jeongin, felix ve hyunjin okuldan atılmakla yüz yüze geldiklerinde; jisung ve minho'nun da yardımıyla başmüdürün okula yeni gelen oğlu chan'ı yanlarına çekme planı yaparlar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hey, bir kere o öyle oynanmaz."
"Hah, sen çok biliyorsun sanki."
Hyunjin'in, Jisung'un elindeki küçük oyun cihazını çekiştirmesiyle tartışmaya başladıklarında Felix göz devirip önüne döndü. Bu insanlarla takılmaya alışmış olsa da gürültüleri çekilmez oluyordu. Yanında sessizce yürüyen Jeongin'e kaçamak bakışlar attığında ise bir şeyler olduğuna emindi. Sabah erkenden buluşup kahvaltı yapmışlardı ve Jeongin bu birkaç saatte hiç olmadığı kadar sessizdi.
"Of, ilk dersi eksek mi ya? Sabah sabah matematik çekemeyeceğim."
Jisung'un söylenişiyle Felix anında onayladı onu. Bahane arıyordu zaten derslere girmemek için.
"Siz napıyorsanız yapın, ben ders kaçıramam."
Minho bilmiş bir tavırla konuştuğunda Jisung göz devirdi.
"Tamam en zeki sensin, sevgili öğrenci başkanımız."
Minho normalde kızacağı bu cümleye Jisung söylediği için kızmamıştı. Jisung'un onunla tatlı bir şekilde uğraşması hoşuna gidiyordu. Çünkü eğer Jisung ondan hala nefret etseydi, eskiden yaptığı gibi yüzüne bakmazdı. Ama şimdi aralarındaki buzlar eriyor gibiydi.
"Sen de ekmiyorsun Jisung. Matematikleri hep ektiğini biliyorum."
"Ne yapayım gram bir şey anlamıyorum! Da sen beni mi takip ediyorsun?"
Minho kolunu onun omzuna atıp kendine çekti. Jisung rahatsızca kıpraşsa da içten içe hoşuna gitmişti.
"Kaçarsan hiç anlayamazsın. Ayrıca evet tatlım seni takip ediyorum."
Jisung söylenmeye devam etse de pozisyonlarını bozmadan okul binasına doğru ilerlemişlerdi. Sessizliğini koruyan Jeongin de peşlerinden ilerlediğinde, Hyunjin Felix'e yaklaştı.
"Biz ekiyor muyuz?"
Felix bir şey demeden kafasıyla onaylamıştı onu sadece. Hyunjin, Felix'in ona birkaç gündür uzak olduğunu hissediyordu. Gerçi, onu hala çözebilmiş değildi ve bu dengesiz hallerine şaşırmıyordu.
Her zamanki yerlerine, spor salonunun arkasına gittiklerinde çantasını bir kenara fırlatıp yere oturdu. Felix de aynı şeyi yaptığında bir süre sessizlik oluşmuştu.
Felix, Hyunjin'in onu sorgulayacağını bildiği için konuyu başkasına çekmeye karar verdi.
"Jeongin garip değil mi sence de?"
Hyunjin omuz silkti. "Bilmem. Neden ki?"
"Chan'la sadece oyun oynadıklarını ve eğlenceli vakit geçirdiklerini söyledi fakat öyle olsaydı böyle durgun olmazdı."
Hyunjin, Felix'in dediğiyle beraber Jeongin'i düşündü. Haklıydı, fazla sessizdi iki gündür.
