"Oh, o oyunun DVD'si var bende."
"Şaka yapıyorsun! Birkaç güncük ödünç alabilir miyim?"
Chan, Jisung'un çocukça tepkisine gülmeden edememişti.
"Senin olabilir. Pek oynamıyorum zaten."
Jisung'un gözleri, duyduğu şeyle kocaman açılırken dayanamayıp Chan'a sarılmıştı. Felix bu görüntüyle suratını buruştururken, yanlarına henüz gelmiş olan Jeongin de aynı ifadeyi takınmıştı.
Jisung'u tutup sevgilisinden ayırdıktan sonra yanına kendisi oturup kollarını ona sardı.
"Sevgilime sırnaşmak için yer mi arıyorsun sen lan? Chan bununla görüşmeni yasaklıyorum."
Chan onun söylediğine kahkaha atarken aynı şekilde o da Jeongin'i sıkıca sarmıştı.
Ardından Jisung'a döndü. "Üzgünüm, sonumuz böyle olsun istemezdim."
Jeongin de dayanamayıp gülse de aklını kurcalayan bazı şeyler yüzünden uzun sürmemişti.
Son birkaç haftadır Chan'la her şey fazla yolunda gidiyordu. İlişkileri güzeldi, Chan diğerleriyle iyi anlaşıyordu. Aynı zamanda onun da diğerleriyle olan arkadaşlığı fazlasıyla ilerlemişti. Fakat canını sıkan nokta, bunun böyle kalmayacağını biliyor olmasıydı. Sonuçta Chan'ı hala kandırıyorlardı. Bu gerçek, mutlu hissettiği zamanlar bile kafasının içinden çıkmıyordu. Ama Chan'a olan tüm duyguları ve davranışları, tamamiyle gerçekti. Plandan çıkmıştı artık.
Bunları kafasından atmak için başka bir konu açmaya karar verdi.
"Bir haftaya sınavlar başlıyor. Soruları araklamam gerek."
"Cidden nasıl yapıyorsun ya?"
Jisung'un sorusuna karşılık Jeongin kendini beğenmiş bir şekilde sırıtmıştı.
"Eh, bizim de kendimize göre taktiklerimiz var." Ardından Minho'ya döndü. "Ama artık... elinde öğretmenler odasının anahtarı bulunan öğrenci başkanımızla kankayım. Bana bir güzellik yapar değil mi?"
Minho ona kınayıcı bir bakış atarken cevapladı. "Benim kazancım ne olacak?"
"Sana beleşe veririm cevapları."
Minho onun cevabından memnun bir şekilde gülümsedikten sonra elini uzattı. "Anlaştık."
Ardından Jeongin de ona elini uzattığında kısaca el sıkışmışlardı.
Kısa bir sessizlik oluştuğunda Jeongin'in bakışları sessizce oturan Felix'i bulmuştu. Önündeki dolu olan yemek kabının Jisung tarafından verildiği belli oluyordu fakat o yemek yerine dalgınca chopstickleriyle oynuyordu.
Jisung'u hafifçe dürtüp kaş göz yaparak Felix'i gösterdi. Jisung ise yemekhanenin kapı tarafını işaret etmişti. Jeongin oraya döndüğünde Miyeon'la oturan Hyunjin görüş alanına girmişti ve Jisung'un ne demek istediğini anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
scars
Fanficjeongin, felix ve hyunjin okuldan atılmakla yüz yüze geldiklerinde; jisung ve minho'nun da yardımıyla başmüdürün okula yeni gelen oğlu chan'ı yanlarına çekme planı yaparlar