkın şekilde bir bana bir Alex'e bakarken Alex ise her zamanki ifadeysiyle bakıyordu.

Oturuşunu dikleştirdi, "Ange, bir sorun mu var?"

"Profesörsün, ama sanki ilk kez bir şey başarmış gibi davranıyorsun." gülerek başımı ikiye salladım, "Sırf başarı kendine kalsın diye ortak olan ameliyata sadece kendin girdin."

"Başarı kendime kalsın diye böyle bir şey yapmadım. Kendini üstün görme, çaylak."

Birinin belime dirseği ile vurması ile başımı çevirdim. Severus, başı masaya eğikken ağızını bile tam kıpırdatmadan fısıldadı.

"Kavga çıkarma. Onu boşver."

Bir şey demeden önüme döndüm ve derin bir nefes aldım. "Tabii, senden genç olmasına rağmen daha iyi ve saygı duyulan bir doktoru kıskandığın için onu ortak ameliyata almamakta haklısın."

Bu sefer tüm masada sessizlik oluşmuştu. Bazıları kendi aralarında fısıldaşırken gülümsedim.

Yavaşça ayağa kalkarak üstümü düzelttim. "Yemek için teşekkürler. Afiyet olsun."

Lokantadan çıkıp loş sokak lambaları ile aydınlatılmış karanlık caddeye girdiğimde hemen yan binanın duvarına yaslanarak gözlerimi kapadım.

Yaklaşık 1 dakika sonra birinin tam yanımda durduğunu hissetmiştim. Ama lokantadan çıkmamıştı.

"Bir şey mi oldu, doktor?"

Artık onun neden her yerden çıktığını sorgulamayı bırakmıştım.

Gözlerimi açarak kafamı duvardan ayırmadan sola çevirdim. "Bazı insanlar çok kıskanç."

"Kıskanmak insanın doğal duygularından biridir."

"Evet."

Başımı geri önüme çevirdim ve bir ayağımı diğer ayağımın üstüne attım. "Neden beni takip ediyorsun?"

"Yapacak bir şey olmuyor. Ben de senin ne yaptığına bakıyorum."

Güldüm, "Sapık gibisin."

"Ama değilim."

"Çok garip."

"Garip olan ne?"

Tekrar ona döndüm ve baştan aşağı inceledim.

Geçen günkü yıkık binada giydiği garip mor ceketi üstünde değildi.

Normal bir siyah pantalon ve beyaz gömlek giymişti.

"Bu şekilde daha yakışıklı olmuşsun."

Bir saniyeliğine üstüne bakıp geri bana baktı. "Yakışıklı olduğumu kabul ediyorsun yani?"

"Evet, yakışıklı denecek bir tipin var. Ama geçen günkü kıyafetle açıkçası tüm karizman bozuluyordu. Ayrıca..."

Sırtımı duvardan çekerek bedenimi ona döndürdüm ve ensesine doğru yapıştırdığı saçları karıştırarak dağıttım.

"Bu şekilde kesinlikle mükemmel görünüyorsun."

Saniyeler boyunca bir şey demeden yüzümü inceledi. Ne düşündüğünü bilmiyordum ama bir süre sonra bu sessizlik rahatsız etmeye başlamıştı.

Yerimde kıpırdanırken en sonunda ağızını araladı. "Bir şeyler içelim mi?"

Gözlerimi kıstım, "Bunun altında 'Seni yatağa atmak istiyorum.' anlamı yok, değil mi?"

Dudağında hafif bir tebessüm oluştu, "O tarz şeyler pek ilgimi çekmiyor. Sadece içmek istiyorum."

"Aslında daha 5 dakika önce içiyordum ama... İçki güzeldir."

Sırtını duvardan ayırarak karşıma dikildi ve bir kolunu tutmamı istermiş gibi büktü.

"Bugün centilmensin sanırım." kolunu hafifçe tuttum ve birlikte yürümeye başladık.

"Burada içmeyeceğiz. Çünkü-"

"Çünkü senin gibi bir suçlu insanların arasında içemez."

Güldüğünü hissettim, "Evet. Binaya gideceğiz, orada içebiliriz."

"Orası buradan en az 1 saat uzaklıkta. Umarım araban vardır koca adam."

"Merak etme, var."

Chrollo x Reader (HxH x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin