Gelen kilit sesiyle beraber elindeki mama kabını köpeğinin önüne bırakıp kapıya doğru ilerledi Felix. Kapı açıldığında ise karşısında uzun zamandır görmediği babası vardı.
"Oh, Felix evde miydin sen?"
"Hoşgeldin baba. Bir şeyler ikram edeyim mi?"
"Sağ ol oğlum, hemen bir şey alıp çıkacağım."
Babası aceleci bir tavırla içeri geçtiğinde boş bakışlarla onu izledi sadece. Alışkın olduğu bir şeydi bu.
Adam duvardaki tabloyu aldıktan sonra koluna sıkıştırıp oğluna döndü. "Jiseu'nun aklı kalmış da alayım dedim."
Felix sadece başını sallamakla yetinirken adam çoktan kapıya ilerlemişti. "Görüşürüz!"
Direkt çıkıp gittiğinde Felix derin bir nefes verip koltuğa attı kendini. Bugün cumartesiydi ve yapacak herhangi bir şeyi yoktu. Okuyacak romanı da kalmamıştı. Bir ara okul kütüphanesine uğramayı aklına not etti.
Beş dakika içinde tekrar çalan kapıyla babasının geri gelmiş olduğunu düşünerek hızlı adımlarla açtı fakat karşısında çok daha farklı biri vardı.
Hyunjin elindeki poşeti onun eline tutuşturup içeri girdi. Felix'in arkasından gelmediğini fark ettiğinde dönüp ona garip bakışlar yolladı. "Ne dikiliyorsun gelsene."
Felix kapıyı kapatıp yanına giderken elindeki poşetin içine baktı. Dürüm ve ayran vardı.
"Sağ ol ama aç değilim."
Hyunjin yemek masasına kısa bir göz gezdirdi. Felix'in evi fazla toplu değildi ve buraya son geldiğinde masada önceden kalma tabak çatal gibi şeyler vardı. Ama şimdi tertemiz duran masa onun bir şeyler yemediğini kanıtlar nitelikteydi.
"Ye işte. Para verdim ona."
Felix boşverip yemeye karar verdiğinde bir ısırık alırken sordu. "Niye geldin?"
Hyunjin kafasını arkaya yaslayıp onu izlemeye başladı. "Bugün Chan ve Jeongin buluşacakmış. Gizlice onları izleyeceğiz."
Felix kaşlarını çatmıştı. Böyle sikko planların kimden çıktığını merak ediyordu cidden. "İyi onlar buluşsun işte, biz niye izliyoruz?"
"Jisung ısrarla senin tespitlerinin çok iyi olduğunu, gözlemlemen gerektiğini söyledi."
Jisung... Ondan çıktığını tahmin etmeliydi. O sincap kılıklının harika(!) fikirleri onu şaşırtmıyordu artık.
"Sen niye geliyorsun?"
Felix'in onuncu sorusuyla Hyunjin sinirlenmeye başlarken yaslandığı yerden doğruldu. "Bu kadar istemiyorsan gideyim?"
Ardından yerinden kalktığında cidden gidecekti ki Felix ayağa kalkıp kolundan tuttu. "Tamam, kal. Ondan sormadım."
Felix'ten bunu beklemediği için şaşırsa da belli etmeyip geri yerine oturdu. Felix dürümünü yerken, Hyunjin sessizce onu izlemeye koyuldu. Ondan hala haz etmiyordu ama bilerek yemek getirmişti. Çünkü Jisung sürekli yemeyişinden şikayet ediyordu ve... aslında neden iyilik yaptığını kendisi de bilmiyordu. Sadece aç kalmasın istiyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
scars
Fanfictionjeongin, felix ve hyunjin okuldan atılmakla yüz yüze geldiklerinde; jisung ve minho'nun da yardımıyla başmüdürün okula yeni gelen oğlu chan'ı yanlarına çekme planı yaparlar